Polis akademisinde ders veren Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan danışmanlık görevinde bulunan Önder Aytaç'ın kaleme aldığı yazı emniyet içinde yaşanan ve çözüm bekleyen sorunları bir kez daha gündeme getirdi.
**İşte Aytaç'ın o yazısı:**
Emniyette yardımcı hizmetli statüsü = köle olmak (mı demek?)
Polisle ilgili her yazdığımız makaleden sonra, yüzlerce geri dönüt aldığımızı söylemeliyiz. Kurum içindeki en tepe noktalarda görev yapan emniyet müdürlerinden, polis memurlarına ve hatta yardımcı hizmetlilere kadar her kesimden mektuplar almakta ve kendi sorunlarını ifade ettiklerini gözlemlemekteyiz.
Doğruyu ifade etmek gerekirse, polisin içindeki emekçilerin de haklarını aramak bağlamında yazdıklarını çok önemsiyorum. Bu sağlıklı eleştirel yaklaşımların, kurumun önünü daha da açacağını ve statükocu yaklaşım içinde bulunanların da her geçen gün azalacağına inanmaktayım.
Bugün de emniyetteki bir diğer ‘zenci’ yapı gibi algılanan yardımcı hizmetlilerden ve onların acil çözüm bekleyen sorunlarına göz gezdireceğiz. Eminim Emniyet Genel Müdürlüğü Personel Daire Başkanlığı yetkilileri, eğer vicdanları paslanmamışsa, eminim bu konuda da kalıcı ve çözüme dönük adımları atıcı uygulamaları gerçekleştireceklerdir.
Öncelikle sorulması gereken soru ve alınması gereken cevap aşağıdaki gibidir.
**KANUN YÖNETMELİK VE PRATİK UYGULAMAYA GÖRE YARDIMCI HİZMETLİ KİMDİR?**
657 Devlet Memurları Kanunu Kısım–2 Madde 36 da bu kanuna tabi kurumlarda çalıştırılan memurların sınıfları belirlenir. Bu kanuna tabi çalıştırılan memurlar on sınıf altında toplanmaktadır. Her sınıfta, o sınıfa ait memurların özellikleri, görev ve sorumlulukları da belirlenmektedir. Bu on sınıftan birisi de Yardımcı Hizmetler sınıfıdır.
Kanun “Yardımcı hizmetler sınıfı, kurumlarda her türlü yazı ve dosya dağıtmak ve toplamak, müracaat sahiplerini karşılamak ve yol göstermek; hizmet yerlerini temizleme, aydınlatma ve ısıtma işlerinde çalışmak veya basit iklim rasatlarını yapmak; ilaçlama yapmak veya yaptırmak veya tedavi kurumlarında hastaların ve hastanelerin temizliği ve basit bakımı ile ilgili hizmetleri yapmak veya kurumlarda, çarşı ve mahallerde koruma ve muhafaza hizmetleri gibi ana hizmetlere yardımcı mahiyetteki görevlerde her kurumun özel bünyesine göre ve yine bu mahiyette olmak üzere ihdasına lüzum gördüğü yardımcı hizmetleri ifa ile görevli bulunanlardan 4ncü maddenin(D) bendinde tanımlananların dışında kalanları kapsar. (Ek:28/3/1988-KHK–318/1 md.) Bu sınıfa dâhil personel tarafından yerine getirilmesi gereken hizmetlerden, hizmet yerlerinin ve tedavi kurumlarının temizlenmesi, tesisatın bakım ve işletilmesi ve benzeri nitelikteki hizmetlerin üçüncü şahıslara ihale yoluyla gördürülmesi mümkündür.(Ek fıkra:18/5/1994-KHK-527/1 md.;Mülga:28/2/1995-4081/3 md.)“ anlatımında bulunur.
Her kurum bünyesinde mutlaka Yardımcı Hizmetler sınıfı vardır. Zaman içerisinde değişen koşullar ve hükümet politikaları sonucu 1994 yılında maddeye eklenen fıkra ile bu sınıfa dahil personelin yaptığı işler ihale yolu ile üçüncü şahıslara verilmeye başlanmıştır. Bugün itibariyle birçok kurum bu yolu tercih etmekte ve yeni personel alımı yapılmamaktadır.
Hali hazırda çalışan Yardımcı Hizmetler sınıfı personelinin büyük bir bölümü Emniyet Teşkilatında “Teknisyen Yardımcısı” adı altında çalışmaktadır. Teknisyen Yardımcısı, bir yardımcı hizmetler sınıfı personeli olarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alırken, 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununda kelime olarak bile geçmemektedir. Oysa daha memuriyete başlamadan seçilme aşamasında, sınavları, sağlık raporu ve tahkikatı ile bir polis memuru gibi görülmekte; polis memuruna uygulanan bütün kriterler Teknisyen Yardımcısına da uygulanmaktadır.
Aday memurluktan emekli oluncaya kadar aleyhinde oluşan her türlü görev ve sorumlulukta (adı geçmemesine rağmen) tamamen 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı Kanununa bağlı iken, lehine oluşan her türlü görev ve sorumlulukta Emniyet Teşkilatı Kanunundan bahsedilmemektedir.
Örneğin; Teknisyen Yardımcısı, fazla mesai yapar (her ay en az 80 saat fazla mesai) ama fazla mesai ücreti alamaz. Neden? Çünkü kanunda yoktur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun fazla çalışma ücretini düzenleyen 178nci maddesinin (B) mendi “(İptal: Anayasa Mahkemesi’nin 14/02/1997 tarih ve E:1997/20,K:1997/32 sayılı kararı ile; Yeniden düzenleme: 03/04/1998 – 4359/4. md.) Kurumlar gerektiği takdirde personelini günlük çalışma saatleri dışında fazla çalışma ücreti vermeksizin çalıştırabilirler. Bu durumda personele yaptırılacak fazla çalışmanın her sekiz saati için bir gün hesabı ile izin verilir. Ancak, bu suretle verilecek iznin en çok on günlük kısmı yıllık izinle birleştirilerek yıl içinde kullandırılabilir denmesine rağmen izinler verilmemektedir. Kanun açık, fazla çalışma ücreti verilmeksizin çalıştırılan personele, fazla çalışılan her sekiz saate karşılık bir gün izin verilir denmesine rağmen bu izinler kesinlikle verilmemektedir. Resmi tatil ve bayramlarda bile izinler verilmemektedir.
Büyük bir iş yoğunluğu yaşanan polis okulları, polis evi, kamp ve moral eğitim merkezlerinde çalışan personel bu konuda mağdur edilmektedir. Polis memurlarına her yıl komiserlik sınavı açılır, polis memurlarının görevde yükselmesi sağlanır, ama Teknisyen Yardımcılarına Görevde Yükselme Sınavı ancak on yılda bir açılır. Nice Teknisyen Yardımcısı yeteneği ve kabiliyetine bakılmaksızın harcanır. Emniyet Teşkilatı Teknisyen Yardımcısının yükselmesini istemez. Çünkü bu personeli istediği gibi kullanabilmektedir. İnşaattan bahçe işine, kalorifer yakma, kurumun lojmanlarında kapıcılık yapma, lojmanların temizliği, polisevinde gece yarılarına kadar içki servis, garsonluk, bulaşık yıkama, çay servisi, temizlik işinden boya badanaya, kazma kürek işi ve ayrıca müdür ve amirlerin eşlerinin aylık ve haftalık yemek, çay partilerinde garsonluk yapma gibi özel işleri dahil, akla hayale gelecek tüm angarya işler bunlara yaptırılır.
Teknisyen yardımcısının görevleri kanunla belirlendiği halde, görev dışı yaptığı bütün işler ve yaptığı fazla mesailer hiçbir tutanak ve defterde geçmez. Herhangi bir denetlemede sanki kendi işini yapıyormuş gibi ve görev defterinde mesaileri kendilerinin düzenledikleri şekilde görünür. Ve Teknisyen Yardımcısı sürekli konumu ile aşağılanır.
Örneğin; adam olsaydınız da teknisyen yardımcısı olmazdınız gibi ağza alınmayacak her türlü hakaretlere ve aşağılanmalara da bu kişiler maruz kalır. Ayrıca teknisyen yardımcısı; herhangi bir şekilde amir ve müdürlerden hak arama talebinde bulunduğunda, haksız yere, tutanak - rapor tutma ve sicilinin bozulacağı ve sürgün edileceği, uzaklaştırma cezası alabileceği şeklinde de tehdit edilir.
**SONUÇ VE NETİCE-İ TALEP**
Kısacası bu arkadaşların sorunları gerçekten de çok. Bu sorunların çözümü kolay olmamakla birlikte, olanaksız değil. O nedenle şu anda yönetimin üst kadrosunda olanlar ve Allah ve Peygamber korkusunu / endişesini içlerinde taşıdığını iddia eden emniyetin personelinden sorumlu yetkililer, bu işle bir an önce çözüm bulmalılar. Aksi halde, kendilerinden öncekilere nasıl arkalarından beddua okunuyorsa, bunlara da az bir zaman sonra aynısı yapılır duruma gelmiş olacaklar…
Ben her türlü olumsuzluğa rağmen, iyi niyetimi koruyor ve çözüm merkezli sorunlara yaklaşılacağına inanıyorum. Emniyet Genel Müdürümüz Mehmet Kılıçlar’da, personelden sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Pek’in de, Personel Daire Başkanı Dr. Muammer Bucak’ın da teknisyen yardımcıların onlarca yıldır birikmiş sorunlarına çözüm bulacaklarına inanıyorum… Ne dersiniz? Haksız mıyım?..