Elinde avucunda nesi varsa ne demek? Elinde avucunda nesi varsa TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler, belirli durumları çarpıcı bir şekilde ifade eden kalıplaşmış sözlerdir. Birleşik fiiller de yeni bir anlam kazanarak kalıplaşmış bir ifade sunarlar. Ancak bu sözler geçmiş zamanlarda ortaya çıktığı için günümüzde bazılarını anlamak zordur. Bazıları ise ilk duyulduğu andan itibaren anlamını ortaya serer. Kalıplaşmış ifadelerden biri olan Elinde avucunda nesi varsa ne demektir? Elinde avucunda nesi varsa, TDK sözlük anlamı nedir?

Atasözleri ve deyimler genellikle ortaya çıktığı dönemin popüler inanışlarını ve bilgilerini içeren ifadelerdir. Birleşik fiiller ise belirli kelimelerle birlikte kullanılarak yeni bir anlam sunarlar. Bu fiiller tıpkı atasözleri ve deyimler gibi bazı şeyleri ifade etmeyi kolaylaştırırlar. Bu sözlerden biri olan Elinde avucunda nesi varsa, TDK sözlükte ne anlama gelir? Elinde avucunda nesi varsa ne demek?

Elinde avucunda nesi varsa Ne Demek? Elinde avucunda nesi varsa TDK sözlük anlamı nedir?

  • Elinde avucunda nesi varsa TDK sözlüğe göre 1 farklı anlama sahiptir.
Reklam
Reklam

Elinde avucunda nesi varsa TDK sözlük anlamı şu şekildedir:

  1. maddi olarak sahip olduğu her şey anlamında kullanılan bir söz

Elinde avucunda nesi varsa ile Kurulan Atasözleri, Deyimler ve Birleşik Fiiller

el açmak el almak el atmak
el ayak çekilmek el ayak (veya etek) çekmek el bağlamak
el basmak el bebek gül bebek el bende!
el çekmek el çektirmek el çırpmak
el değiştirmek el değmemek el dokunulmamak
el el üstünde olur, ev ev üstünde olmaz el el üstünde oturmak el elde baş başta
el elden kalmaz, dil dilden kalmaz el elden üstündür (ta arşa kadar) el eli yıkar, iki el yüzü
el el ile, değirmen yel ile el ermez, güç yetmez el etek öpmek
el etek tutmak el etmek el kadar
el kaldırmak el katmak el koymak
el ovuşturmak el öpenlerin çok olsun! el öpmek
el öpmekle ağız aşınmaz el pençe el pençe divan
el pençe divan durmak el sıkmak el sıkışmak
el sürmemek el tazelemek el terazi, göz mizan
el tutmak el (veya elini) uzatmak el üstünde tutmak
el vergisi, gönül sevgisi el vermek el vurmamak
el (veya elini) yakmak el yarası onulur, dil yarası onulmaz el yıkamak
elde avuçta (ne varsa) elde avuçta (bir şey) kalmamak elde etmek
elde kalmak elde (veya elinde) olmamak elde tutmak
eldeki yara, yarasıza duvar deliği elden ağza yaşamak elden ayaktan düşmek (veya kesilmek)
elden bırakmamak (veya düşürmemek) elden çıkarmak elden çıkmak
elden geçirmek elden gel! elden geldiği kadar
elden gelmemek elden gitmek elden kaçırmak
elden kaçmak elden ne gelir? ele alınır
ele alınmaz ele almak ele avuca sığmamak
ele bakmak ele geçirmek ele geçmek
ele gelmek ele vermek eli alışmak
eli altında olmak eli (veya elleri) armut devşirmek eli ayağı (olmak)
eli ayağı buz kesilmek (veya tutmamak) eli ayağı (veya ayağına) dolaşmak eli ayağı titremek
eli ayağı tutmak eli aza varmamak eli boş çıkmak
eli boş dönmek (veya çevrilmek veya geri gelmek) eli boş gelmek eli cebine (veya cüzdanına veya kesesine) gitmemek (veya varmamak)
eli değmek eli dursa ayağı durmaz eli ekmek tutmak
eli eline değmemek eli ermek eli ermez gücü yetmez
eli genişlemek eli gitmek eli harama uzanmak
eli işe yatmak eli kalem tutmak eli kırılmak
eli kırılsın! eli kolu bağlı durmak eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (veya olmak)
eli kurusun! eli olmak eli para görmek
eli silah tutmak eli varmamak (veya gitmemek) eli yatmak
elimi sallasam ellisi, başımı sallasam tellisi elinde bulunmak (veya olmak) elinde büyümek
elinde kalmak elinde olmak elinde olmak
elinde patlamak elinde tutmak elinde ... var
elinden elinden almak ... elinden çıkmak
elinden (bir şey) düşmemek elinden (bir şeyi) düşürmemek elinden bir iş (veya şey) gelmemek
elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak elinden geleni ardına (veya arkasına) koymamak elinden geleni yapmak
elinden gelmek elinden hiçbir şey kurtulmamak elinden iş çıkmamak
elinden iyi iş gelmek elinden kan çıkmak elinden kurtulmak
elinden tutmak eline almak eline ayağına kapanmak (veya sarılmak veya düşmek)
eline ayağına üşenmemek eline bakmak eline doğmak
eline düşmek eline erkek eli değmemiş olmak eline eteğine doğru
eline eteğine sarılmak eline fırsat geçmek eline geçmek
eline kalmak eline (veya elinize veya ellerinize) sağlık eline su dökemez
eline tutuşturmak eline yüzüne bulaştırmak elini arı kovanına sokmak
elini ayağını (veya eteğini) kesmek (veya çekmek) elini ayağını öpeyim elini belli etmek (veya göstermek)
elini çabuk tutmak elini kana bulamak (veya bulaştırmak) elini kolunu bağlamak
elini kolunu sallaya sallaya gelmek elini kolunu sallaya sallaya gezmek elini kulağına atmak
elini oynatmak elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi) elini sıcak sudan soğuk suya sokmamak
elini sürmemek elini taşın altına koymak (veya sokmak) elini veren kolunu alamaz
elini vicdanına koymak elinin altında (olmak) elinin hamuruyla erkek işine karışmak
elinin tersiyle çarpmak elinin tersiyle itmek elinle ver, ayağınla ara
eliyle koymuş gibi elle tutulacak tarafı (veya yanı) kalmamak elle tutulur
elle tutulur gözle görülür (veya dille anlatılır) elle tutulur tarafı olmamak eller yukarı!
ellerde gezmek ellerim yanıma gelsin elleri (veya ellerin) dert görmesin
Anahtar Kelimeler: