En Detaylı Astım Rehberi: Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Astım, solunum yollarında yaşanan gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan bir hastalıktır. Genelde hırıltılı nefes alışverişi, öksürük, hapşırma, nefes alıp vermekte zorluk yaşama gibi belirtiler ile kendini gösterir. Çevresel faktörler kadar genetik faktörlerin de etkisinin olduğu astım rahatsızlığında risk faktörleri ve tetikleyiciler çok önemlidir.

Risk sınıfında yer alan kişilerin astımı tetikleyen durumlarla ya da maddelerle etkileşime girmesi halinde hastalığın belirtileri ortaya çıkar ve vücut reaksiyon göstermeye başlar. Bu noktada hastanın yaşam kalitesini korumak ve belirtileri azaltmak için uzman eşliğinde bir tedavi süreci belirlenmesi gerekir.

ASTIM NEDİR?

Astım hastalığı, solunum yollarının çevresel faktörlere karşı aşırı duyarlılık beslediği durumlarda ortaya çıkar. Astım hastalarının solunum yollarında ve solunum yollarını döşeyen mukoza adlı zarda şişmeler meydana gelir. Bu şişmelere bağlı olarak zaman zaman hava akımı engellenir ve solunum sıkıntısı görülür. Solunum problemi yaşanmasıyla birlikte de astım nöbetleri kendini gösterir. Kronik astım olarak adlandırılan bu rahatsızlığa ek olarak “alerjik astım” adıyla tanımlanan bir rahatsızlık çeşidi daha bulunur.

Reklam
Reklam

Genelde yaz ve bahar mevsimlerinde görülen alerjik astım, kitlesel bir sağlık problemidir. Kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla rastlanan alerjik astım, tedavi edilmediği durumda kronik astıma dönüşebilir.

Havada yer alan alerjenlere burnun anormal tepkiler vermesiyle ortaya çıkan alerjik astım, akciğerlerin yanı sıra göze de etki edebilir. Alerjik durumlarda çevresel faktörlerle birlikte genetik yatkınlık da önemli rol oynar.

ASTIM NEDEN OLUR?

Genel olarak bir insanda astım rahatsızlığının oluşmasına sebep olan risk faktörleri şunlardır:

İki yaşından sonra geçirilen ağır solunum yolu hastalığı
Hamilelik esnasında annenin sigara içmesi (Bebeğin astım olmasını etkiler.)
Bebeğin anne karnındayken yeterli derecede beslenmemesi ya da düşük kiloda dünyaya gelmesi
Ailede astım rahatsızlığı yaşamış birilerinin olması
Bebeklik döneminde fazla miktarda alerjen maddeye maruz kalınması
Ebeveynlerin sigara tüketmesi ya da sigara tüketilen ortamlarda yer alınması
Mobilya, sağlık, ağır sanayi, kimya gibi sektörlerde çalışılması

Reklam
Reklam

ASTIM KRİZİ NASIL OLUR?

Astım krizleri çok ani bir biçimde başlayabileceği gibi birkaç gün boyunca ağır bir şekilde ilerleyerek de kendisini gösterebilir. Genelde astım krizleri üç temel özelliğe sahip olur:

Havaların değişken olduğu dönemlerde daha fazla semptom gösterir.
Astım krizlerinin semptomları sabaha karşı daha şiddetli şekilde ortaya çıkar.
Astım krizini tetikleyen kimi etmenler bulunur. Bu etmenler arasında;
Alerjenlere maruz kalınması,
Sigara dumanı solumak,
Alınan kokuların keskinleşmesi,
Viral enfeksiyonların oluşması gibi çeşitli durumlar vardır.

Astım krizi esnasında solunum yollarındaki duvarlarda şişme ya da iltihaplanma oluşur. Bu durumların neticesi olarak vücut normalden daha çok balgam oluşturmaya başlar. Tüm bu faktörler bir araya geldiği zaman solunum zorluğu, solunum esnasında hırıltılı sesler çıkarma, öksürük, nefes darlığı ile sıradan aktiviteleri gerçekleştirirken zorluk çekme gibi kimi semptomlar ortaya çıkabilir.

Astım krizinin oluşumunu tetikleyen faktörlerden bazıları şunlardır:

Reklam
Reklam

Soğuk ya da kuru hava teneffüs etmek
Üst solunum yollarındaki enfeksiyon
Sigara ya da tütün dumanı
Anksiyete ya da stres gibi psikolojik durumlar
Evcil hayvanların tüyleri, polen ya da tozlara maruz kalmak

ASTIM BELİRTİLERİ NELERDİR?

Astım rahatsızlığının belirtileri herkeste aynı şekilde ortaya çıkmayabilir ama genel olarak rastlanan pek çok semptom benzerlik gösterdiği için hastalığa ilişkin ipuçları elde etmek mümkündür. Astımın ortak belirtilerine ek olarak kişiye özel belirtiler de söz konusu olabileceği için dikkatli olmakta fayda var.

1. Öksürük
Alerjik reaksiyonlarda olduğu gibi, astım hastaları da sık sık öksürürler. Eğer vücutları hassas olan bir maddeye temas ederse ya da alerjen maddelerden herhangi birisi vücutlarına solunum kanalıyla girerse öksürük başlar. Kimi zaman öksürük problemi saatlerce sürer ve kuru öksürük şeklinde olur. Bu sebeple astım hastalarının alerjen maddelerden ve bu maddelerin olduğu ortamlardan uzak durması gerekir.

2. Nefes darlığı
Astım yüzünden solunum kanalları çevresinde bulunan doku kaslarında daralmalar oluşur. Bu yüzden hastalar nefes darlığı yaşayabilir. Genelde bu nefes darlıkları polen, koku, toz gibi etkenlere bağlı olarak kendilerini gösterir. Nefes darlığı sıkıntısı çekmemek için hastaların bu etmenlerle karşılaşmaktan kaçınması tavsiye edilir.

Reklam
Reklam

3. Hapşırmak
Aynı alerjik reaksiyonlarda olduğu gibi astım rahatsızlığı için de hapşırmak bir belirti olarak kabul edilir. Alerjik astımı tetikleyen herhangi bir madde solunum kanallarıyla temas ettiği zaman beden hapşırma reaksiyonu gösterir. Kesintisiz bir biçimde devam eden hapşırmalar son derece rahatsız edicidir ve sık rastlanır.

4. Hızlı nefes alışverişi
Astım yüzünden ortaya çıkan nefes darlığının bir getirisi olarak çok hızlı nefes alıp verme gibi problemler de ortaya çıkabilir. Vücudun sağlıklı bir şekilde solunum görevini yerine getirememesine bağlı olarak nabız ve kalp atışlarında da sorunlar meydana gelebilir. Bu yüzden alerjik astım şikayeti yaşayan kişilerde sağlıksız bir hızda nefes alıp verme sorununa rastlanabilir. Alerjen maddeden uzaklaşıp açık havaya çıkılması ve temiz hava solunması şikayeti ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir.

5. Göğüs sıkışması
Astım rahatsızlığı yaşayan kişilerde nefes darlığı ve öksürüğe bağlı olarak göğüs bölgesinde sıkışma meydana gelebilir. Göğüs bölgesinde sadece baskı olması bile birçok durumda astımın işaretçisi olabilir. Alerjen madde ile etkileşime girildiği zaman göğüsteki baskının artması mümkündür.

Reklam
Reklam

6. Burun akıntısı
Grip, nezle ya da soğuk algınlığında olduğu gibi alerjik astımda da burun akıntısı ortaya çıkabilir. Genelde hastalar bu belirtiyi diğer hastalıkların bir belirtisi olduğunu düşündükleri için pek önemsemezler. Fakat doğru tedavi yönteminin uygulanabilmesi için belirtilerin doğru şekilde analiz edilmesi çok önemlidir.

Özellikle polen, küf, toz gibi maddelerin solunması veya alerjen bir gıda tüketilmesi durumunda akıntı meydana gelebilir.

7. Hırıltı
Solunum yollarında kimi problemlerin ortaya çıkmasına bağlı olarak nefes alışverişi esnasında hırıltı meydana gelebilir. Astım hastalarının sadece uykuda değil aynı zamanda sıradan günlük aktiviteleri esnasında da hırıltılı bir şekilde nefes alıp vermesi mümkündür.

8. Yorgunluk
Astım krizlerine bağlı olarak ciğerlere yeterli seviyede oksijen iletilemeyebilir. Uygun miktarda oksijenin ciğerlere gitmemesi halinde kana ve kaslara da daha az oksijen gideceği için bir yorgunluk ortaya çıkar. Bu yorgunluk, gün içerisinde fazla iş yükünün ya da grip, soğuk algınlığı gibi rahatsızlıkların yarattığı yorgunluktan farklıdır. Astım hastaları, gün içerisinde en basit eylemleri gerçekleştirirken bile manasız bir yorgunluğun tesiri altında kalabilir.

Reklam
Reklam

9. Uykusuzluk
Noktürnal astıma bağlı olarak bazı hastalık belirtileri gece artış gösterebilir. Geç saatlerde şiddetli bir hal alan bu belirtiler yüzünden hastalar uyumakta güçlük çekebilir ve bu durum uykusuzluğa neden olabilir. Uykusuzluğun da astım hastalarının yorgunluk yaşaması üzerindeki etkisi büyüktür.

10. Zihinsel karışıklık
Astım rahatsızlığının sonuçlarından biri olan uykusuzluk, yorgunluk, nefes problemleri gibi durumlara bağlı olarak sadece fiziksel yorgunluk hissedilmeyebilir, aynı zamanda mental bir yorgunluk da ortaya çıkabilir. Bu duruma bağlı olarak hastalar zihinlerinde bazı karmaşalar yaşayabilir, karar alıp vermede zorlanabilir, önceden kolay bir şekilde hatırladıkları şeyleri hatırlamakta güçlük çekebilir. Bu zihinsel karışıklık astımın getirdiği sorunların azalmasıyla birlikte yavaş yavaş ortadan kalkar.

ASTIM HASTALIĞI ÖLÜMCÜL MÜDÜR?

Astım, büyük çoğunlukla doktor önerisiyle kullanılan ilaçlar sayesinde çok büyük zararlar doğurmasına izin verilmeden geçiştirilebilen bir hastalıktır. Fakat uzmanlar bu konuda hastaların çok dikkatli olması gerektiğini söylüyorlar. Zira bir astım hastası hekim kontrolünde hareket etmezse, koruyucu ilaçlarını düzenli bir şekilde almaya devam etmezse ve tetikleyici faktörlerle iç içe yaşarsa ölümcül ataklar geçirebilir.

Reklam
Reklam

Uzman hekimlerin rehberliğinde tedavisi planlanan ve kontrol altına alınabilen astım rahatsızlığı, kimi dönemlerde grip, soğuk algınlığı ya da diğer solumun yolu enfeksiyonlarına bağlı bir şekilde hafif ya da şiddetli ataklar yapabilir. Bu tip durumlarda tedavi yönteminde ilaç dozunda artışa gitme ya da farklı ilaçların kullanılması gibi değişikliklere gidilebilir. Dolayısıyla hastaların bu tarz ataklar sonrasında hekimleriyle iletişime geçmesi önerilir. Bu sayede yaşanacak krizden problemsiz bir şekilde kurtulmak mümkündür.

Diğer taraftan her astım hastasının doktoru tarafından düzenlenen ve yazılı bir şekilde hastaya iletilmiş olan atak tedavisi planı olması gerekir. Yakınmalar esnasında yalnızca nefes açıcı ilaç kullanmak yanlış bir yöntemdir. Her ne kadar bu durum geçici bir rahatlama yaşatsa da tedavi edici bir etki göstermeyecek ve atak şiddetinin artmasına sebep olacaktır. Buna ek olarak nefes açıcı ilacın çok yüksek dozlarda ve çok kısa aralıklarda kullanılması da kimi yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir.

Reklam
Reklam

ASTIM TEDAVİSİ NASIL YAPILIR?

Astımın doğru bir şekilde tedavi edilmesi, ortaya çıkardığı sorunların önlenmesi için ilk olarak doğru bir teşhis süreci gerekir. Uzman gözetiminde bütün şikayetler ve belirtilerin doğru bir şekilde değerlendirilmesi teşhis noktasında son derece önemlidir. Uzman tarafından şikayetler, belirtiler ve diğer unsurlar gözlendikten sonra fiziki muayene, akciğer grafisi, kan vasıtasıyla alerji tetkikleri, solunum işlev testleri gibi yöntemlere başvurulabilir. Tüm bu yöntemler sayesinde hastalığın neyden kaynaklandığı, hangi durumlarda şiddetini artırdığı, kişinin nelerden sakınması ve nasıl bir süreç izlenmesi gerektiği gibi soruların yanıtları bulunacaktır.

Astımda ve alerjik rahatsızlıklarda tam bir tedavi yöntemi olmamakla birlikte erken tanı ve doğru bir tedavi süreci hastalıkların büyük ölçüde kontrol altına alınmasını sağlar. Bu süreçte hasta ile doktor arasındaki ilişki son derece önemlidir. Hasta tarafından hastalığa ilişkin her bir belirtinin doktora doğru bir şekilde raporlanması gerekir. Belirtiler ve belirtilerin seviyesi iyi bir şekilde izlendikten sonra tedavinin ilk basamağı olarak hastanın alerjen maddelerden uzak durması istenir. İkinci aşamada ise toz ya da astım spreyi şeklindeki ilaçlar kullanılabilir.

