"Ne etti bu ağaç size?" diyecek olursanız peşin peşin söyleyelim, kabahati büyük! Ağaç; üzerine tırmanan askerin ölümüne sebebiyet vermiş. Dallarını, tırmanmaya elverişli bir biçimde büyütmemiş, bahçesinde bulunduğu askeri alanın kurallarını hiçe saymış!
Bu ülkede ağaç olmak bile başlı başına bir suçken en azından askerimiz insaflı davranmış da kesip yerine alışveriş merkezi yapmayıp başında nöbet tutturmuş. Var ol şanlı Türk askeri!
Suçu ağır olan bir başka cezalı nesnemiz havuz oluyor. Onun suçu da en az ağacınki kadar ağır!
Bir havuz olarak, üzerine düşen görevi yerine getirememiş, yeterli kaldırma kuvvetini sağlayamayarak, yüzme bilmeyen bir askerimizin şehit olmasına sebebiyet vermiş. Askeriyenin bir parçası olarak, yerine getirmesi gereken sorumluluklardan biri olan dayanışmayı sağlayamamış ve aldığı cezayı kat be kat hak etmiştir.
Emre itaatsizlik yapan bu asi, kendini bilmez, anarşik helikopter de; olası başka itaatsizliklerin önüne geçmek ve diğer helikopterlere ibret olması için otoyol kenarında teşhir edilerek hak ettiğini bulmuş, bir nevi otoyollu olmuştur.
Sallandıracaksın böylelerini meydanda ki ibret-i alem olsun!
Öyle bir tank düşünün ki çıkmasını biliyor da inmesini bilmiyor! 33 sene mühlet veriyorsun da bir türlü inmeyi başaramıyor. Böyle akılsızlar da hep bizi buluyor!
**Ya tankın hatası yüzünden askerimize bir zarar gelseydi! Kim alıyor ya hu bunları askere?
**
Türk milletinin askeri dehasını bilmeyen yok. Nasıl savaşçı bir devlet olduğumuz, atalarımızdan gelen tarihimiz belli. Ve tüm dünyanın bizi çekemediği de öyle.
Boşuna dememişler **"Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur!"
** diye! alın size bunun bir örneği daha...
Paşalarımızın, komutanlarımızın ayaklarına çelme takamayınca, yollarına taş koyup düşürmeye çalışan sinsi düşmanların işi hep bunlar! Neyse ki; Paşamız yolunun üzerine bırakılan bu taşa takılıp düşmemiş, alnı açık, başı dik bir şekilde yoluna devam etmiştir.
"Her Türk asker doğar!"
Eminiz ki bu çatal bıçaklar ecnebi yapımıydı, yoksa asla askerden kaçmaya çalışmazlardı! Yine** askerlik kurumunu sekteye uğratmaya çalışan dış mihrakların bir oyunu
**, yine çekememezlik, yine askerlikten soğutma çabaları...
İçine sakladığı böcekle, çavuşa suikast düzenlemeye çalışan hain kuru fasülye ikinci bir emre kadar cezalı kaldı!
Eeee ne demiş Nasrettin Hoca: Ağacın, kaşığın ceza aldığına inanıyorsunuz da kazana mı inanmıyorsunuz!
Askerini zehirlemeye çalışan ilacı içinde barındıran, haine yardım ve yataklık suçundan yargılan ecza dolabı da; askerin komutanı tarafından, kapısına kilit vurulma cezasına çarptırılıyor ki diğer askerleri zehirleyemesin!
İşte Türk komutanı böyle düşüncelidir, böyle babacandır, astlarını korur kollar!