Egemen Bağış, Tüsiad Yüksek İstişare Konseyi Toplantısına Katıldı

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Karma Parlamento Komisyonu'nda (KPK) Türkiye’nin bazı eksikliklerinin yurt...

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, AB Karma Parlamento Komisyonu'nda (KPK) Türkiye’nin bazı eksikliklerinin yurt dışına çarptırılarak anlatıldığını ve Türkiye’yi eleştirmek isteyenlerin eline koz olarak sunulduğunu gördüğünü söyledi.

Bakan Egemen Bağış, Four Seasons Otel’de düzenlenen TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Bağış, “Bundan 15 yıl önce ülkemizde insanlar Kürt'üm demeye korkarken, bugün devletin televizyonu günde 24 saat Kürtçe yayın yapabiliyorsa, mahkumlar kendilerini ziyaret eden anneleriyle ana dilleriyle konuşabiliyorsa, üniversitelerimizde Kürt kültürü, tarihi ve dili ile ilgili kürsüler bulunabiliyorsa, bu hafta sonu Van’ın Bahçesaray’ın Fekiqe Teyran Festivali’nde Kürtçe edebiyatını, Kültür ve Turizm Bakanlığımız ile AB Bankalığımız birlikte destekliyorsa Türkiye doğru yolda ilerliyor. Artık okullarımızda seçmeli Kürtçe derslerinin başladığı bir döneme doğru giriyoruz. Eğer bizim çocuklarımız okullarında İngilizce, Fransızca, Almanca öğrenebiliyorsa neden Kürtçe, Arapça ve Farsça öğrenmesin? Bölgenin dillerini bilip o ülkelerle ilişkilere katkıda bulunmasın” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye’de önemli adımlar atıldığını kaydeden Bağış, ancak bazı eksiklerin de olduğunu söyledi. Bağış, dün katıldığı KPK toplantısında bazı Türkiye’nin bazı eksikliklerinin yurt dışına çarptırılarak anlatıldığını ve Türkiye’yi eleştirmek isteyenlerin eline koz olarak sunulduğunu gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:

“Dün KPK toplantısında Leyla Zana Davası'nı bana çok sordular. Yargıyı savunmak, yargının avukatlığını yapmak herhalde en son yapmak isteyeceğim görevdi. Çünkü bu ülkede yargıdan mağdur olmuş bir kişiyim. 'Millet neyse vekili o olmalıdır' dediği için, 'Başörtüsü kullanma özgürlüğünü, mini etek kullanma özgürlüğü kadar önemsiyorum' dediği için Anayasa Mahkemesi'nde yargılanmış bir kişi olarak konuşuyorum. Dün Avrupalı meslektaşlarıma, Avrupa Parlamentosu üyelerine şunu söyledim; sizin ülkenizde bir siyasetçi çıksa, 'Ben El Kaide'nin terör örgütü olduğuna inanmıyorum, El Kaide'nin insanları öldürmek için kullandığı silahları bir güvence olarak görüyorum, El Kaide'yi bir demokratik özgürlük mücadelesinin temsilcisi olarak görüyorum ve Bin Ladin'i de bu yüzden bir kahraman olarak görüyorum' dese, sizin yargınız yan gelip yatacak mı? Sizde savcılar dava açtığı zaman hükümetleriniz, yasama ve yürütme mensuplarınız ‘aman yapma mı’ diyecek. Bazı şeylere doğru perspektiften bakmak lazım. Tabii ki ülkede herkesin kendi ana diliyle iletişim kurabilme özgürlüğünü herkesten çok savunuyoruz, yaptıklarımız ortada. Tabii ki bireysel özgürlükleri çok önemsiyoruz. AB bir değerler manzumesiyse, bunun temelinde birey vardır. Ama bizim kendi değerlerimizde de birey vardır, bizim kendi inançlarımızda da birey vardır. Türkiye, AB yolunda adım attıkça, aslında kendi özüne de dönüyor. Şu an Meclis'te yasalaşma sürecinde olan ombudsmanlık, aslında başkadılık sisteminin Avrupa tarafından uygulanma şeklidir. Bu değerler bize yabancı değerler değil. İstişare etmek, demokratik süreçte karar almak bize yabancı olan süreçler değil."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: