Ekim ayındaki yaralar, kasımda sarılabilecek mi?

Merkez Menkul Değerler tarafından hazırlanan günlük bültende piyasalar açısından Kasım ayına ilişkin öngörülere yer verildi.

"Ekim Fırtınasının Ardından Kasımda Yüzler Gülecek mi?" başlığıyla hazırlanan bültende şu değerlendirme yapıldı;

"Ekim ayında yaşanan finansal fırtınanın ardından piyasalar kasım ayında toprak kokusunu duyabilecek mi? Ya da son bir haftada yaşanan iyimserlik piyasalar açısından aldatıcı bir bahar havası mı? Kuşkusuz piyasalarda yön ne olursa olsun, değişmeyecek tek faktör dalgalanma olacak. Dogal olarak bu dalga içinde rüzgar gerekmekte. Bu haftaki analizimizde belirttiğimiz rüzgarın yönünün ne olabileceği, bir başka ifadeyle rüzgarın piyasaların önünden mi yoksa arkasından mı esebileceği hakkında öngörü yapmaya çalışacağız.

Reklam
Reklam

Dünyanın önde gelen hisse senedi endekslerinde MACD göstergesi tarihi sayılabilecek seviyelerden dönüş sinyali veriyor. S&P, Dow Jones, DAX örnek verebileceğimiz endeksler. Belirttiğimiz endekslerde daha önceki dip noktasından gelen alım sinyali sonrası ralli süreci oluştuğunu görüyoruz. S&P endeksinin MACD seviyesi, 1988 yılından bu yana en düşük noktaya ulaşmış durumda. MACD göstergesindeki daha önceki dip seviyeye 1 Ekim 2001 tarihinde ulaşılmış olup, buradan başlayan yükseliş endekste yüzde 14'lük yükselişle sonuçlanmıştı. Dow endeksinin MACD seviyesi, S&P'yle benzer bir şekilde 1988 yılından bu yana en düşük noktada yer almakta. Yine S&P endeksiyle paralel olarak 1 Ekim 2001 tarihinde MACD'nin dip noktasından başlayan hareket yüzde 19'luk yükselişle sonuçlanıyor.

Dax endeksinin MACD seviyesi dip noktada değil, ancak bir önceki dip seviyeden işlem görüyor. MACD'nin bir önceki dibi 27 Eylül 2001 tarihinde oluşarak "AL" sinyali veriyor. Bu noktada başlayan yükseliş ise yüzde 23'lük yükselişle noktalanıyor. Türkiye'ye dönersek, İMKB'nin orta vadeli göstergelerinden haftalık grafikte "stochastic indikatörün" "AL" sinyali vermesi dikkat çeken bir başka faktör. Çok uzağa gitmeye gerek yok, bir önceki benzer tablo 30 Haziran 2008 tarihinde oluşuyor ve endeks yüzde 29 yükseliyor. Büyük resme baktığımızda yukarıda belirtmeye çalıştığımız tablo ortaya çıkıyor. Global ekonomik aktivitedeki ciddi yavaşlama, kuşkusuz yanılma payı yüksek öngörüler oluşmasına neden olsa da tarihin eskileri anlatmadığı, yenileri yarattığı gerçeği de unutulmamalıdır.

Reklam
Reklam

Volatilite Endeksi

Tarihi yükselişe geçen ve zirve seviyelerin test edildiği volatilite endeksinde, yükselen trend desteğinin Cuma günkü işlemler sonucunda kırıldığını gözlemliyoruz. Piyasalar açısından bu olumlu tablonun korunması halinde, global finans sistemine ilişkin endişelerde kayda değer bir azalma gözlenmesi de mümkün olabilir.

Dolar Endeksi

Global dolar talebini takip etmek adına önemsediğimiz Dolar Endeksi’nde geçtigimiz hafta kritik 87.5 seviyesinin aşılamaması olumlu havaya destek olmuştu. Bu hafta içerisinde de seviyesinin altında kalınması, başta gelişmekte olan ülke para birimleri olmak üzere iyimserliğe katkı yapmaya devam edecektir.

Dolar / YTL

1.74 seviyesini test ederek 2008 yılı zirvesine ulasan dolar/YTL paritesi açısından son işlem günü 1.5620 seviyesi altı kapanış, önümüzdeki günler adına umut verici. Geri çekilme yeni haftada 1.50 ve 1.44 seviyelerine dek sürebilir.

ABD’de seçim (İstikrar ABD içinde gerekli)

Salı günü gerçekleşecek ABD seçimi sonucunu önemli kılan istikrar faktörü piyasalar açısından da kritik bir anlam taşımakta. Hatırlanacağı üzere 2002 seçimlerinde Türkiye’de tek başına iktidar sonucunun çıkması "istikrar" oluşacağı beklentisiyle piyasalarda olumlu karşılık bulmuştu. Benzer bir şekilde ABD’de seçimler sonrasında yönetimi oluşturan Senato-Temsilciler Meclisi-ABD Başkanı üçlemesinin üçünde de Demokrat Parti’nin yer alması Türkiye’de 2002’de yaşanan iyimserliğin, ABD’de de yaşanması olasılığını artıracaktır. Temsilciler Meclisi’nde çoğunlugu elinde bulunduran Demokrat Parti’nin seçim zaferi elde etmesi yönetimde eş güdümü sağlayabileceğinden böyle bir sonucun olumlu karşılık bulacağını öngörüyoruz.

Reklam
Reklam

Yukarıda belirtmeye çalıştığımız beş önemli değişken, rüzgarın şimdilik piyasaların arkasından estiğine işaret etmektedir. Dolayısıyla iyimserliğimizi bu değişkenlerden en azından birkaçı tersine dönene dek koruyabiliriz.

BDDK’dan bankalar için üç kritik karar

BDDK, dün üç kritik karar aldı. Bankalar, kâr dağıtmayacak, Hazine kâğıdı faizlerindeki artış nedeni ile zarar yazılmayacak, tasarruf mevduatı dışındaki mevduata da güvence verilebilecek. Sermaye gücünü korunmasını amaçlayan BDDK, bankalardan 2008 yılı kârlarını dağıtmamalarını, sermayeye eklemelerini istedi. Bu operasyon, bankalara en az 15 milyar YTL sermaye takviyesi anlamına geliyor. Ayrıca BDDK, portföyünde devlet iç borçlanma senedi bulunan bankaların, faizlerdeki son artış nedeni ile sermaye zaafiyeti yaşamaması için de bir kolaylık getiriyor. Buna göre, bankalar daha önce aldıkları düşük faizli kâğıtları vade tarihine kadar portföylerinde tutmaya devam ederlerse, bilançolarına zarar yazmayacaklar ve sermayelerini koruyacaklar.

Reklam
Reklam

Leasing sektöründe KDV indirimi için görüşme yapılıyor

Leasing sektörü yöneticileri, hükümetin hazırladığı leasing, faktoring ve tüketici finansman sektörlerine yönelik düzenlemeleri içeren yeni kanun taslağında leasingdeki KDV oranlarının düşürülmesi için Maliye Bakanı Kemal Unakıtan ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Nazım Erken ile görüştüklerini açıkladı."