Astım ilaçları genelde iki farklı türde karşımıza çıkar. Bunlardan birincisi kontrol ya da tedavi eden türdeyken ikincisi rahatlatan türden ilaçlar şeklindedir. Hangi ilacın nasıl kullanılması konusunda en doğru bilgi doktor tarafından hastaya iletilir. İlaçların rastgele kullanılmaması, dozlarına dikkat edilmesi son derece önemlidir. Yine de astım için temel ilaçları kısaca özetlemek gerekirse:

Lökotrien değiştiriciler, lökotrienler ile savaşan maddelerdir. Lökotrienler hava pasajını daralttıkları için ilacın içerindeki maddeler bunun önüne geçmeye çalışır. Bu sayede hava pasajları daralmamış olur.
İnhale kortikostreoidler ise doğal hormon ve blok inflamasyon gibi davranırlar. Her ne kadar astıma karşı son derece güçlü ilaç özelliği taşısalar bile uzun süre boyunca kullanılmaları halinde yan etkiye sebep olabilirler.
Beta agonistler ise spor faaliyetleriyle tetiklenen astımı önlemek amacıyla kullanılırlar. Bu tip ilaçların içinde yer alan bronkodilatörler ile hava yollarının rahatlaması sağlanır ve kişi daha rahat nefes alabilir.
Bu ilaçlar oral yolla alındığı gibi enjeksiyon yöntemiyle de alınabilir.

ASTIM HASTALIĞINA NE İYİ GELİR?

Astım başlangıcından itibaren alerjen maddelerden kaçınmak, hastalığın ortaya çıkardığı sorunların önüne geçmek adına önemlidir. Buna ilave olarak doktor tarafından önerilen ilaçların haricinde hastalığa iyi gelen kimi yöntemlerden de bahsedilebilir.

1. Hava filtrasyon sistemi
Hava filtreleri sayesinde polen, küf, toz akarları ya da etraftaki diğer alerjen maddeleri yok edip astımın tetiklenmesini önlemek mümkündür. Genelde HEPA filtresine sahip olan sistemler son derece etkilidir. Bu hava temizleme sistemleri sayesinde astım kontrol altına alınsa da sadece makineye güvenmek yeterli olmayacaktır. Doktorun diğer önerilerini de takip etmek gerekir.

2. Nemlendiriciler
Nemlendirici aletler su buharı yardımıyla havadaki nem seviyesini düzenler. Bu cihazların doğru bir şekilde kullanılması ve nem seviyesinin uygun noktaya getirilmesi sayesinde hava temizlenir ve astımın belirtilerini hafifletmek mümkün olur.

3. Ev içi ayarlamalar
Yaşanılan ortamda kimi ayarlamaların yapılması da gerekir. Hastanın yaşadığı evin içerisinde sigara içmekten kaçınmak gerekir. Ayrıca hastanın alerjisi varsa evde hayvan beslemek de yanlış olacaktır.

Buna ek olarak sprey, parfüm, kokulu deterjan gibi ürünler kullanılmamalı, ev düzenli bir şekilde havalandırılmalı, dışarıda giyilen kıyafetler eve gelindiğinde kesinlikle değiştirilmelidir. Badana, boya, böcek ilaçlama işlemleri hasta evde değilken yapılmalı, evdeki kızartma ya da yemek kokuları en kısa süre içerisinde ortadan kaldırılmalıdır.

Hastanın yatak şiltesi basit, ince ve sentetik yapıda olmalıdır.

4. Bitkisel yöntemler
Astım için bitkisel tedavi yöntemlerinden de söz etmek mümkündür. Fakat tek başlarına bu yöntemlere güvenmek çok doğru olmaz.

Astım rahatsızlığının etkilerini azaltmak için tercih edilen kimi bitkisel yöntemler şu şekildedir:

Nar, soğan ve havuç tüketmek
Maydanoz tohumlarını ve yapraklarını kaynatıp elde edilen saf maydanoz suyunu içmek
Deve tabanını suda kaynatıp buharını solumak
Akşamdan 75 gram çam filizini bir litre suyun içine bırakıp sabah bunu kaynatmak ve on dakika dinlendirdikten sonra balla karıştırıp günde iki fincan içmek
Kahvaltı öncesinde bir bardak kadar kaynatılmış nane suyu içmek
Bir bardak havuç suyuna bir tatlı kaşığı bal atıp günde üç kez içmek
Bir tane limonu sıkıp elde edilen suya bir çay kaşığı bal döküp içmek
Bir litre suyun içerisine iki çorba kaşığı ada çayı, bir çorba kaşığı anason, iki çorba kaşığı sığır kuyruğu katıp kaynatmak ve sonrasında süzerek günde üç defa aç karna bir fincan içmek
Bir litre kadar suyun içine bir tutam dereotu, bir çorba kaşığı sedef çiçeği ilave edip kaynatmak ve sonrasında günde üç kez bir çay fincanı kadar tüketmek

Anahtar Kelimeler: