Elinde asgari ücret tablosuyla isyan etti! Yüzde 30 zamma Destici de tepkili: "En az 25 bin seviyesine çıkarılmalı"

Asgari ücret zammı beklentileri karşılamadı, Cumhur İttifakı'nda da görüş ayrılığı yarattı. Bir tepki de BBP lideri Mustafa Destici'den geldi. Kiralara yüzde 60 oranında zam yapılmasına değinen Destici "Böyle bir dönemde asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılması en hafifiyle hakkaniyetsiz, adaletsiz ve yetersiz olur" dedi. Asgari ücretliye kimsenin borç ve kredi vermediğini söyleyen Destici, "Şimdi bu adam kirasını nasıl ödeyecek? Evine, çocuğuna, gıda ürünlerini nasıl alacak?" diye sordu.

Elinde karşılaştırmalı tabloyu gösterdi, 2025 asgari ücret zammına isyan etti! Cumhur İttifakı ortaklarından BBP Genel Başkanı Mustafa Destici'nin gündemi de milyonlarca vatandaş gibi asgari ücret zammıydı. Yüzde 30 zamla 22 bin 104 liraya yükselen yeni asgari ücreti yetersiz bulan Destici, 2024 Aralık sonu enflasyonunun asgari ücrete yansıtılması gerektiğini savundu."Bu revize mutlaka ama mutlaka yapılmalı" diyen Destici, asgari ücret önerisini "En az yüzde 50 oranında artırılarak 25 bin lira seviyesine çıkarılmalı" şeklinde açıkladı.

Reklam
Reklam

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN REFAH PAYI BEKLENTİSİNE KAPIYI KAPADI

Dün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın açıkladığı yeni asgari ücret tutarının Resmi Gazete'de yayımlanmayışı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konuda dokunuş yapacağı konusundaki görüşleri güçlendirmişti. Bugün TBMM'de konuşan Erdoğan refah payı beklentilerine yönelik tüm tartışmalara nokta koydu. Erdoğan "Çalışanlarımızı enflasyona ezdirmeme sözümüze bir kez daha sadık kaldık. Yeni asgari ücretin çalışanlara ve işverenlere hayırlı olmasını diliyorum" dedi.

DESTİCİ: YÜZDE 30 ZAM EN HAFİFİYLE HAKKANİYETSİZ, ADALETSİZ VE YETERSİZ

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, parti genel merkezinde düzenlediği haftalık basın toplantısında konuştu. Destici, son 10 yıldaki gelişmelerin yansıması olan ekonomik problemlerle mücadele ettiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Benzer her şartta devletin kriz dönemlerinde milletimizin alt gelir gruplarını koruması zaruretine dikkat çektik. Alt gelir gruplarının gelir düzenini yükseltilmesi lazım. Yani gelirin aşağı doğru yayılması lazım. Adaletli bir şekilde dağıtılması lazım. Ama maalesef bugün geldiğimiz noktada bunu göremediğimizi üzülerek ifade etmek istiyorum. Bakın bugün yeni yıl öncesi asgari ücreti, memur ve emekli maaşlarını konuşuyoruz. Kasım sonu yıllık enflasyonu yüzde 47 oranında gerçekleşti. Tüm çalışan ve emeklilerin maaşlarının yaklaşık bu oranda arttığı ya da artacağı, yine kiralara yüzde 60 oranında zam yapıldığı bir dönemde asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılması en hafifiyle hakkaniyetsiz, adaletsiz ve yetersiz olur. Bu oran, asgari ücrete mahsus yaşamak zorunda kalan kardeşlerimizin de beklentilerini karşılamamıştır.

Reklam
Reklam

ASGARİ ÜCRET ÖNERİSİNİ AÇIKLADI

Asgari ücretliye borç da vermiyor kimse, kredi de vermiyor. Şimdi bu adam kirasını nasıl ödeyecek? Evine, çocuğuna, gıda ürünlerini nasıl alacak? Kısacası bu aradaki 4 bin 396 lirayı nasıl kapatacak? Şimdi bu büyük bir haksızlık, hakkaniyetsizlik ve adaletsizlik. En azından 2024 yılı Aralık sonu enflasyon yüzde kaç gerçekleşmişse bunun asgari ücrete yansıtılması ve asgari ücret de en az yüzde 50 oranında artırılarak 25 bin lira seviyesine çıkarılmalı. Bu revize mutlaka ama mutlaka yapılmalı."

"TERÖR DEVLETİNE TÜRKİYE İZİN VERMEMELİ"

Suriye'de yaşanan gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini belirten Destici şöyle konuştu:
"Suriye'deki her gelişme, insani endişelerin ötesinde, ülkemizi ve milletimizi doğrudan ilgilendiriyor. Bizce Suriye, kurulduğundan beri bir 'devlet' vasfı taşımadı. Baas iktidarındaki Suriye'yle sayısız problem yaşadık ve bu terör örgütleri nedeniyle ağır bedeller ödedik. Hiçbir zulüm sonsuza dek sürmez ve sürmedi. Bugün Suriye'de bağımsız bir devlet kuruluyor. Hassasiyetlerimizi ve önceliklerimizi, ilk günden itibaren olanca açıklığıyla dile getirdik. Suriye'deki Türkmenlerin ve diğer masumların güvenliğinin sağlanması Türkiye’nin en önemli önceliğidir. Türkmenler Suriye'nin asli unsurudur. Türkmenlerin Suriye'deki varlığının ve güvenliğinin kalıcı olması Türkiye'nin görevidir ve hangi hükümet yönetimde olursa olsun bu durum değişmemeli, siyasetin üzerinde, bir ülke politikası olarak devam ettirilmelidir. Hiçbir şartta, Suriye'nin kuzeyinde PKK'ya bir 'terör devleti' kurdurulmasına Türkiye izin vermemelidir. Türkiye'nin, Suriye Türkmenlerinin, Suriye halkının güvenliğinin yanında, terörün emperyalist devletler için bir savaş enstrümanı olduğu çirkin ve kirli dönem artık son bulmalıdır."

Reklam
Reklam

"TÜRKİYE GEREKİRSE ASKERİ GÜÇ KULLANMALI"

Destici, terörün insanlık suçu olduğuna işaret ederek şunları söyledi:
"Terörü destekleyen, bunu metot olarak kullanan her ülke, bu uygulamalarda imzası olan her yönetici bu insanlık suçunun ortağıdır. Ülkemizdeki Suriyeliler, mümkün olan en kısa sürede ülkelerine geri dönmelidir. Türkiye bu süreçte önemli bir insani görevi yerine getirmiştir. Bir an önce gerekli hukuki ve siyasi altyapı oluşturulmalı; güvenli ortam sağlanmalı, ekonomik faaliyetler işler hale getirilmeli, temel insani ihtiyaçlar ve altyapı sağlanmalı, Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri sürecine ivme kazandırılmalıdır. Sığınmacıların ülkelerine dönüşleri de kolaylaştırılmalıdır. Kalıcı dönüşlerin yanında geçici dönüşlere de izin verilmeli ve güvenli ortamın devamıyla bunların tekrar ülkemize girmelerine izin verilmemelidir. Her üç konu, Türkiye için birer milli güvenlik meselesidir. Özellikle Suriye'deki terör unsurlarının temizlenmesi için; bu terör örgütleri Türkiye'yi ve bölgedeki Türkmenleri hedef aldığı için; Türkiye gerekirse askeri güç kullanmalıdır, askeri müdahalede bulunmalıdır."

Reklam
Reklam

(DHA)Bu içerik Hazar Gönüllü tarafından yayına alınmıştır