Memur-Sen Konfederasyonu'na bağlı Eğitim-Bir-Sen, öğretmen ve yöneticilerin gündeme ve gündelik hayata ilişkin bakış açılarını tespit etmek amacıyla 12 ilde araştırma yaptı. 200 okulda, bin 200 öğretmen ve yöneticiyle yüz yüze yapılan görüşme öğretmenlerin sorunlarından isteklerine kadar birçok konuya ışık tutuldu.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, düzenlediği bir basın toplantısı ile 'Öğretmen ve Yöneticilerin Gündeme ve Gündelik Hayata İlişkin Değerlendirmeleri' araştırmasında elde edilen bilgileri açıkladı.
Van’da meydana gelen depremde hayatını kaybeden 75 öğretmenden dolayı 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne buruk girdiklerini belirten Özer, nesilleri en iyi şekilde yetiştirmeye çalışan öğretmenlerin birçok sorunu bulunduğunu belirtti.
Öğretmenlerin sorunları çözülmeden, en iyi eğitim sisteminde bile gelişme sağlanamayacağını belirten Özer, "Her kademedeki öğretmenin en temel sorunu ise ekonomik sorunlardır. Ücretler, öğretmenlerin hayat standartlarının temel göstergeleridir. Bu nedenle ücretler, öğretmenlerin hayat şartları, mesleki tatminleri, tükenmişlikleri ve öğretmenlerin genel anlamda durumu hakkında bize bilgi vermektedir. Nitelikli eğitimin en önemli öğesi olan öğretmenlerin gelir dağılımında aldığı pay, onların, hem kendilerinin hem de sunduğu hizmetin niteliğini görmekte bize yardımcı olur." dedi.
Özer, Türkiye’nin geleceğini inşa eden ve en önemli meslek grubu içerisinde yer alan öğretmenlerin gündeme ve gündelik hayata ilişkin görüş ve önerileri, hem kamuoyunu aydınlatma hem de eğitim camiasının görüşlerinin neler olduğunun tespiti açısından bilinmesinin önemli olduğunu aktardı. Özer, bu nedenle 12 ilde, 200 okulda, bin 200 öğretmen ve yöneticiyle yüz yüze 'Öğretmen ve Yöneticilerin Gündeme ve Gündelik Hayata İlişkin Değerlendirmeleri' araştırması yaptırdıklarını kaydetti.
"ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNİN ÖNEMİ GİDEREK AZALACAK"
Eğitim-Bir-Sen Stratejik Araştırmalar Merkezi (EBSAM)’nin yaptığı araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 45,3’ü öğretmenlik mesleğinin giderek önemini yitireceğini düşünürken, yüzde 18,5’i mesleğin öneminin giderek artacağını ifade etti.
Mesleğin şimdiki gibi en fazla tercih edilen meslek grupları arasında yer alacağını dile getiren öğretmenlerin oranı yüzde 22,7 iken, mesleğin en az tercih edilen meslek grupları arasında yer alacağını düşünenlerin oranı ise yüzde 11,9.
Öğretmenlerin yüzde 43,4’ü MEB’in son 6 ay içindeki icraatlarının bazılarının olumlu bazılarının olumsuz olduğunu belirtiyor. Olumsuz ve kesinlikle olumsuz olarak değerlendiren öğretmenlerin oranı 43,3 iken, olumlu ve kesinlikle olumlu olarak değerlendirenlerin oranı ise yüzde 13,3.
“MEB’in yeni teşkilat yasasını nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna cevap veren öğretmenlerin yüzde 44,1’i MEB’in yeni teşkilat yasasının bazılarının olumlu bazılarının olumsuz olduğunu ifade ederken, yüzde 43,3’ü olumsuz, yüzde 13,3’ü ise olumlu olarak değerlendiriyor. Araştırmaya katılan öğretmen ve yöneticilerin yüzde 72,4’ü eğitim kurumları yöneticilerine rotasyon uygulanmasını olumlu, yüzde 13,5’i ne olumlu ne de olumsuz, yüzde 14,1’i ise olumsuz buldu. Eğitim yöneticilerine rotasyon uygulanmasını, yöneticiler (yüzde 81,5) öğretmenlere (yüzde 70,4) nazaran daha fazla olumlu değerlendiriyor. Burada yöneticilerin büyük çoğunluğu (yüzde 81,5), kendilerine rotasyon uygulanmasının olumlu olacağını belirtti.
"ÖĞRETMENLER ŞUBAT TAYİNLERİNİN KALDIRILMASINDAN MUZDARİP"
Her üç öğretmenden ikisi (yüzde 69) Şubat ayında yapılan eş durumu tayinlerinin kaldırılmasını uygun bulmazken, yüzde 17,9’u uygun buldu. Kısmen uygun bulanların oranı ise yüzde 13,1. Şubat ayında yapılan eş durumu tayinlerinin kaldırılmasını, bayan öğretmenler (yüzde 74,2) erkek öğretmenlere (yüzde 64,2) nazaran daha fazla olumsuz buluyor.
“Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki öğretmen açığı sizce nasıl kapatılmalıdır” sorusuna, öğretmenlerin yüzde 51,4’ü “zorunlu hizmet bölgesindekilere ek tazminat verilmesiyle”, yüzde 37,3’ü “yeni kadro açılmasıyla”, yüzde 8,2’si “rotasyonla”, yüzde 3,1’i “zorunlu hizmet süresinin uzatılmasıyla” cevaplarını veriyor. Her üç öğretmenden ikisi (yüzde 65,9) öğretmenlik kariyer basamakları uygulamasının tekrar yapılmasını isterken, istemeyenlerin oranı ise 34,1. Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu (yüzde 85,6) MEB’in ek ders ücretlerini yetersiz bulurken, yeterli bulduğunu söyleyen öğretmenlerin oranı yüzde 14,4. Her üç öğretmenden ikisi (yüzde 66,4) maaşıyla geçinemediğini söyledi. Maaşıyla geçinebildiğini söyleyen öğretmenlerin oranı ise yüzde 33,6. Araştırmaya katılan öğretmenlerin tamamına yakını (yüzde 96,5) mesleki kıdeminin artmasıyla doğru orantılı olarak maaşının da artmasını istedi.
"OECD ÜLKELERİ ARASINDA ÖĞRETMENE EN DÜŞÜK MAAŞ VE EN AZ ÜCRET ARTIŞI VEREN ÜLKE TÜRKİYE"
Türkiye, OECD ülkeleri arasında öğretmene hem en düşük ücreti veren hem de mesleki kıdem bakımından en az ücret artışı sağlayan ülkelerin başında geliyor. Bugün itibariyle yeni başlayan bir öğretmenin 1 aylık ücreti (ek dersler dahil) 2 bin 50 TL (bir yıllık 13 bin 348 dolar), 15 yıllık kıdemli bir öğretmenin 1 aylık ücreti ise (ek ders dahil) 2 bin 188 TL (bir yıllık 14 bin 246 dolar).
Araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 71,9’u memurlara toplu sözleşme imkanı sağlayan düzenlemeyi olumlu ve kesinlikle olumlu bulduğunu, yüzde 17,9’u kısmen olumlu bulduğunu, yüzde 10,2’si ise olumsuz ve kesinlikle olumsuz bulduğunu dile getiriyor.
“YENİ ANAYASA DAHA ÖZGÜRLÜKÇÜ OLMALI”
“Yeni Anayasadan beklentiniz nedir?” sorusuna öğretmenlerin yüzde 54,5’i “daha özgürlükçü bir anayasa olması”, yüzde 19,2’si “daha özgürlükçü, daha muhafazakar ve ayrıntılı olmayan bir anayasa olması”, yüzde 11,8’i “bir beklentim yok”, yüzde 6,4’ü “ayrıntılı olmayan daha kısa bir anayasa olması”, yüzde 5’i “daha muhafazakar bir anayasa olması”, yüzde 3,1’i ise “diğer” cevabını verdi.
Öğretmenlerin yüzde 42,8’i yeni anayasa çalışmaları sürecinde sendikaların ve STK’ların daha ön planda olması gerektiğini, yüzde 18,2’si TBMM’nin, yüzde 13’ü üniversitelerin, yüzde 4,6’sı yargının, yüzde 4,1’i siyasi partilerin daha ön planda olması gerektiğini ifade etti. Diğer seçeneğini işaretleyip açıklamada bulunanların (yüzde 17,3) neredeyse tamamı tüm kesimlerin içinde olduğu ortak bir yapının olması gerektiğini belirtti. Depremle ilgili verilen eğitim, seminer veya kursun orta düzeyde olduğunu ifade eden öğretmenlerin oranı yüzde 44,7 iken, çok az verildiğini söyleyenlerin oranı yüzde 33. Yeterince aldığını dile getirenlerin oranı ise yüzde 22,3.
"ÖĞRETMENLER AİLELERİNE VE SOSYAL AKTİVİTELERE ZAMAN AYIRAMIYOR"
Öğretmen ve yöneticilerin yüzde 37,2’sinin ailesine yeterince zaman ayırdığı, yüzde 62,8’inin yeterince zaman ayıramadığı belirlendi. Öğretmenlerin yüzde 42’si ailesine bazen zaman ayırabildiğini, yüzde 11,5’i çok nadir zaman ayırabildiğini, yüzde 9,3’ü ise hiç zaman ayıramadığını ifade etti. Yöneticilerin yüzde 71,9’u, öğretmenlerin ise yüzde 61,2’si ailesine yeterince zaman ayıramadığını dile getirdi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz