Elde tutmak ne demek? Elde tutmak TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri, belirli durumları açıklayan kısa ve net ifadelerdir. Deyimler, atasözleri gibi belirli durumları açıklamak için kullanılır. Birleşik fiiller ise iki farklı sözcüğün birleşerek yeni bir anlam kazanmasıdır. Genellikle bir ifadenin özüne vurgu yapan bu araçlar, dillerin en önemli parçalarındandır. Elde tutmak sözü de bu parçalardan biridir. Türk dilinde yer alan önemli bir ifade olan Elde tutmak ne anlama gelir?

Deyimler ve atasözleri genellikle birbiriyle karıştırılır. Çünkü deyimlerin bazıları da cümle şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Aralarındaki en büyük fark, atasözlerinin bir yargı belirtmesi ve bir öğüt vermesidir. Birleşik fiiller ise tıpkı dil araçları gibi yeni bir şeyleri, özünü kullanarak ifade etmeye yarar. Türk dilinde bolca bulunan bu araçlar genellikle anlatıma zenginlik katar. Elde tutmak ifadesi de bu araçlardan bir tanesidir. Anlamı merak edilen Elde tutmak sözü ne demektir?

Elde tutmak Ne Demek? Elde tutmak TDK sözlük anlamı nedir?

  • Elde tutmak TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Elde tutmak TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. sahibi olsun olmasın, bir malı mülkiyeti altında bulundurmak, zilyet olmak

Elde tutmak ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

el açmak el almak el atmak
el ayak çekilmek el ayak (veya etek) çekmek el bağlamak
el basmak el bebek gül bebek el bende!
el çekmek el çektirmek el çırpmak
el değiştirmek el değmemek el dokunulmamak
el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz el el üstünde oturmak el elde baş başta
el elden kalmaz, dil dilden kalmaz el elden üstündür (ta arşa kadar) el eli yıkar, iki el yüzü
el el ile, değirmen yel ile el ermez, güç yetmez el etek öpmek
el etek tutmak el etmek el kadar
el kaldırmak el katmak el koymak
el ovuşturmak el öpenlerin çok olsun! el öpmek
el öpmekle ağız aşınmaz el pençe el pençe divan
el pençe divan durmak el sıkmak el sıkışmak
el sürmemek el tazelemek el terazi, göz mizan
el tutmak el (veya elini) uzatmak el üstünde tutmak
el vergisi, gönül sevgisi el vermek el vurmamak
el (veya elini) yakmak el yarası onulur, dil yarası onulmaz el yıkamak
elde avuçta (ne varsa) elde avuçta (bir şey) kalmamak elde etmek
elde kalmak elde (veya elinde) olmamak eldeki yara, yarasıza duvar deliği
elden ağza yaşamak elden ayaktan düşmek (veya kesilmek) elden bırakmamak (veya düşürmemek)
elden çıkarmak elden çıkmak elden geçirmek
elden gel! elden geldiği kadar elden gelmemek
elden gitmek elden kaçırmak elden kaçmak
ele alınır ele alınmaz ele almak
ele avuca sığmamak ele bakmak ele geçirmek
ele geçmek ele gelmek ele vermek
eli alışmak eli altında olmak eli (veya elleri) armut devşirmek
eli ayağı (olmak) eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak) eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak
eli ayağı titremek eli ayağı tutmak eli aza varmamak
eli boş çıkmak eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) eli boş gelmek
eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak) eli değmek eli dursa ayağı durmaz
eli ekmek tutmak eli eline değmemek eli ermek
eli ermez gücü yetmez eli genişlemek eli gitmek
eli harama uzanmak eli işe yatmak eli kalem tutmak
eli kırılmak eli kırılsın! eli kolu bağlı durmak
eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak) eli kurusun! eli olmak
eli para görmek eli silah tutmak eli varmamak (veya gitmemek)
eli yatmak elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi elinde bulunmak (veya olmak)
elinde büyümek elinde kalmak elinde olmak
elinde olmak elinde patlamak elinde tutmak
elinde ... var elinden elinden almak
... elinden çıkmak elinden (bir şey) düşmemek elinden (bir şeyi) düşürmemek
elinden bir iş (veya şey) gelmemek elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak
elinden geleni yapmak elinden gelmek elinden hiçbir şey kurtulmamak
elinden iş çıkmamak elinden iyi iş gelmek elinden kan çıkmak
elinden kurtulmak elinden tutmak eline almak
eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek) eline ayağına üşenmemek eline bakmak
eline doğmak eline düşmek eline erkek eli değmemiş olmak
eline eteğine doğru eline eteğine sarılmak eline fırsat geçmek
eline geçmek eline kalmak eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık
eline su dökemez eline tutuşturmak eline yüzüne bulaştırmak
elini arı kovanına sokmak elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek) elini ayağını öpeyim
elini belli etmek (veya göstermek) elini çabuk tutmak elini kana bulamak (veya bulaştırmak)
elini kolunu bağlamak elini kolunu sallaya sallaya gelmek elini kolunu sallaya sallaya gezmek
elini kulağına atmak elini oynatmak elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak elini sürmemek elini taşın altına koymak (veya sokmak)
elini veren kolunu alamaz elini vicdanına koymak elinin altında (olmak)
elinin hamuruyla erkek işine karışmak elinin tersiyle çarpmak elinin tersiyle itmek
elinle ver, ayağınla ara eliyle koymuş gibi elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak
elle tutulur elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır) elle tutulur tarafı olmamak
eller yukarı! ellerde gezmek ellerim yanıma gelsin
elleri (veya ellerin) dert görmesin
Anahtar Kelimeler: