ANKARA (İHA) - Emek Platformu Dönem Sözcüsü ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Seçim ve Siyasi Partiler yasalarında bir değişiklik yapılmadan erken seçime gidilmesinin ülkeye zarar vereceğini söyledi.
Emek Platformu Başkanlar Kurulu bugün DİSK'e bağlı Genel İş Sendikası Toplantı Salonu'nda bir basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına; Türk İş Genel Başkanı Bayram Meral, Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu ve Memur Sen Genel Başkanı Fatih Uğurlu ile Emek Platformu Başkanlar Kurulu'nun diğer üyeleri katıldı. Emek Platformu tarafından hazırlanan ortak metni Dönem Sözcüsü ve DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi okudu.
Emek Platformu'nun son siyasal gelişmeleri kaygıyla izlediğini belirten Çelebi, TBMM'nin pazartesi günü seçim tarihini belirlemek üzere toplanacağını hatırlatarak, öncelikli taleplerinin, İş Güvencesi'nin Genel Kurul gündemine gelerek yasalaşması olduğunu ifade etti. Çelebi, bunun yanında olası bir erken seçimin sonuçlarının demokratik bir işleyişi gerçekleştirecek bir parlamento ortaya çıkarması, emekten ve çalışandan yana politika izleyecek bir iktidar oluşması için Emek Platformu'nun üzerine düşen tüm görevleri yerine getirmekte kararlı olduğunu söyleyerek, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Kanunu'nda demokratik açılım gerçekleştirilmeden yapılacak bir seçimin, halkın, çalışanların ve emeklilerin sorunlarına çözüm getirmeyeceğini ileri sürdü.
"SENDİKA YÖNETİCİLİĞİ, MİLLETVEKİLLİĞİ İLE BAĞDAŞMAYAN GÖREVLER LİSTESİNDEN ÇIKARILSIN" Seçim Yasası'nda, seçimlerde halkın iradesinin tam olarak parlamentoya yansımasını engelleyen başta baraj olmak üzere tüm engellerin kaldırılmasını, seçmenlere milletvekillerini tercih hakkı tanınmasını, partilerin seçim ittifaklarına imkan verilmesini ve siyasal partilerin seçim harcamalarının sağlam olmasını sağlayacak düzenlemelerin yapılmasını istediklerini kaydeden Çelebi, milletvekili dokunulmazlığının yasama çalışmaları ile sınırlandırılması, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının bulundukları ülkelerde oy kullanabilmelerinin sağlanması ve siyasi partilerin seçime katılmalarına engel oluşturan kısıtlamaların kaldırılması için de gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiğini vurguladı.
Çelebi, Siyasi Partiler Yasası ile ilgili taleplerini ise şöyle sıraladı:
"Seçimlerde siyasi partilerin adaylarını belirlemesinde bir ön seçim zorunlu kılınmalıdır. Başta kamu çalışanları olmak üzere toplumun çeşitli kesimlerinin siyasete katılımlarını engelleyen, seçme ve seçilme özgürlüğünü kısıtlayan hükümler kaldırılmalıdır. Anayasa'nın 82. maddesi değiştirilerek milletvekilliği ile bağdaşmayan görevler listesinden sendika yöneticiliği çıkarılmalıdır. Siyasi partilerin program, tüzük ve işleyişinde üyelerin iradelerini özgürce kullanabilecekleri düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi partilerde kadın ve gençlerin yönetim kademelerinde yer alabilmelerinin yolunu açacak düzenlemeler yapılmalıdır. Siyasi partilerin kapatılması ile ilgili mevzuat temel hak ve özgürlükler çerçevesinde gözden geçirilmelidir. Siyasi partilere üyelik yaş sınırı, seçmen yaşına indirilmelidir."
DİSK Genel Başkanı Çelebi, bu değişiklikler gerçekleştirilmeden yapılacak bir seçimin çözüm olmayacağını, aksine ülkede daha büyük sorunların oluşmasına neden olacağını belirtti.
Emek Platformu'nun yıllardır uygulanan ve başarısızlığı kanıtlanmış olan IMF ve Dünya Bankası programlarının alternatifini ortaya koyduğunu hatırlatan Çelebi, Emek Platformu Alternatif Programı'nı gözetmeyen, programlarında ve seçim bildirgelerinde bu programda yer alan taleplere yer vermeyen hiçbir siyasi partiye Emek Platformu bileşenleri olarak destek vermeyeceklerini açıkladı.
