TCMB, yeni başkan Naci Ağbal'ın ilk toplantısında Eylül 2018'den bu yanaki en güçlü faiz artırımına imza atarken, bankadan beklenen sadeleşme adımı da atıldı.
Bu kapsamda TCMB, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 10,25'ten yüzde 15'e yükseltti. Öte yandan tüm fonlamanın temel politika aracı olan bir hafta vadeli repo faiz oranı üzerinden yapılmasına karar verildi.
Söz konusu kararlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bluebay Varlık Yönetimi Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Timothy Ash, Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın çok iyi bir başlangıç yaptığını belirterek, piyasaların kendisinden beklediği 475 baz puanlık faiz artırımını gerçekleştirdiğini söyledi.
Bunun yanı sıra para politikasında sadeleştirmeye gidildiğine işaret eden Ash, "Bu karar Erdem Basçı'nın başlattığı arka kapı politikalarından da geri dönüş anlamına geliyor ki, bence bu Merkez Bankası'nın kredibilitesine oldukça zarar veriyordu. Açıklama ayrıca enflasyon baskılanana kadar, bir müddet faizlerin yüzde 15 seviyesinde kalacağını gösterdiği için oldukça şahin." ifadelerini kullandı.
Ash, merkez bankasının piyasaların isteyebileyeceği her şeyi verdiğini vurgulayarak, "Bu karar tamamen doğru, mantıklı olan da buydu. Yabancı portföylerin geri dönmesi ve dolarizasyonun çözülmesi gibi bir şans da ortaya çıktı. Eğer yabancı portföy girişi başlarsa Türkler dolar treninden en kısa sürede atlamaya başlayacaktır." dedi.
Societe Generale Gelişmekte Olan Piyasalar Strateji Direktörü Phoenix Kalen de piyasa katılımcılarının TCMB Başkanı Ağbal'ın çok başarılı görünen başlangıcıyla oldukça rahatladıklarını ve derin bir nefes aldıklarını söyledi.
Bir hafta vadeli repo faizinin piyasa beklentisi olan yüzde 15’e yükseltildiğini ve karışıklıklara neden olan faiz koridorundan vazgeçildiğine işaret eden Kalen, "Enflasyonda belirli bir iyileşme olana kadar sıkı para politikasının korunacağının ifade edilmesi de enflasyon hedeflemesinin tekrar önceliklendirildiğini gösteriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kalen, TCMB'nin açıklamasıyla birlikte Türk lirasındaki değer kaybı ve cari işlemler hesabındaki kötüleşmeden kaynaklanan enflasyonist baskıların dikkate alındığını, para politikasında da daha gerçekçi bir politik duruşa geçildiğini belirtti.
TCMB'nin güçlü şeffaflık vurgusunun yerli ve yabancı yatırımcı güvenini yeniden inşa etmek için önemli olduğunu vurgulayan Kalen, "Geçen hafta aldığımız 'Türk lirası al, dolar ve avro sat' tavsiyemizi sürdürüyoruz." ifadelerini kullandı
Rabobank Gelişen Piyasalar Kıdemli Kur Stratejisti Piotr Matys ise TCMB Başkanı Naci Ağbal'ın atanmasının ardından yerinde bir faiz artışı ve para politikasındaki sadeleştirmeyle bankanın kredibilitesini önemli oranda yükselttiğini söyledi.
Türk lirasının, gelişmekte olan ülke para birimlerinde carry trade (düşük maliyetten borçlanıp bu miktarı yüksek faizli para birimlerine yatırmak) fırsatlarını gözetenler için en iyi varlıklardan biri olarak öne çıktığını vurgulayan Matys, "TL'nin, faiz oranlarının enflasyon kontrol altına alınana kadar yüksek seviyede kalacak olması oldukça önemli bir ayrıntı olarak öne çıktı." değerlendirmelerinde bulundu.
Capital Economics Gelişmekte Olan Piyasalar Kıdemli Ekonomisti Jason Tuvey de TCMB'nin, politika faizinde 475 baz puan artırım yaparak, yatırımcıları Türkiye'de ekonomi politika yapıcılarının yön değiştirdiğine inandırmak için yeteri kadar aksiyon aldığını söyledi.
Türk lirasının dolar karşısında değer kazanmasının, gelecek aylarda da devam edebileceğine dikkati çeken Tuvey, şunları kaydetti:
"Geçen hafta yaşananlar ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamaları bugünkü toplantıda önemli bir faiz artışı sinyali vermişti. Ödemeler dengesi kriziyle neredeyse karşı karşıya kalan Türkiye'de Merkez Bankası piyasaları hayal kırıklığına uğratmadı. Faiz kararı piyasa beklentilerine paralel olmakla birlikte bizim tahminiz olan 450 baz puanın da hafif üzerinde gerçekleşti. TCMB'den yapılan açıklamada temmuz ortasında bu yana yapılan çeşitli borç verme kanallarından yapılan fonlamanın yerine bir hafta vadeli repo faizinin kullanılacağı da belirtildi.
Buna göre, dünkü Ağırlıklı Ortalama Fonlama Maliyeti'nin (AOFM) yüzde 14,80 olduğu dikkate alınırsa, bugünkü faiz kararıyla 20 baz puanlık bir parasal sıkılaştırma gerçekleştirildi. Ekonomiyi bekleyen sıkıntılar karşında bu artış çok gibi görünmeyebilir, ancak yatırımcılar zaten daha çok para politikasının ortodokslaşmasına odaklanmıştı ki bu da daha şeffaf bir para politikası anlamına geliyor. Geçen hafta dolar karşısında değer kazanan Lira, bu hafta da kazanımlarını güçlendirmişti. Daha önceki tecrübelerden de görülebileceği üzere, lira ilerleyen dönemde kazanımlarına devam edebilir."
KAYNAK:AA