Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, elektrik tarifesinde yapılan artışın Ekim ayında tüketici enflasyonuna etkisi yaklaşık 0.23 puan olacağını bildirdi. Açıklanan son verilerin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleştiğine işaret ettiğini, küresel ekonomide süregelen belirsizliklerin dış talebe ilişkin aşağı yönlü riskleri artırdığını belirten Kurul, uluslar arası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunların iç ve dış talebi sınırlamaya devam edeceğini, enflasyonda kademeli düşüşün süreceğini öngördü.
Para Politikası Kurulu'nun faizlerde değişiklik yapmadığı 18 Eylül'deki toplantısına ilişkin özet, yayımlandı. Toplantı özetinde, Ağustos ayında tüketici fiyat endeksinin yüzde 0.24 oranında gerilediği ve yıllık enflasyon yüzde 11.77'ye indiği hatırlatılırken, bu düşüşte gıda grubu yıllık enflasyonundaki gerilemenin belirleyici olduğu belirtildi. Akaryakıt fiyatlarında yapılan indirimler enflasyonu olumlu etkilerken doğal gaz ve su fiyatlarındaki artışlar nedeniyle enerji grubu yıllık enflasyonu yükselttiği anlatıldı.
ELEKTRİK ZAMMI
Merkez Bankası'nın PPK toplantı özetinde enerji grubu yıllık enflasyonunun Ağustos ayında yüzde 27.38'e yükseldiği belirtilirken, petrol fiyatlarında son dönemde gözlenen düşüşe rağmen, geçmiş dönemlerde gözlenen birikimli artışların enerji kalemleri üzerinde etkili olmaya devam ettiği vurgulandı. Ağustos ayında doğal gaz, şebeke suyu ve katı yakıt kalemlerinde gözlenen artışların enerji grubu fiyatlarında etkili olduğu belirtildi.
Açıklamada, "Bunun yanında, Ekim ayı başından itibaren elektrik tarifelerinde geçerli olacak artış ile doğal gaz fiyatlarında beklenen yükseliş, kısa vadede enerji grubu fiyatlarının enflasyondaki düşüşü sınırlamaya devam edeceğine işaret etmektedir. Elektrik tarifesinde yapılan artışın Ekim ayında tüketici enflasyonuna etkisi yaklaşık 0,23 puan olacaktır" denildi.
TALEP DARALIYOR, ENFLASYON DÜŞÜŞÜ SÜRER
Para Politikası Kurulu, uluslar arası kredi piyasalarındaki ve küresel ekonomideki sorunların iç ve dış talebi sınırlamaya devam edeceğini, enflasyonda kademeli düşüşün süreceğini öngördü. "Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın belirginleştiğine işaret etmektedir" değerlendirmesinde bulunan Kurul, "Küresel ekonomide süregelen belirsizlikler dış talebe ilişkin aşağı yönlü riskleri artırmıştır" tespitini yaptı.
Kurul, enflasyon görünümündeki iyileşmeye rağmen son dönemde küresel belirsizliklerin artarak devam etmesinin para politikası kararlarında temkinli olmayı gerektirdiğine dikkat çekti ve faiz oranlarını değiştirmeme kararının temelinde bu değerlendirme yer aldı.
Toplantı özetinden bundan sonraki faiz kararlarının da iç ve dış talebe, küresel piyasalardaki gelişmelere, maliye politikası uygulamalarına ve orta vadeli enflasyon görünümünü etkileyen diğer unsurlara bağlı olacağı belirtildi.
LİKİDİTE SIKIŞIKLIĞI 2009'DA KALICI HALE GELEBİLİR
Açıklamaya göre toplantıda ayrıca piyasadaki likidite gelişmeleri de değerlendirildi. Merkez Bankası'nın, Mayıs ayından bu yana devam eden likidite sıkışıklığını gidermek için repo ihaleleri yoluyla piyasaya YTL likidite sağladığı belirtilen toplantı özetinde, son veriler ışığında likidite sıkışıklığının 2009 yılında kalıcı hale gelme olasılığının arttığı tespitine yer verildi.
Bu arada Kurul, likidite yönetiminin operasyonel çerçevesinin 2009 yılında yeniden düzenlenmesi amacıyla çalışmalara başlanmasını ve teknik ayrıntılarının Aralık ayında kamuoyuna duyurulmasını kararlaştırdı.
Kurul'un toplantı özetinde, fiyat istikrarına ulaşmak için basiretli bir para politikası gerektiği, ancak bunun tek başına yeterli olmadığı vurgulanarak, şöyle denildi:
"Uygulanan maliye politikaları ve yapısal reform süreci de en az para politikası kadar önem taşımaktadır. Enflasyonun tek haneli rakamlara inmesinde maliye politikalarının katkısı büyük olmuştur. Bundan sonra da fiyat istikrarına giden yolda maliye politikalarının desteği önemli olacaktır. Özellikle mevcut konjonktürde ekonomimizin dayanıklılığını koruması için mali disiplin ve yapısal reformların devamlılığı kritik önem taşımaktadır. Bu çerçevede, Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin devam etmesi ve programda öngörülen yapısal reformların hayata geçirilmesi konusundaki çabaların sürekliliği önemini korumaktadır. Mali disiplinin kalitesini artırmaya ve verimlilik artışlarının devamlılığını sağlamaya yönelik yapısal reformlar konusundaki gelişmeler gerek makroekonomik istikrar gerekse fiyat istikrarı açısından yakından izlenmektedir."(ANKA)