Eğitim-bir-sen Genel Başkan Yardımcısı Bartın’da

Eğitim-Bir-Sen Bartın Şubesi tarafından düzenlenen Genişletilmiş İşyeri Temsilcileri Toplantısı Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı başkanlığında yapıldı.Bartın Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü Yemekhanesi’nde düzenlenen toplantıya Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, Eğitim-Bir-Sen Bartın Şube Başkanı Muhammet Akça ve çok sayıda sendika üyeleri katıldı.Yemeğin ardından bir konuşma yapan Şube Başkanı Akça, “Geçen her yıl sendikamızın büyüdüğünü yetkili ve etkili sendika olduğunu görmekteyiz. Bu büyümede doğal olarak güzide şehrimiz Bartın’da bugün 750 üyesi ile payını almıştır. Fakat bulunduğumuz yer asla yeterli değildir. Yaklaşık olarak ilimizde 500 çalışanın sendikası bulunmamaktadır. Yaklaşık 2 bin 350 eğitim çalışanın olduğu ilimizde elbette bu büyük bir orandır. Tam bu arenada özellikle üye çalışmalarında okul temsilcilerimizin daha etkin rol alması gerektiğinin farkındayız. Özellikle son günlerde ülkemizin içinde bulunduğu bu psikolojik karamsar ortam bizlerin daha çok çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Bizler ilimizdeki tüm kurumlan karış karış gezip sorunlarını yerinde tespit etmeli, sendikamızın kazanımlarım iyi bir şekilde çalışanlarımıza izah etmeliyiz. Bu anlamda sıkı bir çalışmayla ilde yetkili sendikaya fark atıp yetkiyi almalıyız. Yetkiyi alıp en iyi şekilde temsil edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın” dedi.Daha sonra konuşmasını yapan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, “Malumunuz son 300 yıldır bir dünya düzeni kurulmuş. Kurulan bu dünya düzeninde bu fotoğrafta bizlere yer yok. Bu dünya düzenini kuranlar İslam coğrafyasını sömürülen, sömürülmesi gereken coğrafya olarak gördüler, görmeye devam ediyorlar. Kenya Kurucu Devlet Başkanı'nın çok güzel bir tespiti var. Diyor ki; 'Batılılar bu topraklara geldiği zaman bizim elimizde topraklarımız vardı. Onların elinde ise, kutsal kitapları vardı. Bu kutsal kitaplarını bizlere uzattılar. Biz bunu aldık. Bize gözlerinizi kapatın dediler. Biz gözümüzü kapattık. Gözümüzü açtığımızda bizim elimizde onların kutsal kitabı, onların ayakları altında ise, bizim topraklarımız vardı' İşte bu düzen 300 yıldır devam ediyor. Bu düzene karşı sesini yükselten, itiraz eden, hayır diyen İslam ülkeleri de olduysa da bu İslam ülkeleri de işgal edildi. Yada bir şekilde katliamlar yapıldı. Son 15 yıla baktığımızda da daha önceki tarihlere gitmiyorum. Afganistan, Irak, Suriye, Mısır, Tunus, Myammar bu resim bile yetiyor. Türkiye’de büyük bir güç oluştu. Bu zamanda Anadolu insanının sesine kulak verdi. Özellikle sömürü düzenine son vermek için Önce IMF’yi defetti. Hani hatırlarsınız kriz dönemlerinde şeflerin isimlerini bizim çocuklarımız biliyordu. Artık bu isimler unutulmaya başlandı. Türkiye artık büyümeye başladı. Kişi başına düşen milli gelir büyüdü” dedi.