Eğitim-sen’den ‘koçluk’ Uygulamasını Eleştiri

Eğitim-Sen Adıyaman Şube Başkanı Hediye Kılınç, ‘koçluk’ uygulamasının iyi niyetli olduğunu fakat uygulamada hataların olduğunu söyledi.Adıyaman Valiliği tarafından başlatılan ve uygulaması okul yöneticilerine verilen ‘Adıyaman İli Başarı Odaklı Çalışma Projesi Eylem Planı’nın eğitimde başarıyı yakalama amacı güttüğünü dile getiren Hediye Kılınç, içerik ve uygulama noktasında sıkıntıların olacağını dile getirdi.Hediye Kılınç, projeyle ilgi eleştirilerini şu şekilde yaptı:“Koçluk uygulaması ya da danışmalık uygulaması başlı başına ayrı bir alanı ifade etmektedir. Kaldı ki eğitim fakültelerinde rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümleri bulunmakta dersleri de diğer fakültenin alanlarındaki derslerle farklılık göstermektedir. Eğitim koçunun sorumlulukları bölümünün tamamı rehberlik ve psikolojik danışmanlık alanını kapsamaktadır. Eğitim koçluğu süreci tanımlanırken karşılıklı gönüllülük ilke olarak ifade edilmiş olmasına rağmen, gönüllülükten ziyade dayatma biçiminde öğretmen ve öğrencilere yansıtılmaktadır. Mülkü amirler okul yöneticilerine, okul yöneticileri öğretmenlere dayatmada bulunulmaktadır.Yine 4+4+4 eğitim sistemi ile okulların fiziki açıdan oldukça yetersiz olduğu herkesçe bilinmektedir. Şu anda merkezdeki okulların tamamına yakını ikili eğitim yapmak zorunda kalıyorlar. Sınıflar kalabalık, sınıf olma özelliğini taşımayan birçok mekân dersliğe dönüştürülmüştür. Üstelik seçmeli dersler nedeniyle ilkokul birinci sınıflar akşam 18.10 derste çıkmakta. Tam bir keşmekeşlik yaşanırken öğrenci koçları için görüşme odalarının düzenlenmesini beklemek hayalperestlikten başka bir anlam taşımamaktadır.Bu proje, eğitim emekçilerine dönük angarya çalıştırma ve performans uygulanması anlamını taşıyor. Yıllardır karşı mücadele yürüttüğümüz performans uygulamasını kabul edip uygulamamızı hiçbir yetkili bizden beklememelidir. Hele de projeye ilişkin okullara dağıtılan kitapçıkta geçen performans değerlendirme ölçeklerinin hangi bilimsel ölçülere ve pedagojik bilgilere gözetilerek hazırlandığı tartışmalıdır. Proje yapılırken sendikaların görüş ve düşüncelerine başvurulmaması, eğitim emekçilerinin sürece dâhil edilmemiş olması zaten demokrasi ve demokrasinin temel ilkesi olan katılımcılık ilkesinin ihlalidir. Dar ve dört duvar arasında hazırlanan hiç bir projenin amacına ulaşma şansı yoktur.Her öğretmene zimmetlenen öğrencilerin bütün sorumluluğu sadece öğretmene yüklenerek, ileriki süreçlerde yaşanacak bütün olumsuzlukların hesabı da öğretmenden sorulacak olmasıdır.Bütün bu eleştirilerimiz, uygulama alanında karşılaşılan ve bize yansıtılan bilgilerin sonucudur. Mükemmel yasalar projeler hazırlayabiliriz. Ancak önemli olan pratik alanda karşılığının olması, hayatta geçirilebilmesidir.”