Hepatit A, B, C testleri, bilirubin testi, alyuvarlarla beyaz kan hücrelerinin sayımının yapıldığı kan testleriyle sarılık ortaya çıkarılabilir. Yalnızca yetişkinlerde değil yeni doğan bebeklerde de görülen bir rahatsızlıktır.
Sarılık, kandaki bilirubin seviyesinin artmasına bağlı olarak deri, göz içi ve organları kaplayan zar olan mukozanın sarı bir renk almasına neden olan bir hastalıktır. Vücutta biriken bilirubin yüzünden ten rengi ile gözlerin içi sararır. Karaciğer rahatsızlıkları, safra kesesi ve safra kanallarındaki sıkıntılar sarılığın başlıca nedenleri arasında yer alır. Buna ek olarak virüslerden kaynaklanan hepatit de sarılığa neden olan hastalıklar arasındadır.
Ortaya çıkma şekline bağlı olarak 3 tür sarılık çeşidi bulunur.
Hemolitik sarılık: Kandaki bilirubinin yükselmesiyle karaciğer öncesi veya hemolitik sarılık ortaya çıkar. Bu tür sarılık hastalığında günlük üretilen bilirubin değeri 300 mg kadardır.
Tıkanma sarılığı: Safra taşları veya karaciğer tümörleri nedeniyle oluşan tıkanmaya bağlı olarak ortaya çıkan sarılık türüdür. Sarılığın nedeni bilirubin yüksekliği değil tıkanıklıktır.
Hepatoselüler sarılık: Karaciğer hücrelerinin alkol tüketimi gibi fatörler neticesinde zarar görmesine bağlı olarak bilirubinin azalmasıyla ortaya çıkan sarılık türüdür. İdrar koyulaşır, dışkı beyazlaşır. İştahsızlığın arttığı bu sarılık türünün mutlaka dikkate alınarak tedavi edilmesi gerekir.
Yenidoğan sarılığı: Karaciğerin henüz tam işleviyle çalışmaması nedeniyle pek çok yeni doğan bebekte 2 veya 4 gün boyunca süren sarılık görülür. Bu sarılık türü yenidoğanlarda 1 hafta, prematüre bebeklerde ise yaklaşık olarak 14 gün sonra kendiliğinden iyileşme gösterir.
Yenidoğan sarılığının kendiliğinden geçmesi idrar ve dışkılamayla gerçekleşir. Bu nedenle yenidoğan sarılığında beslenme oldukça önemlidir.
Yenidoğanlarda sarılık, karaciğerin fizyolojik bir sonucu olarak ortaya çıkması halinde genellikle zararsız bir sağlık sorunu iken farklı koşullara bağlı olarak bilirubin seviyesinin yükselmesi, önlem alınmadığı takdirde beyin hasarına yol açabilir.
Sarılık neden olur? Yetişkinler ve çocuklarda hastalığa yol açan nedenler farklıdır.
Fizyolojik sarılık: En yaygın olan yenidoğan sarılığıdır. Geçici ve zararsızdır. Yeni doğan bebeğin karaciğerinin tam işleviyle çalışamamasından kaynaklanır.
Patolojik sarılık: Yenidoğanlarda ilk 24 saat içinde ortaya çıkar. Bu sarılık türünün nedeni akraba evliliğidir.
Kan grubu uyuşmazlığı: Anneyle fetüs arasındaki kan uyuşmazlığına bağlı olarak gelişir. Fetüsteki kırmızı kan hücreleri dökülür, bilirubin seviyesi yükselir. Bu durumda sarılık açığa çıkar.
Anne sütü sarılığı: Kendiliğinden iyileşen bir sarılık türüdür. Anne sütündeki bazı kimyasal içeriklere bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülür.
Emzirme sarılığı: Annenin süt üretmede gecikmesi ve sütünün yetersiz olduğu durumlarda ortaya çıkan bir sarılık türüdür. Bebek yeterli düzeyde anne sütü alamadığında vücudu susuzluk çeker, bağırsak faaliyetleri azalır. Bu durum da vücuttan bilirubinin atılmasını azalttığı için sarılık baş gösterir.
Hemolitik anemi: Normal şartlarda kırmızı kan hücrelerinin ömrü 120 gündür. Hemolitik anemide ise kırmızı kan hücreleri normal ömrünü tamamlamadan tahrip edilip kan dolaşımından alınır. Anemi ise kırmızı kan hücrelerinin sayıca az olduğu hallerde ortaya çıkar. Hemolitik anemi nedeniyle kandaki bilirubin seviyesi artar ve sarılık oluşur.
Hepatit: Hepatit, karaciğerin iltihaplanmasıdır. Süreklilik arz eden alkol tüketimi, bağışıklık sistemindeki bozukluklar ve viral enfeksiyonlar hepatite neden olur. Hepatite bağlı olarak kandaki bilirubin seviyesi yükselerek sarılığa yol açar.
Gilbert Sendromu: Zararsız ve yaygın olarak rastlanan bir karaciğer hastalığıdır. Bu hastalığın nedeni karaciğerde bilirubinin parçalanmasına yardım eden enzimle ilgili anormal bir gene sahip olunmasıdır. Uzun süren açlık ve susuzluk, hastalık, aşırı egzersiz, uykusuzluk gibi faktörlerle beraber ataklar halinde görülür.
Safra Taşı: Safra kesesi düzgün bir şekilde işlevini yerine getiremediğinde, vücutta üretilen safrada yüksek miktarda kolesterol ile bilirubin bulunur ve bunun sonucu olarak da safra kesesi içinde safra taşları birikir. Biriken safra taşlarına bağlı olarak safra kanallarında meydana gelen tıkanmalar en önemli sarılık nedenleri arasında yer alır.
Dubin-Johnson Sendromu: Oldukça seyrek görülen genetik bir hastalıktır. Bu sendrom karaciğere siyah renk veren bir pigmentin çökelmesine de yol açar.
Crigler-Najjar Sendromu: Bilirubinin yükselmesine yol açan anormal bir genin taşınmasıyla bu sendrom ortaya çıkar. Oldukça seyrek görülen bir genetik rahatsızlıktır. Bu sendrom nedeniyle bilirubinin vücuttan atılmasını sağlayan enzim kontrol dışı kalarak bilirubin seviyesinin yükselmesine sebep olur.
Rotor Sendromu: Kandaki bilirubinin yükselmesiyle ayırt edilen genetik bir rahatsızlıktır. Genellikle Dubin-Johnson sendromuyla karıştırılan bu rahatsızlıkta farklı olarak karaciğerin rengi normaldir, siyaha dönüşmez.
Safra Kesesi Kanseri: Safra kesesi dokularında meydana gelen safra kesesi kanseri kendini bulantı, kusma, karın ağrısı, iştah kaybı, ateş ve kilo kaybıyla gösterir. Sarılık da safra kesesine bağlı olarak gelişen rahatsızlıklar arasındadır.
Pankreatit: Pankreas iltihabına pankreatit adı verilir. Pankreatit nedeniyle normalde aktif olmayan sindirim enzimleri aktifleşir ve bu pankreasın tahriş olup iltihaplanmasına neden olur.
Pankreas Kanseri: Pankreas dokularındaki kansere bağlı olarak sarılık ortaya çıkabilir.
Yalnızca bazı mikroplara bağlı oluşan sarılık türleri bulaşıcıdır. Bulaşıcı sarılık türüne viral hepatit adı verilir ve karaciğerde görülen iltihaplı bir rahatsızlıktır. Hepatit A, B, C, D, E virüslerinin bulaşmasıyla oluşur. A ve E virüsleri dışkıyla ve bu dışkıyla kirlenmiş olan su, sebze, meyve gibi besinler aracılığıyla bulaşır. B ile C virüsleri kan yoluyla bulaşır. Ortak jilet ve diş fırçası kullanımı, mikroplu enjektör, cinsel temas ve steril olmayan diş tedavisiyle ise B ve C virüsleri yayılır.
Hepatit A ile E enfeksiyonları tamamen iyileştirilebilir. Ancak hepatit B ile C enfeksiyonları kronikleşerek siroz, karaciğer kanseri gibi rahatsızlıklara evrilebilir.
Sarılık kendini ilk önce ateş ve bitkinlik hissi ile gösterir. Kuluçka süresi 10-40 gün gibi uzun bir süre olduğu için hastalığın belirtileri bu sürede ortaya çıkar. Kandaki bilirubin seviyesinin artmasıyla birlikte meydana gelen sarılığın en temel belirtisi cildin ve göz beyazının sarı bir renk almasıdır.
Sarılık belirtileri şu şekilde sıralanabilir:
1. Sarı renk pigmentasyonu
Sarılık hastalığının fark edilmesini sağlayan ilk belirti cildin, gözlerin, ağız astarının sararmasıdır. İlk belirti noktası gözlerdir. Hastalığın şiddeti arttıkça sarı görünüm tüm cilde yayılır. İlk başlarda sarımtırak olan cilt rengi hastalık ilerledikçe kahverengiye dönüşür.
2. Dışkı renginde değişiklik
Dışkı rengindeki değişikliğe ilişkin bu belirti, karaciğer sonrası sarılık veya tıkanma sarılığının bir belirtisi olarak değerlendirilir. Konjuge bilirubinin tutulduğu safra drenajındaki bozulmaya ve tıkanıklığa bağlı olarak dışkının renginde normalin dışında değişiklikler görülür. Dışkı çok açık renkli sarı veya yeşil renkte olabilir. Bu sarılık belirtisi sindirim sisteminin tıkanmasına yol açar ve çoğunlukla safra taşı ya da pankreas kanseriyle ilişkilendirilir.
3. İdrar renginde değişiklik
Sağlıklı bir kişinin idrarı açık, sarımtırak renkte olur. Ancak sarılık hastalığı mevcutsa idrarda yeşilimsi ve kahverengi pigmentler ortaya çıkar. İdrarın bu renkte olmasına bağlı olarak safra drenajında bir sıkıntı olduğu ve bu sıkıntının da sarılığa yol açtığı anlaşılır.
4. Kaşıntı
Kandaki bilirubin seviyesi arttıkça safrada bozulmalar meydana gelir. Bu durum da vücutta aşırı miktarda safra tuzunun depolanmasına sebep olur. Depo edilen normalden fazla safra tuzu yüzünden kaşıntı ortaya çıkar. Bu kaşıntılar kronikleşerek vücudun tamamında görülebilir.
5. Zihinsel sorunlar
Sarılığa bağlı olarak kişi kendisini uykulu, bitkin, halsiz hissebilir. Çoğunlukla kafa karışıklığı ve çalkantılı bir ruh hali söz konusu olur.
Sarılık hastalığı siroz, aşırı derecede alkol kullanımı, karaciğer rahatsızlıkları, hepatit gibi faktörlere bağlı olarak gelişir. Dolayısıyla sarılığa neden olan bu problemlere mutlaka doktor gözetiminde, düzenli olarak müdahale edilmesi gerekir. Zamanında önüne geçilmeyen problemler, ilerleyen aşamalarda sarılıkla beraber ciddi düzeyde istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
A, B, C, D ve E virüslerine bağlı olarak gelişen hepatit türleri, bulaşıcı sarılığı oluşturur. Söz konusu bulaşıcı sarılık türlerinden korunmak için alınması gereken tedbirler şu şekilde sıralanabilir:
Hepatit A ve E hastalıkları dışkıyla bulaşır. Bu yüzden virüsün taşındığı dışkıyla kirlenmiş su, sebze ve meyvelerin tüketiminden uzak durulmalıdır.
Hepatit B ve C, kan yoluyla bulaşır. Virüslü kanın taşınabileceği kan nakli, mikroplu enjektör, jilet ve diş fırçası gibi kişisel hijyen ürünlerinin ortak kullanımı, akupunktur, diş tedavisinde kullanılan ekipmanlar ve cinsel ilişki vasıtasıyla sarılık bulaşabilir. Bu nedenle korunmasız cinsel ilişkiye girilmemelidir. Jilet, diş fırçası gibi kişisel temizlik ürünleri kişiye mahsus olmalı, kesinlikle paylaşılmamalıdır.
Kullanılan enjektörün steril olduğundan ve paketinin kullanım anında açıldığından emin olunmalıdır.
Kuaförlerde manikür, pedikür işlemleri için kullanılan tırnak makası gibi gereçlerin sterilize edildiğinden emin olunması gerekir. Aksi durumlarda kişi kendisine ait olan gereçlerle kişisel bakımının yapılmasını talep etmelidir.
Çocuklar arasında yaygın olan kan kardeşliğinin çocuklara tembih edilerek engellenmesi gerekir.
Dövme, piercing yaptırmadan önce kullanılacak aletlerin temizliğinden emin olunmalıdır.
Kan ve kan ürünlerine sıklıkla temas eden sağlık personelinin teması önleyici şekilde koruyucu önlemler alması gerekir.
Cerrahi gereçlerin temizlendiğinden emin olunmayan sağlık kuruluşlarından hizmet alınmamalıdır.
Bulaşıcı hepatit A ve B'den korunmak için aşı yaptırılmalıdır. Hepatit B aşısı, bebeklik dönemindeyken yapılan ücretsiz bir aşıdır.
Sarılık tedavisi, sarılığın türü ve ortaya çıkmasına neden olan faktörler tespit edilerek doktor gözetiminde planlanır. Tedavinin planlanabilmesi için öncelikle sarılık testine başvurulur.
Sarılık testiyle kandaki bilirubin düzeyi ölçülür. Testin uygulandığı yenidoğanlarda normal bilirubin değeri 1-2 mg'dır. Yenidoğan bebeklerde sarılık testi değerleri 5 mg'ı aştığında sarılık fark edilir ve ilk olarak göz aklarında sararmalar meydana gelir. Sarılık testi değerleri 5-8 mg arasındaysa sarılık baş ve boyun arasında, 8-10 mg arasındayken gövdenin üst kısmında ve 10-13 mg iken gövdenin alt kısımlarında görülür. Bilirubin değeri 20 mg olduğunda sarılık el ve ayaklara ilerlemiş olur.
Sarılık türlerine göre uygulanan tedavi yöntemleri şu şekildedir:
1. Hemolitik sarılık tedavisi
Kandaki alyuvarların hasar görmesi ve bunun sonucu olarak safranın kana karışması ile meydana gelen sarılık türüne bu isim verilmiştir. Kalıtsal bir özelliktedir. Hastalığın tedavisi ise bireyin hemoliz nöbeti geçirdiği anda kan değişimi yoluyla kanının temizlenmesi şeklindedir.
Ayrıca bu sebeple büyüyen dalağın alınması uygulanan tedavi yöntemlerinden bir diğeridir. Yapılacak cerrahi işlem sonucunda bireyin rahatlaması sağlanır. Böylece hastalığın azalması ve yok edilmesi mümkün olur.
Hastalığın ağır şekilde yaşanmadığı hastalarda cerrahi müdahaleye gerek duyulmayabilir. Bu hastaların beslenme programının B12 vitamini, folik asit gibi takviyelerle desteklenmesi ile tedavi gerçekleştirilir.
2. Hepatik sarılık tedavisi
A, B, C, D, E virüslerine bağlı olarak karaciğerin hasar görerek işlevini yerine getirememesine bağlı oluşan sarılık türüdür. Hemolitik sarılığın en bilinen türleri Hepatit B ve Hepatit C'dir. Hepatit hastalığına bağlı gelişen sarılığın tedavisinde ilaç tedavisi uygulanır. Karaciğerin aldığı hasar düzeyine göre hangi ilaçların kullanılacağı belirlenir. Bu ilaçlar sayesinde hepatitin kaynağı olan virüslerin çoğalması engellenir. İlaçla birlikte bazı diyet ve egzersizler de doktor tavsiyesi dahilinde uygulanabilir.
3. Obstrüktif sarılık tedavisi
Safra kanallarındaki tıkanıklık yüzünden oluşan sarılık türüdür. Yetişkinlerde görülür. Safra kanalındaki tıkanıklığın açılması için kanaldaki taşlar, ameliyatla veya endoskopik tedaviyle safra kesesinin alınması sonucunda yok edilir.
Ayrıca safra kanallarındaki taşların balon yöntemiyle ince bağırsağa aktarılmasıyla da kanalın boşalması sağlanabilir. Obstrüktif sarılığa ek olarak hastada pankreas kanserinin de bulunması halinde cerrahi müdahale mecburidir.
4. Bebeklerde görülen yenidoğan sarılığının tedavisi
Bu sarılık türü yenidoğanlarda görülür. Doğumdan sonraki 2 hafta içerisinde kendiliğiden ortadan kalkar. Kandaki fazla olan bilirubin idrar yoluyla vücuttan atılır.
Bebekte deri döküntüsü, sulu dışkılama doktor tarafından kontrol edilir. Anne sütünden kaynaklanıyorsa birkaç gün bebeğin anne sütü emmesi durdurularak sarılığın geçmesi sağlanır. Doğumdan itibaren sarılığa müdahale edilerek hastalığın tedavisi gerçekleştirilir.
Bazı hallerde ise yenidoğandaki yüksek bilirubin düzeyinin azaltılması için fototerapi yöntemi uygulanır. Bu kapsamda bebek doktor tarafından belirlenen süreler dahilinde özel bir ışığın altında yatar.
Sarılığın ileri düzeyde olması halinde beyin hasarının önüne geçebilmek için yenidoğan bebeklerde kan değişimi yapılır. Kan nakli için bebeğin göbeğindeki damara yerleştirilen kataterle bebeğe uygun olan kan nakledilir ve kalıcı işitme kaybıyla beyin hasarı riski bertaraf edilir.
Sarılık nasıl geçer? Sarılık türlerine göre farklı tedaviler uygulanmasının yanında, sarılığın daha kolay atlatılabilmesine yardımcı olabilecek beslenme önerileri şu şekildedir:
Karaciğeri olumsuz yönde etkilemesi dolayısıyla kesinlikle alkol tüketiminden uzak durulmalıdır.
Sarılığa yol açan bilirubin fazlalığının vücuttan atılabilmesi için bolca sıvı tüketmek önemlidir. Bol sıvı tüketimi sayesinde bilirubin fazlalığı idrar ve dışkıyla vücuttan atılır. Sarılığın ilk 4 veya 5 günü boyunca çoğunlukla sıvılardan oluşan bir diyet yapılması önerilir.
Yüksek olan bilirubin seviyesi düşmeye başladığında sıvı diyetine meyve, püre, yoğurt gibi hafif gıdalar da eklenebilir. Protein, sarılığın iyileşmesinde olumlu etkilere sahip bir besin değeri olduğu için tedavi sürecinde yumurta tüketilmesi de ayrıca önerilir.
Yemeklerin küçük porsiyonlar halinde ve sık sık tüketilmesi oldukça yararlıdır.
Yağlı, baharatlı, şekerli ve kafein içeren besinlerden uzak durulması gerekir.
Sarılığın tedavisinde bilirubinin normal seviyelere inmeye başlamasıyla birlikte beslenmeye pirinç, mercimek, balık eklenebilir. Ancak söz konusu gıdalar pişirilirken kesinlikle hiçbir yağ eklenmemeli, haşlanmış olarak tüketilmelidir.
Sindirimin zor olması nedeniyle, safra kesesinin yorulmaması amacıyla et ve tavuk tüketiminden uzak durulmalıdır.
Sarılığa ait belirtiler kaybolduğunda zeytinyağıyla pişirilmiş gıdalar tüketilebilir. Ancak yine de sindirimi zor ve yüksek kolestrollü gıdalardan uzak durulmalıdır.
Zencefil, limon, zerdeçal, şeker kamışı, turp, domates, havuç, meyan kökü karaciğeri iyileştirici, kanı temizleyici özellikte olmaları nedeniyle sarılığın iyileşmesi için tüketilmesi önerilen besinler arasında yer alır.