Seri katiller, anormal kişisel bozukluklar sonucu, 30 günden daha uzun bir zaman diliminde ve arada bekleme dönemleri de olacak şekilde 3 veya daha fazla insanı öldüren kişilerdir. Genellikle, öldürme sebebi seksüel içerikli bir nedene dayanmaktadır. Kurbanlar sıklıkla aynı kurguda öldürülmekte ve benzer özellikleri taşıyabilmektedirler. Şimdi size dünyaca ünlü en psikopat seri katillerin hikayelerini sunuyoruz.
1952 doğumlu Nikolai Dzhumagaliev beyaz, metal takma dişinden dolayı 'metal fang' lakabıyla da tanınır.
Hikayesi ise kadınlardan tiksinmesi ile başlar. Hayat kadınlığını şeytan'la işbirliği yapmak olarak algılayan Kazak asıllı Nikolai, bu duruma son vermek ve şeytandan intikam almak için kadınlara tecavüz etmeye başlar... Arkasında ondan şikayetçi olacak kimseyi bırakmamak için tecavüz ettiği kadınların cesetlerini parçalar, pişirir ve sonra arkadaşlarına verdiği ziyafetlede onlara yedirir...
Öldürdüğü kadın sayısı 100'den fazla..
Evinde yapılan araştırmalar sonucu bulunan baltalar ve ceset parçaları onu bir akıl hastanesine kapatmaya yeter ama Nikolai hastaneden bir şekilde kaçmayı başarır ve 2 yıl boyunca Rus polislerini peşinden koşturur. Sonunda Özbekistan'da yakalanarak yine oradaki bir hastaneye kapatılır.
1906 doğumlu olan Edward Theodore Gein ABD'li bir seri katildir. Cinayetleri birçok hikâyelere ve filmlere ilham kaynağı olmuştur: Sapık (1960 film) (Alfred Hitchcock), The Silence of the Lambs(Thomas Harris / Jonathan Demme) ve Teksas Testere Katliamı (1973) en bilinen örnekleri.
Ed Gein, gençlik yıllarını seksin büyük bir günah olduğuna inanan annesiyle geçirmiş ve onun ölümünden sonra kadın vücuduna merak sarmış. Anatomi konusunda araştırmalar yaptıktan sonra mezarlıklardan çaldığı cesetler üzerinde öğrendiklerini uygulamaya başlamıştır. Bir süre sonra daha taze bedenler isteyen katil kurbanlarını genellikle annesinin yaşından (55) seçmiştir.
Cesetlerle cinsel ilişki ve yamyamlığın dışında derilerinden elbise dikme ya da duvarları bu derilerle kaplama gibi sapkınlıklar gösteren katilin evinde bir ayakkabı kutusu dolusu üreme organı duvarlara asılmış kadın kafaları yenmek için ayrılmış iç organlar bulunmuştur. Şaşamının son yıllarını akıl hastanesinde geçiren Ed Gein 77 yaşında (1984) kalp yetmezliğinden ölmüştür.
Kuzuların Sessizliği filmine ve filmin Kesh karakteri Hannibal Lecter'a ilham kaynağı olan seri katil, Gri adam, Wysteria'nın kurtadamı, ve Brooklyn vampiri gibi takma adlarla anılıyordu. Azılı yamyam Fish'in toplam 100'den fazla cinayet işlediği sanılmaktadır. Bilinen en yaşlı seri katil özelliğindedir.
İncil'e büyük ilgi duymuş, rahip olmayı hayal etmiştir. Hapishanede bir psikiyatra söylediğine göre, çocuğun etini yemesini ve kanını içmesini kutsal rabbani ayini düşüncesine bağlamıştır. Kurbanlarından Grace Budd'u öldürdükten sonra 9 gün etleriyle beslenmiş kırık katildir.
Genellikle küçük ve savunmasız çocukları kurban seçen Albert Fish, cinayetlerinde mutlaka işkenceler uyguluyor, [tecavüz] ediyor, etlerini yiyor, kurbanlarına acı çektirmekten büyük zevk duyarak, bunları din adına yaptığını düşünüyordu. 1920 yılına kadar yaklaşık 15 cinayet işlediği varsayılmaktadır. Seri katil, aynı zamanda kendi kendisine de çeşitli işkenceler uyguluyor, kendi idrarını içip, çivili sopayla kendini dövmek, kasıklarına iğne batırmak gibi cinsel ve fiziksel işkencelerle kendi günahlarını cezalandırdığına inanıyordu. İşkence yaptığı ve öldürdüğü çocukları "tanrıya verilen kurbanlar" olarak düşünüyordu.
1960'ların sonunda ve 1970'lerin başında Kuzey Kaliforniya'da faaliyet göstermiş seri katil. Kimliği hâlâ bilinmemektedir.
Pedro Alonso Lopez 1949'da doğdu. Annesi bir hayat kadınıydı.13 kardeşten biriydi.8 yaşında kız kardeşlerinden birine cinsel tacizde bulundu ve bunun cezası olarak annesi onu sokağa attı. Sorunlu çocukluğunun verdiği buhranla Pedro, üç yüzün üzerinde çocuğa tecavüz etmiş ve öldürmüştür.
En fazla insanı öldüren seri katil olan Pedro'nun 60 kız ve erkek çocuğunu tecavüz ettikten sonra öldürdüğü tahmin ediliyor. Lopez 16 yıl hapishanede kaldıktan sonra serbest bırakılmış
Kurbanlarını evinin bodrumunda saklayıp, borulara kelepçeleyen ya da kazdığı derin toprak zemine bırakan, üstüne dövüp, işkence edip, tecavüz edip aç bırakan Gary Heidnik 6 temmuz 1999'da idam edilmiştir.
Tanrı'yla konuştuğunu iddia ederek kilise kurmak isteyen ve mürit toplamayı başaran Gary, evinin üst katını kilise yaptığı dönemde alt katında altı tane kadını hapsederek dehşet işkenceler yaptırmış, kadınların arasında dayanışma olmaması için her gün kadınları birbiriyle dövüştürmüştür.
Theodore Bundy iki yıl içerisinde yirmiden fazla kıza tecavüz edip öldürmüştür. Bilinen 28 kurbanı var. İlk kurbanının 20 yaşında öldürdüğü oda arkadaşı olduğu tahmin ediliyor.
Yakışıklı katil olarak bilinen Bundy, sıklıkla Amerikan seri katillerinin öncül örneği olarak kabul edilir. Gerçekten de seri katil terimi ilk defa onu tanımlamak için ortaya atılmıştır.
Bundy'nin bir sosyopat olduğu düşünülmektedir. İşlediği vahşi cinayetlere rağmen eğitimli, yakışıklı ve kibar bir genç adam olarak tanımlanır. Kurbanlarını genelde sopayla döverek, bazen de boğarak öldürmüştür. Kurbanlarının çoğuna tecavüz ettiğine ve ayrıca, öldürdükten sonra da tecavüz edip, bedenlerini kestiğine inanılmaktadır.
İstismarcılığı delilik derecesine varan annesinin kendisine yaşattığı dehşet verici şeylerle büyüyen Lucas, sadist sapkınlık kariyerine henüz çocuk yaşlarda başlamıştır. 13 yaşına geldiğinde üvey ağabeyiyle seks yapmaya başlamış, yine ağabeyi onu hayvanlarla seks ve hayvanlara işkence yapma eğlenceleriyle tanıştırmıştır. En sevdikleri şey küçük hayvanların gırtlaklarını kesip sonra da onlara tecavüz etmekti.
1979'da Ottis Toole ile tanıştı, 4 yıl birlikte takıldılar ve büyük çoğunlu kadın olan 108 kişiyi öldürdüler. Bazı kurbanlarını yediler. 1983'te yakalandı ve 2001'de hapishanedeki hücresinde öldü.