Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, enflasyonun eylülde piyasa beklentisinin oldukça üzerinde gerçekleştiğini belirterek, "Yüksek aylık artışta, sadece hızlanan gıda fiyat artışının değil, dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere kurda yaşanan sert yükselişin önemli boyutta yansımasının etkili olduğunu görüyoruz." dedi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eylülde aylık bazda yüzde 6,3, yıllık bazda ise yüzde 24,52 artarak ekonomistlerin beklentilerinin oldukça üzerinde gerçekleşti. AA Finans'ın gerçekleştirdiği ankete göre ekonomistlerin beklentileri TÜFE'nin aylık yüzde 3,46, yıllık ise yüzde 21,19 artacağı yönündeydi.
Enflasyon verisine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Halk Yatırım Araştırma Direktörü Banu Kıvci Tokalı, eylül ayında enflasyonun yüzde 6,3 ile piyasa beklentisinin oldukça üzerinde gerçekleştiğini belirtti.
Yüksek aylık artışta, sadece hızlanan gıda fiyat artışının değil, dayanıklı tüketim malları başta olmak üzere kurda yaşanan sert yükselişin önemli boyutta yansımasının etkili olduğunu söyleyen Tokalı, "Yıllık enflasyon eylül sonunda yüzde 24,52'ye çıkarken, yıl sonuna dair tahminimizi yüzde 21,5'ten yüzde 26,5'e çekiyoruz. Hem kurda istikrar yönde eğilim ve kur etkisinin hızlı yansıtılmış olması, hem de Yeni Ekonomi Programı'nın enflasyonla mücadele kararlı yaklaşımı ile bu yılın yüksek baz etkisi doğrultusunda, gelecek yıla ait tahminimizi yüzde 16'dan yüzde 17,5'e ılımlı oranda çıkarıyoruz." şeklinde konuştu.
Tokalı, yıllık enflasyondaki yükselişte, kur etkisini daha kısa sürede ve daha belirgin yansıtan mal enflasyonunun ön planda kalmaya devam ettiğine dikkati çekti.
Son 8 aydır genişleme yönünde olan ÜFE-TÜFE yıllık enflasyon artış farkının son verilerde 21,6 puan gibi oldukça yüksek seviyeye ulaştığını söyleyen Tokalı, şunları kaydetti:
"Kurda mevcut durumda gözlenen istikrar kazanma eğiliminin korunması halinde, hem mal-hizmet enflasyonu hem de üretici-tüketici enflasyonu arasındaki farkların özellikle 2019 yılında daralmasını bekliyoruz. Hem mevcut enflasyonun yüksek seyri hem de temel enflasyon göstergelerinde devam eden riskler nedeniyle, TCMB'nin de son açıklamalarında işaret ettiği üzere, kısa vadede güçlü sıkı duruşta herhangi bir değişiklik beklemiyoruz."
"Petrol fiyatlarındaki yükseliş enflasyonda ek baskı unsuru"
Banu Kıvci Tokalı, yaş sebze-meyve fiyatlarında yüzde 13,34'e ulaşan aylık artışa ek olarak, gıda enflasyonunun daha az oynak kısmı olan işlenmiş gıda enflasyonunda yüzde 2'lerden yüzde 6,42'ye sıçramanın yüksek gıda enflasyonunda etkili olduğunu belirtti.
Gıda enflasyonunun gelecek döneme ilişkin endişeleri artırır bir görünüm çizdiğini vurgulayan Tokalı, bu grupta yıllık artış oranının yüzde 13-15 bandından yüzde 22,1'’e hızlı bir yükseliş gösterdiğini ifade etti.
Tokalı, küresel gıda enflasyonunun ılımlı seyri karşısında, içeride kurun gelecek dönem seyrinin, işlenmiş gıda enflasyonun tekrar makul seviyelerine dönmesi açısından da önem arz ettiğini söyledi.
Kurun yansıması etkisinin çekirdek enflasyon göstergelerinde de kendini gösterdiğini dile getiren Tokalı, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kritik 'C' göstergesi eylül sonunda yüzde 24,05'e ulaşırken, yıl sonuna doğru yüzde 30 seviyesine yaklaşılabileceği sinyali veriyor. Manşet enflasyonunda da, ekimde muhtemel devam edecek hızlı hareketinin ardından son iki ayda daha ılımlı bir seyir sonrasında, 2019 yılının ilk yarısında yükseliş eğilimini koruyacağını; ancak ikinci yarıda hızlı bir iniş trendine girebileceğini düşünüyoruz. Petrol fiyatlarının son dönemdeki yükseliş hareketi de, kısa vadede enflasyonda ek baskı unsuru olarak beliriyor. Diğer taraftan, konut sektöründeki yavaşlığı yansıtır bir şekilde, kira enflasyonunun görece ılımlı kaldığını izliyoruz."
"Yıllık gıda fiyat artışı yüzde 27,7"
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi da eylül ayında enflasyonun 6,3 artışla yüzde 3,5 artış yönündeki konsensüs beklentinin aşırı üzerinde gerçekleştiğini söyledi.
Gıda fiyatlarının enflasyonu belirgin artırıcı yönde etkide bulunduğuna dikkati çeken Bürümcekçi, gıda dışı diğer gruplarda kurlara bağlı fiyat artışlarının aşırı yüksek olmasının daha etkili olduğunu vurguladı.
Bürümcekçi, yıllık TÜFE'nin önceki ayki yüzde 17,90 seviyesinden yüzde 24,52'ye yükseldiğini, endeks tarihinin yeni zirvesine işaret ettiğini dile getirdi.
Gıda enflasyonunun işlenmemiş ve işlenmiş gıda fiyatları kaynaklı yükseldiğinin altını çizen Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"TÜİK'in hesaplamasına göre geçen yıl eylül ayında işlenmemiş gıda fiyatları aylık yüzde 1,34 gerilerken, bu yıl ise yüzde 6,38 artış gösterdi. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu yüzde 24,3 seviyesinden yüzde 34'e yükselirken, işlenmiş gıda fiyatları yıllık artışı da yüzde 22,1 oldu. Böylece, gıda fiyatlarının yıllık artış hızı yüzde 27,7 ile endeks tarihinin zirvesine çıkarken, 2018 yılı için revize edilen Enflasyon Raporu gıda fiyatı varsayımının (yüzde 13) aşırı üzerinde kalmış oldu. Endeks tarihindeki ortalama yıllık artışı yüzde 10 civarında olan gıda fiyatlarının 2018 yılındaki seyri enflasyonun yılı yüzde 20’nin ne kadar üzerinde bitireceği konusunda belirleyicilerinden biri olacaktır."
"Ekimde enflasyon yüzde 25-26 aralığına yükselebilir"
Haluk Bürümcekçi, eylül sonunda önceki aya göre 6,62 puan artışla yüzde 24,52'ye yükselen yıllık TÜFE'nin, Enflasyon Raporu'nda yer alan yıl sonu TCMB revize tahmininin (yüzde 13,4) belirgin üzerinde kaldığına dikkati çekti.
Gelecek dönem seyri açısından gıda fiyatlarının belirsizliği ve oynaklığı dışında, ham petrol ve diğer emtia fiyatlarının görünümü, döviz kuru hareketleri ve kamu fiyat/vergi ayarlamalarının enflasyon üzerindeki risklerin yönünü belirleyeceğini söyleyen Bürümcekçi, "şöyle devam etti:
"Ancak, enflasyonun seyri açısından döviz kurları daha belirleyici olmaya devam edecektir ki, son günlerdeki geri çekilmeye rağmen eylül ayı ortalamasında kur sepeti bazında yüzde 12 civarı artış olması ve son bir yıllık dönemde değer kaybının yüzde 70 civarında seyretmesi kurlardan fiyatlara geçiş riskinin yüksek kaldığı anlamına gelmektedir. Ayrıca, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında devam eden ayarlamaların doğrudan ve dolaylı etkileri ve mali tedbirler kapsamında gelebilecek yeni vergi artışları yükselişin devam edeceğini düşündürmektedir. Dolayısıyla manşet enflasyonun ekimde yüzde 25-26 aralığına kadar yükselmesi söz konusu olabilir. Enflasyonun yılı bu seviyeden daha düşük kapaması için ise kurlardaki geri çekilmenin çok daha belirginleşmesi gerekli olacaktır." AA