"BAYDUR'UN İDDİALARI DOĞRU DEĞİL" Çelebi, özellikle üç işçi konfederasyonu genel başkanları olarak AB'ye uyum yasalarının gündeme geldiği bugünlerde, uyum yasaları paketi içinde İş Güvencesi'nin de yer alması için bazı temaslarda bulunduklarını hatırlattı. MHP ve ANAP dışında tüm siyasi partilerin genel başkanları ile görüştüklerini ifade eden Çelebi, bu görüşmelerin ardından işveren kesiminin atağa geçtiğini ve İş Güvencesi'nin bu süreçte yer almaması için kendilerine yönelik bazı suçlamalarda bulunduğunu söyledi. TİSK Başkanı'nın açıklamalarının doğru olmadığını belirten Çelebi, bu yasanın bir çok nedenle öncelikle çıkartılması gerektiğini vurguladı. İş Güvencesi Yasası'nın Türkiye'nin AB'ye sunduğu kısa vadeli hedefler arasında yer aldığını kaydeden Çelebi, İş Güvencesi'nin uyum yasaları paketinden çıkarılmasını istemenin etik olmadığını savundu. Yaşanan kriz ortamında işçilerin, işverenlerden daha sorumlu bir tutum izlediklerini belirten Çelebi, zoru gören işverenler servetlerini yurt dışına kaçırırken, birçok yerde işçilerin ekmeklerinden fedakarlık ederek işletmeleri ayakta tutmaya çalıştıklarını anlattı. TİSK Başkanı Refik Baydur'un iş güvencesi ile ilgili iddialarının hiçbirisinin doğru olmadığını öne süren Çelebi, İş Güvencesi Yasası'nın çıkması halinde toptan işten çıkarmaların olabileceğini söylemenin, işten çıkarmaların keyfiliği konusundaki sendikaların iddialarını açık bir biçimde kanıtladığını ifade etti. Baydur'un, İş Güvencesi'nin rekabet gücünü azaltacağını iddia ettiğini de hatırlatan Çelebi, "Bu sözün ardında yatan, kayıt dışı ekonomiye verilen destektir" diye konuştu. Yasanın AB'ye uyumla ilgisinin olmadığı söyleminin ise başlı başına büyük bir talihsizlik olduğunu kaydeden Çelebi, işverenlerin artık saflarını belirlemesi gerektiğini söyledi. İşverenlerin, kullandıkları ifadeler ve dün yayınladıkları bildiri ile çıkarlarının peşinde koştuklarını ortaya koyduklarını anlatan Çelebi, işverenlerin bu tutumları ile inandırıcılıkları ve güvenilirliklerini de kaybettiklerini vurguladı. Şişecam tesislerinin kapatılmasına da değinen Çelebi, işçilerin, sorumlu olmadıkları bir sorunun bedelini ödemeye mahkum edildiklerini belirtti.
"TEPKİMİZİ OYLARIMIZLA ORTAYA KOYACAĞIZ" TİSK Başkanı Baydur'un, işçi konfederasyonlarının İş Güvencesi ile ilgili yaptıkları görüşmeleri 'çağdaş bir yaklaşım değil' diye nitelendirdiğini hatırlatan Çelebi, "Kendi duruşları çağdaşlık değildir. Sayın Baydur'un, '1.5 yıldır bu yasayı Bakanlar Kurulu'nda ben tuttum' demesi ne kadar çağdaşlıksa, bizim bu süreçte yaptığımız temaslar ve İş Güvencesi'nin yasalaşmasını talep etmemiz o kadar ilerici ve demokratik bir yaklaşımdır" ifadelerini kullandı.
Siyasi parti liderlerinin bu konuda kendilerine verdiği sözleri yerine getirmelerini beklediklerini vurgulayan Çelebi, "Biz sözümüzü söyledik. Şimdi sıra onların bu sözlerini tutup tutmama konusundaki yaklaşımlarındadır. Bunu hep beraber izleyeceğiz. Emek Platformu olarak bu süreçte sözünü yerine getirmeyenleri izleyeceğiz. Bu konuda farklı davrananlara karşı bizim bir tek hakkımız var, o da oy kullanma hakkımız. Oy kullanma hakkımızdaki tercihlerimizi, buna karşı duranlara çok açıklıkla ortaya koymuş olacağız" dedi.
Çelebi, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Çelebi, Emek Platformu'nun ortaya koyduğu alternatif programa bugüne kadar destek veren bir siyasi partinin olup olmadığı sorusu üzerine, Emek Platformu'nun alternatif programı bir yıl önce hazırladığını hatırlatarak, programın günün koşullarına göre yeniden düzenlendiğini, bu çalışmaların tamamlanmasının ardından programı siyasi partilere sunacaklarını söyledi. Çelebi, son dönemde yaptıkları temasların sadece İş Güvencesi'ne yönelik olduğunu, görüştükleri liderlerin de buna destek vereceklerini beyan ettiklerini ifade etti. Çelebi, 14 maddelik uyum yasaları paketine yeni bir madde ilave edilmesinin doğru olmayacağı yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatarak, "Bu ilave değildir. Kısa vadeli ulusal programda İş Güvencesi yer almaktadır. Talebimiz, eksik yapılan uygulamanın düzeltilmesidir" diye konuştu. Çelebi, Yeni Türkiye'nin sendika başkanlarına transfer teklifi yapıp yapmadığı sorusu üzerine, Yeni Türkiye'ye yaptıkları ziyarette İsmail Cem'in, bütün sivil toplum örgütlerine ziyaretler gerçekleştireceğini söylediğini, ancak transfer anlamında bir görüşmede bulunmadıklarını vurguladı.