Unicredit Türkiye Uzmanı Simon Quijano-Evans, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele dolayısıyla faizleri yüksek tutmasının, Türkiye'yi uluslar arası piyasaların olumsuz etkilerinden koruduğunu söyledi. Quijano-Evans, "Merkez Bankası faizler konusunda temkinli duruşunu korumalı. Bu dönemde faiz oranlarını düşürmek doğru olmaz, çünkü Türkiye global krizin olumsuz etkileri ile karşı karşıya gelebilir" dedi.
Yapı Kredi’nin ana hissedarlarından UniCredit’in dört yıldır düzenlediği Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki Gelişmekte Olan Piyasalar (EEMEA) konferansının bu yılki toplantılarının İstanbul’da gerçekleştirilecek olmasına ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısında konuşan Quijano-Evans, küresel kredi sıkışıklığının Türkiye'nın dış borcunu çok olumsuz etkilemediğini söyledi. Bu durumun en önemli sebebinin hükümetin mali konulardaki kararlı tutumu olduğunu vurgulayan Quijano-Evans, 2006'nın ikinci yarısı ve 2007'nin ilk yarısında küresel piyasalarda yaşanan olumsuzluklardan etkilenmeden yoluna devam ettiğini ifade etti.
"Cari açık ancak yabancı sermaye ile finanse edilebilir"
Son aylarda yaşanan küresel kredi darboğazının cari açık sorunu olan Türkiye'yi etkileyebileceği uyarısında bulunan Quijano-Evans, petrol fiyatlarındaki artışın Türkiye'nin cari açığını 400-450 milyon dolar seviyelerinde artırdığına işaret etti. Quijano-Evans, "Hükümet, bu sorunu çözmek için alternatif enerji kaynaklarına yönelmeli" dedi.
Türkiye'nin son yıllarda doğrudan yabancı sermaye yatırımı çekmek konusunda önemli başarılara imza attığını dile getiren Quijano-Evans, özellikle 2006 yılında Türkiye'ye gelen doğrudan yabancı yatırımın 1993-2005 yılları arasında gelen yabancı yatırıma eşit olduğunun altını çizdi. Quijano-Evans, "Türkiye'nin cari açığı ancak doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile finanse edilebilir" değerlendirmesinde bulundu.
"Merkez Bankası temkinli duruşunu korumalı"
Quijano-Evans, Merkez Bankası'nın enflasyonla mücadele dolayısıyla faizleri yüksek tutmasının, Türkiye'yi uluslararası piyasaların olumsuz etkilerinden koruduğunu söyledi. Quijano-Evans, "Merkez Bankası faizler konusunda temkinli duruşunu korumalı. Bu dönemde faiz oranlarını düşürmek doğru olmaz, çünkü Türkiye global krizin olumsuz etkileri ile karşı karşıya gelebilir" dedi.
"Gıda fiyatları artıyor, faiz indirimi zor"
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde, önümüzdeki aylarda gıda fiyatlarında yaşanacak artışlara dikkat çeken Quijano-Evans, eylül ayında Türkiye'de bir faiz indirimi beklenmesine rağmen, kuraklık nedeniyle gıda fiyatlarında yaşanan artışın Ramazan Bayramı'nda da sürecek olmasının bu beklentiyi boşa çıkardığını kaydetti. Quijano-Evans, "Faizler yüksekliğini koruyacak. Türkiye açısından talihsiz bir dönem çünkü piyasalar son derece gergin. Enflasyon beklentisi yükselirse, bu faiz oranlarında da yukarı yönlü bir baskıya neden olur" diye konuştu. Merkez Bankası'nın yüzde 4 olan 2007 yıl sonu enflasyon hedefini bu yıl da tutturmakta zorlanabileceğini belirten Quijano-Evans, 2008 yılı sonunda ise enflasyonun yüzde 5 seviyelerine ineceğini kaydetti.
"Dolar kuru 1.24 ytl'ye inecek"
Aşırı değerli Türk Lirası'na ilişkin görüşlerini de açıklayan Quijano-Evans, YTL'de önümüzdeki dönemde son derece olumlu gelişmeler yaşanacağını dile getirdi. Dolar kurunun önümüzdeki yıl 1.24 YTL seviyelerine ineceğini ifade eden Quijano-Evans, "Merkez Bankası, piyasayı çok kontrollü yönetiyor. Bu sayede doğrudan yabancı yatırım daha cazip hale gelecek, şirketlerin büyüme potansiyeli de artacak" dedi.
AKP'nin 22 Temmuz seçimlerinde yüzde 50'ye yakın oy almasının, halkın yapılan reformlara olan güvenini ortaya koyduğuna işaret eden Quijano-Evans, küresel piyasalarda yaşanan dalgalanmaya rağmen halkın Türk Lirası'na yönelmesinin de bunun bir göstergesi olduğunu kaydetti. Türkiye'de özel sektörün borçlanma oranının korkulacak düzeyde olmadığına vurgu yapan Quijano-Evans, "Özel sektör borçları, diğer gelişmekte olan ülkeler ile kıyaslandığında arada çok büyük bir fark yok. Ayrıca borçların vadeleri 5-10 yıllık. Dolayısıyla bu konuda ciddi bir sorun yok" diye konuştu.
"Piyasalar fed'den faiz indirimi bekliyor"
Quijano-Evans, Amerikan Merkez Bankası FED'in 18 Eylül'de yapacağı toplantıda, bir faiz indirimi kararına gitmesi gerektiğini söyledi. Piyasaların faiz indirimi kararı alınması yönünde bir beklenti içinde olduğunu hatırlatan Quijano-Evans, "FED önümüzdeki 10 gün boyunca uluslararası likiditeyi izleyecek ve sorun yaratan bankaları tespit edecek. Eğer faiz oranları düşmezse, bu durum piyasaları olumsuz etkiler" değerlendirmesinde bulundu.
"Asya'daki fazla para, batının açıklarını karşılıyor"
UniCredit Yatırım Araştırma Bölümü Direktörü Mark Robinson da, küresel ekonominin tahvil ve hisse senedi piyasaları açısından oldukça kırılgan ve hassas bir dönemden geçtiğini belirterek, özellikle gelişmiş ülkelerde yaşanan kredi sıkışıklığı sorununun gelişmekte olan ülkeler yardımı ile çözüleceğini söyledi. Asya ekonomilerinin son yıllarda küresel ekonominin lokomotifi haline geldiğini ancak batı basınının bu gerçeği göremediğini vurgulayan Robinson, "Petrol ve emtia piyasalarındaki hızlı gelişim özellikle Rusya ve Kazakistan gibi ülkelerin büyümelerinde önemli rol oynadı. Adeta gökten iner gibi para geliyor ve bu süreci durdurmak mümkün değil. Asya'daki fazla para, batının açıklarını karşılıyor" dedi.
"Bankalar risk seviyelerini ölçemiyorlar"
ABD'nin hala ihracat açısından dünyanın en büyük ülkesi olduğunu, ancak dünya ekonosinin ABD'ye olan bağımlılığının azalmaya başladığını ifade eden Robinson, şu anda BDT, Ortadoğu, Rusya ve Asya ülkelerinin Merkez Bankaları'ndaki rezervin 5 trilyon dolar olduğuna dikkat çekti. Robinson, "Bu paranın büyük bölümü ABD piyasalarına yatırılmış bulunuyor. O yüzden böyle bir dönemde ABD ekonomisinde yaşanacak bir çöküşü kimse istemez" dedi. ABD mortgage piyasasında yaşanan kredi krizinin çok ciddi sorunlara yol açabileceği uyarısında bulunan Robinson, şunları söyledi:
"Bankalar ve uluslararası yatırım bankaları bu krizden dolayı birbirine para vermiyorlar. Kriz öyle bir noktaya ulaştı ki, bankalar hala risk seviyelerini ölçemiyorlar. Yarattıkları finansal araçların değerini, kendileri bile bilmiyorlar. Mortgage değerleri, konut değerlerinin üzerine çıkarsa, çok büyük bir kriz olur. Bu biraz da ABD ekonomisinin performansına bağlı. Büyüme ve imalat beklendiği düzeyde gerçekleşirse, o zaman mortgage kredisi alanlar başını su üstünde tutabilir. Zaten Başkan Bush da, bu konuda kredi alanlara yardım eilebileceğini açıklamıştı." (ANKA)