Eldeki bir kuş mu, daldaki üç kuş mu?

Alper Ballı, AKP'nin yoksulluğu, yurttaşı yardımlara muhtaç etmeden çözeceği vaadinin Adanalı seçmende karşılık bulup bulmadığını araştırıyor.

Alper Ballı

Adana

''İçinde İslam olmalı.''

Oy vereceği partiyi sorduğumda taksicimin verdiği ilk yanıt bu oldu.

Sonra da ekledi: ''İslam derken, şeriatçı falanı kastetmiyorum, ama Allah demeli.''

30'lu yaşların başında. Adana siyaseti çok karışık, her kafadan bir ses çıkıyor görüşünde.

"Yani AKP'ye mi oy vereceksin?" diye sordum:

"AKP'ye oy verdim geçen seçimde. Ama şimdi hayatta oy vermem" dedi. Erdoğan'a çok öfkeli. Öfkenin nedeni de Kürt açılımı.

Aslında Mersin ve Adana'da özellikle MHP’lilerle görüşmelerimde Kürt açılımına ilişkin tepkiler duymayı beklerken, bu tepkinin bir AKP seçmeninden gelmiş olması dikkat çekici.

Reklam
Reklam

''Ne Kürt açılımı ya, ne Kürt açılımı. Fakir açılımı yapsana'' diyor.

En yakın arkadaşları Kürtmüş. Biri Siirtli, diğeri de Vanlıymış.

Kendisi ise "öz be öz Türk." Öyle diyor. Ama eğer çok gerilere kadar kurcalarsam, belki bir yerlerde Araplık da olabilirmiş. AKP'ye oy vermem, oyum MHP'ye diyor.

Ve arkasından da son üç gündür gözlemlediğim 'band teorisi.'

Millet çok şikayetçi ama gene oy veriyor AKP'ye diyor ve tahminlerini sıralıyor:

''MHP barajı geçer, yüzde 11–13 bandında. CHP yüzde 28–30 bandında, AKP de yüzde 40–42 bandında.''

Nereden çıktı, kim yaydı bilmiyorum ama gelir gelmez dikkat çekici bir şekilde halkın günlük hayatındaki siyasi söylemlerinin bir parçası haline dönüştüğünü farkettim bu band işinin.

Siyasetçisinden akademisyenine, taksicisinden çiftçisine herkesin tahminleri bandlı.

CHP, seçmeni aile sigortası, mazotu 1,5 liraya düşürmek, emeklilerin maaşlarını arttırmak, hiçbir çocuk yatağa aç girmeyeceği başta olmak üzere doğrudan günlük hayatı etkileyecek vaatlerle etkileme arayışında.

Reklam
Reklam

AKP ise, başbakanın açıkladığı ''2023 projelerinden'' çok asıl halihazırda uyguladığı yeşil kart gibi politikalara yaslanıyor kampanya süresince.

CHP ve MHP'nin ısrarla vurguladığı bu hükümet döneminde yoksul sayısı öylesine yaygınlaştı ki yeşil karta muhtaçların sayısı beş milyondan 15 milyona çıktı savını, AKP 15 milyon kişiye ücretsiz sağlık hizmeti sağladık diyerek yanıtlıyor.

Peki, yoksulluğu, yurttaşı yardımlara muhtaç etmeden çözeceği vaadi seçmende karşılık bulmuyor mu?

Yanıtı Adanalı çiftçi Erdoğan'dan karşı soruyla geldi:

''Valla bilemem. Ama sence hangisi daha değerli?''

''Eldeki bir kuş mu yoksa daldaki üç kuş mu?''

Bu sorunun yanıtını dokuz gün sonra göreceğiz.

Ama ben de yanıtı beklerken, bir yandan da bu seçimin tarımdan, Kürt sorununa, ekonomiden, işsizliğe günlük hayattaki izdüşümlerini Mersin, Adana, Kayseri ve Ankara'da arayacağım.

O zaman ne diyelim?

Yarın Adana'yla Mersin arasında bulunan Yenice kasabasından görüşmek üzere.