Eğitim-Bir-Sen Karadeniz Bölge Toplantısı

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Artık vesayeti devlet değil, demokratik devlet var. Darbeler dönemi bitmiştir, paket paket de olsa

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, "Artık vesayeti devlet değil, demokratik devlet var. Darbeler dönemi bitmiştir, paket paket de olsa demokrasi dönemi başlamıştır" dedi. Gündoğdu, konfederasyonuna bağlı Eğitim Bir-Sen'in bir otelde düzenlediği Karadeniz Bölge Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, sendikaların ömrünün insanlar gibi olduğunu belirterek, "10 yıl, 100 yıl yaşarlar ama bu ömürleri içinde kriz ve zafer dönemleri olabilir. Bunun için geçen yılı asla unutmayacağız. Unutmamız mümkün değil. Allah, geçen yıl yaşadığımız sıkıntıyı tekrar yaşatmasın" şeklinde konuştu. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen'in misyonunda para, sendika, memuriyet ve siyasetin araç, amacın davaya hizmet olduğunu ifade eden Göndoğdu, "Amaç insanlık, mazlumlar, insan hakları için çaba göstermektir, dünyayı daha yaşanabilir hale getirmek için, ekmek ve demokrasi, özgürlükler ile doğuştan gelen hakları koruma adına mücadele etmektir. Önemli olan hedef ve misyondan taviz vermeden yolculuk yapmaktır. Bu yıl ilk toplu sözleşmeyi imzaladık" ifadesini kullandı. - Çözüm süreci Gündoğdu, çözüm sürecinde yanlarında ye alan ve "ana dilde eğitim istiyorum" diye slogan atan sendikalar bulunduğunu aktardı. Gündoğdu, şöyle devam etti: "Ana dilde eğitim istediği anaların dinine düşmanlık yapmaktan da hiç geri durmadılar. Sağımızdaki konfederasyon, 28 Şubat'ta 'devlet yasaklıyorsa vardır bir hikmeti, töre bilir' diyordu. Bu sefer Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen sıkıştırınca 'hükümet çözsün, desteklemeyen namerttir' dedi. Hükümetler sorunu çözdükten sonra namertlere ne gerek varsa. Çözüm süreci hükümetin ve doğrudan devletin projesidir. Davet üzerine burada yer aldık. Bize akil insan teklifi gelmeden önce de zaten Türkiye genelinde çözüm sürecinin paydaşıydık çünkü biz ırkta kalite arayışına karşıydık ama bu kez devlet politikası olarak taşın altına elimizi koyduk. Türkiye genelinde devletin ve toplumun ötekileri var. Romenler, Aleviler ve muhafazakarlar, başörtülüler devletin ötekileri. Kürt hem Kürt hem de muhafazakarsa iki kere öteki. Hemen hemen bütün illerde görebildiğimiz şey. Kürtler, cumhurbaşkanı bile olabildi ama Kürt olamadı. Başörtülüler cumhurbaşkanı eşi olabildi ama birey olamadı. Bütün ötekilerin beriki olması, sosyal devletin vatandaşını tanımlamaktan vazgeçip tanıması gerçeğini ortaya koydu. Son dönemde demokratikleşme paketine bu büyük oranda yansımış oldu." - "Memur-Sen falancıların sendikası değildir" Gündoğdu, derin devletin emriyle sendikacılık yapanların, postal yalamayı ve Ergenekon'a ev sahipliğini sendikacılık zannedenlerin "sakın ha bizim imanımızdan şüphelenmeyin" dediğini öne sürdü. "28 Şubat sürecinde Türk-İş'in genel başkanının bir konuşmasına tanıklık etmiştim" diyen Gündoğdu, şunları belirtti: "Bu ülkenin en büyük sivil toplum örgütü ordumuzdur, ikincisi de Türk-İş'tir' diyordu. Ordu, anayasa ve yasa gereği sivil olamaz. O milletin ona güvenlik görevi verdiği konumdadır. Eğer Türk-İş, ordumuz, Kamu-Sen sivilse 'artık Türkiye'de sivil olmayan örgüt yok' demektir. Memur-Sen falancıların sendikası değildir. Türklerin, Kürtlerin, solcuların, sağcıların, muhafazakarların ve sosyal demokratların ortak örgütüdür. Kimiyle hizmette, kimiyle özgürlükte, kimiyle demokraside ve kimiyle ülke sorunlarında paydaşlığımız var. Üyelerimizin özgür düşüncesini değiştirip bir yere yaslamak için sendikacılık yapmıyoruz. Onun için bu örgütün içinde Alevisi, Sünnisi, Türkü, Kürdü, gayrimüslim yönetim kurulu üyemiz var. Bunlardan rahatsız değiliz. Sadece aramızda din, devlet, ırkçı ve faşist düşmanı olmasın. Artık vesayeti devlet değil, demokratik devlet var. Darbeler dönemi bitmiştir, paket paket olsa demokrasi dönemi başlamıştır. Allah'a hamdolusun." - Öğrenci andının kaldırılması Okullarda öğrenci andının haklı olarak kaldırıldığını ifade eden Gündoğdu, konuşmasını şöyle tamamladı: "Andımız kaldırıldı' yaygarası var. Hayır. Her sabah ilkokul çocuklarına zorla andımızın okutulması uygulamasına son verildi. Doğrusu buydu. Bazı sendikalar ve siyasi partiler her sabah bir araya gelip andımızı okuyor. Gerçi okuyamıyorlar veya yanlış okuyorlar. Demek ki her sabah zorla okutulmasıyla öğrenilmiyor. Bir sendikanın genel merkez yöneticisi, siyasi partinin genel başkanı bile okuyamıyorsa o zaman ya andımızın içeriğinde sorun var ya okuyamayanda ya da zorla okutulmasında. 10 zayıfı olan çocuğa da Türküm, doğruyum, çalışkanım dedirtiyoruz ama zayıflar azalmıyor. Yetişkinler okusun, bakalım işe yarayacak mı? 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' demekle bu iş olsaydı, Silivri Cezaevi Türk'ten geçilmiyor olmazdı. Faşistlikle yarışmaya gerek yok. Ses verdiğiniz ırktan dolayı kalite aramayın. Mühim olan insan, adam olmaktır."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: