Eken, Sezeryan Sonrası Normal Doğum Hakkında Bilgilendirdi

Adnan Menderes Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meryem...

Adnan Menderes Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meryem Eken, sezaryen ile doğum yapmış bir annenin daha sonraki hamileliğinde normal doğum ile bebeğini dünyaya getirmesine “sezaryen sonrası vaginal doğum (SSVD) ismi verildiğini belirterek, sezaryen sonrası normal doğum hakkında bilgi verdi.“Sezeryan sonrası normal doğum için uygun şartlar gerekir”Sezaryen sonrası normal vaginal doğumun her zaman uygulanabilen bir yöntem olmadığını, bazı koşulların sağlanması ile sezaryen ardından normal doğum yapılabileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Meryem Eken, “Bunlar arasında en önemlileri uygun doğumhane şartlarının sağlanması, her gebenin bir yardımcı sağlık personeli (ebe, yada kadın doğum hemşiresi) tarafından sıkı takip edilmesi, acil durumlarda müdahale edilebilecek 24 saat hazır deneyimli anestezi ekibi ve de ameliyathane ekibinin olmasıdır” sözleriyle uygun şartları aktardı.ADÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meryem Eken, günümüzde hem anne hem de bebek açısından bazı durumlarda sezaryen ile doğumun daha iyi olduğunu gösteren bilimsel veriler olduğu gibi, normal doğumun hem anne hem de bebek sağlığı açısından daha iyi olduğunu gösteren çok fazla sayıda bilimsel veri bulunduğunu, ancak her gebelik farklı olduğunu bu yüzden karar verirken teorik bilgilerle ve de anne adayı ve bebeğinin durumu beraberce ele alınarak karar verilmesi gerektiğini vurguladı.Sezaryen sayısı arttıkça artan riskler nelerdir?Sezaryen sayısı arttıkça rahime yapılan kesi sayısı arttığını ve ve oluşan nedbe dokusu yeni bir gebelikte gerilerek açılmaya ve yırtılmaya daha da duyarlı hale geldiğini belirten Eken, “Sayı arttıkça ameliyata bağlı, ameliyatın doğal sonucu olarak karın içinde ortaya çıkan yapışıklıklar artar. Bu yapışıklıklar yeni bir ameliyatta rahime ulaşılmasını zorlaştırabilir ve/veya rahime ulaşılmaya çalışılırken idrar kesesi, barsaklar gibi komşu organların zedelenmesine neden olabilir. Sezeryan sayısı arttıkça rahim kesisi yakınlarında yerleşim göstermeyi seven plasentanın doğum kanalına yakın ve hatta bu kanalı kapatacak şekilde yerleşme olasılığı artar. Plasenta previa adı verilen bu durum, plasenta dokusunun rahimin kas lifleri içinde yerleştiği durumda daha da karmaşık bir hal alır ve cerrahi işlemin seyrini zorlaştırabilir ve oldukça komplike hale sokabilir” dedi.SSVD uygulanması için gerekli koşullar nelerdir?SSVD için gerekli koşulların sağlanması gerektiğini belirten Eken, “Anne adayı SSVD konusunda istekli olmalı ve zorlanmamalıdır. Anne adayına ve ailesine bu konuda ayrıntılı bilgilendirme yapılmalı ve olası risklerden bahsedilmelidir. Anne adayının pelvis ("çatı") yapısı normal doğum yapmaya uygun olmalıdır ve de daha önceki sezeryan sebebi uygunsuz pelvis (sefalopelvik disproporsiyon) olmamalıdır. Anne adayında rahim şekil bozukluğu ya da önceki doğumlarında rahimin yırtılması gibi bir durum söz konusu olmamalıdır. Anne adayı daha önceden yatay kesili bir ya da en fazla iki sezaryen geçirmiş olmalıdır. Bu açıdan her çiftin sezaryen sonrası hastaneden taburcu olurken kendisine verilen ameliyat notunu muhafaza etmesi (veya bunun verilmesini talep etmesi) çok önemlidir. Zira önceki sezaryende yatay kesi kararı verilerek başlanmış bir sezaryen çeşitli nedenlerle dikey kesiye dönüştürülmüş olabilir ve bu da ameliyat raporunda belirtilir. Böyle bir durumda SSVD’dan vazgeçmek gerekebilir. SSVD uygulanacak merkezin koşulları çok önemlidir. SSVD uygulandığında tüm doğum eylemi boyunca bebeğin kalp atışları ve rahim kasılmalarını yakından takip edecek yardımcı sağlık personeli (ebe yada deneyimli kadın doğum hemşiresi) olmalı her hastayı bire bir özenli bir şekilde takip etmelidir. Doğum eylemi sürecinde oluşabilecek bir kötü durumda acil bir sezaryen için anestezi ekibi ve ameliyathane hazır bulunmalı, merkezde anne ve bebek yoğun bakım ünitesi bulunmalıdır. Çoğu durumda SSVD uygulanacak anne adayının kan grubuna uygun kan temini edilebilecek aktif kan merkezi ünitesi bulunmalıdır” diye konuştu.Sezaryen Sonrası Normal Doğumun Avantajları Nelerdir?Sezaryen sonrası doğumun avantajları olduğu gibi dezavantajlarının da bulunduğunu ifade eden Kadın hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Meryem Eken, “Sezaryen sonrası normal doğumun avantajı; Anne adayının, bir kez daha sezaryen olmaz ve böylece ameliyat risklerinden uzak kalmış olacaktır. Bu riskler, ağrı, enfeksiyon, kanama gibi yan etkilerdir. Ancak sezaryen ardından normal doğumun getirdiği en büyük dezavantaj, rahmin yırtılması durumudur. Yırtık alan düzeltilebilir ancak kimi zaman rahmin tamamen alınması da gerekebilir. Hatta bazı durumlarda anne adayı çok miktarda kanama ile karşılaşabilir. Bu durumda annenin ve bebeğin hayatı riske girebilir” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: