Eğitim-Bir-Sen "Eğitime Bakış: 2021 İzleme ve Değerlendirme" raporunu açıkladı

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın: - "Özellikle okul öncesi okullaşma oranı düşük olan bölgeler ile dezavantajlı yerleşim bölgelerine yeni okul öncesi kurumları yapılmasına öncelik verilmelidir" - "Özel eğitim ihtiyacı olan kız çocuklarının okullaşma oranlarını artırmaya yönelik daha etkin politikalara ihtiyaç vardır" - "Ortaöğretim kademesinin zorunlu olmasına rağmen lise mezunu olma oranlarının, özellikle de erkeklerin mezun olma oranlarının düşük olmasının nedenleri araştırılmalıdır"

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, okul öncesi okullaşma oranı düşük bölgeler ile dezavantajlı yerleşim bölgelerine yeni okul öncesi kurumların yapılmasına öncelik verilmesi gerektiğini belirtti.

Yalçın, Eğitim-Bir-Sen tarafından hazırlanan "Eğitime Bakış: 2021 İzleme ve Değerlendirme" raporuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, eğitim sisteminin kalitesini artırmanın önündeki engelleri en aza indirmek ve daha nitelikli eğitim sistemi tesis etmek amacıyla üzerlerine düşen görevi yaptıklarını ve veri temelli politika önerileri geliştirdiklerini anlattı.

Reklam
Reklam

Bu yıl altıncısını yayımladıkları rapor ile sistematik olarak Türkiye eğitim sistemini çeşitli göstergelerle, veriye dayalı olarak izlediklerini ve değerlendirdiklerini hatırlatan Yalçın, rapordaki önemli bazı bulguları paylaştı.

Yalçın, 5 yaş grubunda net okullaşma oranının geçen yıla göre yüzde 16,6 puan düştüğünü ve yüzde 58,5 olarak gerçekleştiğini kaydederek, 14-17 yaş grubunda net okullaşma oranının yüzde 90,76 olduğunu aktardı.

Ortaöğretim kademesinin zorunlu eğitim kapsamında olmasına rağmen çoğu ilde hem kızların hem de erkeklerin eğitimin dışında kalmasının üzerinde düşünülmesi ve yeni politikaların üretilmesi gereken bir konu olduğunu vurgulayan Yalçın, "Özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin eğitime erişimlerinde son yıllarda önemli artış olmasına rağmen öğrencilerin yüzde 37'si kız olup, bu oran son beş yıldır neredeyse aynı kalmıştır." ifadesini kullandı.

- "Okul öncesinde alınan ücret kaldırılmalı"

Yalçın, 14-17 yaş grubunda okullaşma oranının düşük olduğu illerde ortaöğretime erişimin arttırılmasına, kız çocuklarının aleyhine olan bölgelerde eğitimin dışında kalma nedenlerinin araştırılmasına ve eğitime erişimleri için yeni politikaların geliştirilmesine öncelik verilmesi gerektiğini ifade etti.

Reklam
Reklam

"Özellikle okul öncesi okullaşma oranı düşük olan bölgeler ile dezavantajlı yerleşim bölgelerine yeni okul öncesi kurumların yapılmasına öncelik verilmeli." önerisinde bulunan Yalçın, okul öncesi eğitime erişim ve katılımın önünde bir engel olarak duran okul öncesinde alınan ücretin kaldırılmasını istedi.

Yalçın, özel eğitim ihtiyacı olan öğrencilerin eğitime erişimlerinde son yıllarda önemli artış olmasına rağmen bu çocukların ortaöğretime devamına ve özelliklerine göre de mesleki eğitime yönlendirilmelerine ilişkin politikaların uygulanması veya mevcut politikaların gözden geçirilmesinin önemine işaret etti.

Yalçın, şunları kaydetti:

"Özel eğitim ihtiyacı olan kız çocuklarının okullaşma oranlarını artırmaya yönelik daha etkin politikalara ihtiyaç vardır. Ortaöğretim kademesinin zorunlu olmasına rağmen lise mezunu olma oranlarının, özellikle de erkeklerin mezun olma oranlarının düşük olmasının nedenleri araştırılmalıdır. Kaynakların daha verimli kullanılması ve mezun olamayan veya okul terkine giden gençler için gerekli olan politika değişiklikleri yapılmalıdır."

Reklam
Reklam

- "Eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacak yapıcı politikalar geliştirilmeli"

Bölgeler arasında eğitimde fırsat eşitliğini sağlayacak yapıcı politikalar geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Yalçın, şöyle devam etti:

"Mevcut sistem içerisinde genç öğretmenlerin deneyim kazanması ve daha verimli olabilmelerine yönelik politikalar geliştirilebilir. Son on yıl içerisinde ele alındığında, son beş yıllık periyotta öğretmen atamaları düşmüştür. Dahası 2021 yılında yapılan atamaların yarısı Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne yapılmıştır. Sistem içerisindeki öğretmen ihtiyacının karşılanmasına yönelik hesaplamalar ve buna yönelik atamalar yapılmalıdır.

Türkiye'de özel harcama oranlarının bu denli yüksek olması eğitimsel eşitsizlikleri artırıcı bir fonksiyona sahip olabilmektedir. Farklı sosyoekonomik ailelerden gelen öğrencilerin özel eğitim harcamalarının bu denli yüksek olması eğitimsel eşitsizliklerin yeniden üretilmesine ve dezavantajlı ailelerden gelen çocukların dezavantajlarını artırmasına neden olmaktadır. Bu noktada eğitimde özel ve kamu harcamalarının gözden geçirilmesi ve eğitimsel eşitsizliklerin önüne geçilmesi için kamusal kaynakların daha da artırılması gerekmektedir."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz