"Ek yük getirecek karar beklemiyorum"

Ankara - Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, AB Komisyonunun tavsiye kararının bile kabul edilemez bulunduğu bir durumda daha yük getirecek bir karar alınacağını sanmadığını ve telefon diplomasisinin sürdüğünü bildirdi.

Gül, İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ile Dışişleri Bakanlığı Konutunda yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkan Jacques Chirac'ın Türkiye'nin AB sürecine ilişkin yapacakları görüşme ve önerilere yönelik soruyu yanıtladı.

Reklam
Reklam

Önümüzdeki günlerde AB içinde önemli toplantıların olacağını hatırlatan Gül, bu çerçevede birçok fikrin ortada dolaştığını belirterek, "Ama Türkiye olarak biz
açık şekilde görüşlerimizi muhataplarımızla paylaşıyoruz" diye konuştu.

Komisyonun tavsiye kararının daha da kötüleşmeyeceği yönündeki görüşünün neye dayandığının sorulması üzerine Gül, Bildt'in Avrupa'nın eninde sonunda stratejik düşünmek zorunda olduğunu yönündeki sözlerini hatırlatarak, eninde sonunda herkesin stratejik bir perspektif içinde Türkiye'nin üyelik müzakerelerine bakacağını tahmin ettiklerini belirtti.

Gül, Türk halkının doğuya yöneldiği yönündeki haberlerin hatırlatılması üzerine de bunların yanlış şeyler olduğunu ifade etti. AB ile müzakerelerdeki problemlerle, Türkiye'nin vizyonunun farklı şeyler olduğunu belirten Gül, "Türkiye'nin vizyonu gayet açıktır; o da demokratik, serbest piyasa ekonomisine inanan, insan haklarına sonuna kadar saygı gösteren ülke olmaktır. Türkiye bu yönde de kendi iç reformlarını kuvvetli şekilde sürdürmeye devam edecek. Hükümetimiz bunlara sıkı biçimde bağlıdır" dedi.

Reklam
Reklam

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt ise Türkiye'nin AB müzakere sürecinin mevcut sorunlardan etkileneceğini, ancak kendilerinin sürecin sürmesinden yana olduklarını kaydetti.

Bildt, Türkiye'nin de şu anda zor günler geçirdiğine işaret ederek, bunların Türkiye'nin Gümrük Birliği Ek Protokolü ile ilgili bazı yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesiyle ilgili olduğunu, ancak bugünlerde yaşanmakta olan sorunun sadece bundan kaynaklanmadığını, AB'nin de Kıbrıs ile ilgili siyasi taahhütleri
yerine getirmediğini bildirdi.