Bosna Hersek 1. Futbol Ligi takımlarından Tuzla City'de teknik direktörlük görevine getirilen Elvir Balic, Türkiye'yi çok sevdiğini vurguladı. Balic, Türkiye'de çok güzel günler geçirdiğini anlatarak, "Türkiye benim evim. Ben artık yarı Türk, yarı Boşnak'ım. Orada kendimi çok iyi ve güvende hissediyorum. Türkiye gerçekten benim memleketim. Hiçbir zaman Türkiye'den kopmadım, kopmayı da düşünmüyorum. Hangi takım taraftarı olursa olsun, beni yolda gördükleri zaman o sevgiyi hissedebiliyorum" diye konuştu.
Türkiye ligini yakından takip ettiği vurgulayan Balic, "Geçen seneye benzer bir lig, hatta bu sene daha da heyecanlı. Eskiden ilk dört takım her zaman belliydi ama artık öyle bir şey yok. Herkes herkesi yenebiliyor. Sürpriz takımlar çıkabiliyor. İyi oynayan takımlar var. Sezon sonu kim şampiyon olur gerçekten kestirmek çok zor. Herkes kafa kafaya gidiyor. Anadolu takımlarının biraz daha güçlenmesi sevindirici" ifadelerini kullandı.
Aradan yıllar geçmesine rağmen Türkiye'de çocukların hala Balic forması giymesinin, adını söylemesinin kendisi için büyük bir gurur olduğunu vurgulayan Boşnak teknik adam, futbolcu olma hayali kuran gençlere yönelik, "Futbolcu olmak kolay değil. Çok çalışmak gerekiyor ama sadece bu da yetmiyor. Bazen doğru zamanda doğru yerde bulunmanız da önemli. Aile desteği çok önemli. Sabır isteyen bir iş. Zira A takıma çıkmak için 10-12 sene beklemeniz de gerekebiliyor. Benim oynadığım dönemde büyük yetenekler vardı ama çoğu futbolcu olamadı. En önemlisi profesyonel gibi yaşamak. Allah vergisi bir yetenek de varsa mutlaka bir başarı yakalayacaklar" değerlendirmesinde bulundu.
BURSASPOR'A TRANSFERİ
Ülkesinde savaşın sürdüğü 1990'lı yıllarda, Türkiye'de adını duyurmaya başladığı Bursaspor'a geliş hikayesini anlatan Balic, şunları söyledi:
"O zamanki cumhurbaşkanımız rahmetli Aliya İzetbegovic'in izniyle yurt dışında turnuvalara katıldık. Birçok maç oynadık. Bursaspor'la da maçımız vardı. Takımın başında o dönem rahmetli Nejat Biyedic bulunuyordu. Beni beğenmişler ve kalmamış istemişlerdi. İzin almak zorundaydım. Bir ay sonra İstanbul'dayken bir arkadaşımla, gecenin bir vakti Nejat hocayı aradık. Hala ilgilendiklerini söyledi ve Bursa'ya gittik. Hiç unutmuyorum. 1995 senesi 2 Şubat. Ramazan ayının ilk günüydü."
Bursaspor'da çok güzel günler geçirdiğini söyleyen Balic, "Her şeyin ilkini orada yaşadım. İlk heyecanım. Gerçekten müthişti. Çok iyi bir kadromuz vardı. İlk senemden sonra teklifler gelmeye başlamıştı" açıklamasını yaptı.
"FENERBAHÇE'NİN BENİM İÇİN AYRI BİR YERİ VAR"
Balic, üç sezon forma giydiği yeşil-beyazlı takımdan mukavelesinin bitmesine bir yıl kala ayrıldığını anımsatarak, "İlk ciddi teklif Fenerbahçe'den geldi. Başkan Aziz Yıldırım ile konuştum ve Fenerbahçe'ye geleceğime söz verdim. Herhangi bir imza da yoktu. Söz verdim ve sonra Fenerbahçe'ye geldim" ifadelerini kullandı.
Rekor bir transfer ücretiyle transfer edildiği Fenerbahçe'de kendisinden beklentinin büyük olduğunu anlatan Balic, "Her zaman kendime çok güveniyordum. Çok şükür o dönem de iyi geçti. Fenerbahçe'nin benim için ayrı bir yeri var. O statta oynamak ayrı bir duygu. Taraftar da beni çok sevdi. Fenerbahçe taraftarını hiç unutmayacağım" açıklamasında bulundu.
REAL MADRID PİŞMANLIĞI
Balic, kariyerinin müthiş bir çıkışla başladığını ve Fenerbahçe'den Real Madrid'e transfer olmasının inanılmaz bir sıçrama olduğunu belirtirken, İspanyol ekibinden gelen teklifi, bu fırsatı kaçırmamak adına kabul ettiğini anlattı.
Kendine çok güvendiğini ve Real Madrid'de de düzenli forma giyeceğine inandığını kaydeden Balic, "Orada dünyanın en büyük yıldızları var. Çok daha fazla çalışman ve kendini kanıtlaman gerekiyor. Kampta ilk sakatlığımı yaşadım ve bir ay uzak kaldım. Tekrar döndüm. Barcelona maçında ilk 11 oynayacaktım. Antrenmanda çapraz bağlarım koptu. Altı ay daha uzak kaldım. Benim için hiç iyi geçmedi. Psikolojik olarak çok etkilendim. Ben sürekli oynayan bir futbolcuyum. Yedek kalınca bir daha toparlayamadım. Kiralık olarak yeniden Fenerbahçe'ye geldim ve o sene şampiyon olduk" şeklinde konuştu.
"SAFET SUSIC BENİM İDOLÜMDÜ"
Futbol oynadığı dönemde Konyaspor ve MKE Ankaragücü'nde hocalığını yapan, daha sonra da ülke milli takımında yardımcılığını üstlendiği Safet Susic'in kendisi için ayrı bir yere sahip olduğunu anlatan Balic, "Safet hoca benim idolümdü. Kendisi Bosna Hersek'in gelmiş geçmiş en iyi futbolcusuydu ve hala da öyle. Hiç kimse onun yanına bile yaklaşamaz" diye konuştu.
Galatasaray'dan Konyaspor'a ve ardında MKE Ankaragücü'ne Safet Susic için transfer olduğunu kaydeden Balic, "Antrenörlük lisansımı aldıktan sonra da milli takımda beraber çalışmak kısmet oldu. 4,5 yıl beraber çalıştık. İlk kez Dünya Kupası'na gittik. Ondan çok şey öğrendim. Daha sonra Alanyaspor ve Akhisarspor'da da beraber çalıştık. Safet Susic ile çalışmak benim için ayrı bir zevkti" şeklinde görüş belirtti.
Öte yandan Balic, Tuzla City macerasının tamamen tesadüfle başladığını belirterek, ailesini görmek ve kısa bir tatil yapmak için ülkesine geldiğinde, kulüp yöneticilerinin kendisi ile görüşmek istediğini anlattı. Yaptığı görüşmede takımın hedeflerinden çok etkilendiğini aktaran Balic, "Takım beş yıl içinde amatör ligden birinci lige çıktı. Birkaç sene sonrasına dair hedefleri olan, proje bir takım. Anlatılanlardan sonra teklife sıcak baktım ve anlaşma sağladık. Takım lige iyi başladı ve iyi puan topladı. Şu an lideriz ve hedef yükselttik. Hedefimiz Avrupa kupalarına katılmak" diyerek sözlerini tamamladı.