Başlarda estetik bir sorun gibi görünse de varisin ilerlemesiyle birlikte çeşitli şikayetler ile karşı karşıya kalınır. Tedavi edilmesi mümkün bir hastalık olan varisin doğru bir şekilde tedavi edilmemesi ya da şikayetlerin önemsenmeyip tedavinin gerçekleştirilmemesi halinde günlük yaşamı etkileyecek sorunlar meydana gelebilir.
Bacaklarda bulunan kirli kanın kalbe ulaşmasını sağlayan toplardamarların üzerinde, kan akışı sırasında kanın geri kaçmasını engellemek için valfler, yani kapaklar bulunur. Bu kapaklar tarafından tutulamayan kirli kan geri döner ve damarlarda birikir. Damarlarda biriken bu kanın içinde oksijen yoktur, bu sebeple damarlar mavi ve mora yakın bir görünüm alır. Kanın birikmesiyle birlikte genişleyen damarlar dışarıdan rahatlıkla görülebilecek kadar kıvrımlı bir yapıya ulaşır. Damarlarda oluşan bu duruma ise varis adı verilir. Varis öncelikle estetik açıdan problem yaratan bir hastalık olarak düşünülür. Ancak bunun çok daha ötesinde sorunlara yol açar. İlerlemiş varisler hareketleri kısıtlamaktan yara oluşumuna kadar geniş bir aralıkta sorunlara sebep olur.
1. Büyük varisler
Boyutu büyük olan ve rahatlıkla dışarıdan görülebilen varislerdir. Belirtiler daha fazladır. Ağrı, yanma, kaşıntı, uyuşma gibi şikayetler üst düzeydedir. Tedavi ile ortadan kaldırılmaları mümkündür.
2. Orta varisler
Elle ve gözle teşhis edilebilir, çoğunlukla dizlerin arkasında ve ayak bileği çevresinde oluşurlar. Bu varisler de tedavi ile rahatlıkla iyileştirilebilir.
3. Küçük varisler
İnce damarlar şeklinde ortaya çıkan varislerdir. Kadınlarda daha sık görülür ve yaşa bağlı olarak gelişme riski fazladır. Mavi ya da kırmızı çizgiler halinde kendilerini belli eden ve aynı zamanda kılcal varis olarak da bilinen bu varis oluşumları, ameliyatsız tedavi seçenekleri ile rahatlıkla iyileştirilebilir.
1. Damarlardaki hasarlar
Toplardamarlardaki valf adı verilen kapakçıkların görevini yapamaması varis oluşumunun en önemli nedenleri arasındadır. Kan akışını düzenleyen bu kapaklar, maruz kaldıkları çeşitli hasarlar dolayısıyla işlevlerini yerine getiremezse kirli kan damarlarda birikir ve varise neden olur.
2. Uzun süre ayakta durmak
Garson, satış danışmanı, berber gibi uzun süre ayakta durarak çalışılan meslek grupları için varis oluşumu riski yüksektir. Bu meslek gruplarında çalışan insanlarda vücudun bütün yükü ayaklarda ve bacaklarda toplanır ve kan dolaşımı bu durumdan olumsuz etkilenir. Sonuç olarak da varis riski ortaya çıkar.
3. Gebelik
Gebelik döneminde miktarı artış gösteren progesteron hormonu, fetüsün desteklenmesi için yeni damar oluşumunu ya da mevcut damarların genişlemesini sağlar. Bu etkinin bacaklarda görülmesi halinde varis oluşumu gözlenebilir. Gebelik ile ortaya çıkan varislerin çoğu tedaviye gerek kalmadan kendiliğinden geçer. Hamilelikte varis oluşumunu nadiren tedavi ihtiyacını doğurur.
4. Derin ven trombozu
Kanın damarda pıhtı atması olarak tanımlanabilecek derin ven trombozu, çoğunlukla bacaklardaki damarlarda görülür. Damar tıkanıklığına neden olan bu hastalık, damarlarda kan birikmesine ve ardından da varis oluşumuna yol açar. Derin ven trambozu; kalp hastalıkları, sürekli yüksek irtifalarda uçmak, kanın pıhtılaşma oranının fazla olması, kullanılan ilaçlar yüzünden meydana gelebilir.
5. İlaç kullanımı
Doğum kontrol hapları ve hormon tedavisinde kullanılan ilaçların varis oluşumunu tetiklediği bilinir. Bu ilaçlar varise sebep olan diğer nedenlerin de ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
6. Genetik faktörler
Ailesinde varis hastalığı öyküsü bulunanların varise yakalanma riskleri daha fazladır. Bu nedenle genetik yatkınlığı olan kişiler için varis önleyici tedbirler almaları önerilebilir.
7. Obezite
Fazla kilolar vücuda binen yükü artırır. Böylece varisin ortaya çıkması için uygun zemin hazırlanmış olur. Ayrıca fazla kilolu kişilerin damar sağlıklarının da yerinde olmadığı söylenebilir.
8. Diğer nedenler
Varise neden olan diğer nedenler ise şu şekilde sıralanabilir:
Hareketsiz yaşam
Halter gibi zorlayıcı sporlar
Uzun boy
Kanser hastalığı
Sigara kullanımı
İleri yaş
1. Ağrı ve ağırlık hissi
Varis hastalığı nedeniyle bacaklarda toplanan kirli kan, ayak bileklerinden başlayarak bacakların genelinde şiddetli ağrıların oluşmasına neden olur. Ağrı ile birlikte ortaya çıkan bir başka belirti ise bacaklardaki ağırlık hissidir. Özellikle günün sonuna doğru bu belirtilerin şiddeti artar. İlerlemiş varislerde ağrı ve ağırlık hissi daha fazla olur. Ağrı dizin alt bölgelerinde daha yoğun olarak yaşanır. Kısa bir dinlenmenin ardından ağrı seviyesinde bir parça düşüş olabilir.
2. Damarların belirginleşmesi
Varisli damarlar dışarıdan bakıldığında mavi veya mora benzeyen bir renkte görünür. Damarlar cilt yüzeyinde kıvrımlı ve genişlemiş bir görüntüye ulaşır. Hastalar gün içinde ayakta durdukça damarlar daha da belirgin hale gelir.
3. Uyuşukluk
Bacaklarda biriken kirli kan özellikle gün içinde ve gün sonuna doğru uyuşukluk hissi yaratır. Bu belirti genelikle sabahları yaşanmaz. Uyuşma hissinin artması için kirli kanın bacaklarda birikmesi gerekir.
4. Kramp
Varis nedeniyle en sık yaşanan sorunlardan bir tanesi de bacaklara giren kramptır. Kramp, daha çok ilerlemiş varislerde görülür. Başlangıç safhasında kramp oluşmaz. Hareketsiz kalındığında ve özellikle geceleri uyku sırasında kramp oluşumunun söz konusu olması, varisin ilerlediği şeklinde yorumlanır.
5. Şişlik
Varisin en önemli belirtileri arasında bacaklarda ve ayaklarda oluşan şişlik gibi şikayetler bulunur. Bu şişlikler ilerlemiş varislerde hareketleri zorlayacak düzeyde olabilir.
6. Kaşıntı ve yanma hissi
Damarlarda biriken kirli kan, yanma ve kaşıntı hissine yol açar. Bu iki şikayet de varisli damarların yoğun olduğu bölgelerde daha şiddetlidir. Bu şikayetler ilerleyen varislerde bacağın geneline yayılabilir.
7. Yorgunluk
Varis hastalarının bacaklarında, sağlıklı bireylere göre daha fazla yorgunluk hissi oluşur. Normalde kalbe gitmesi gereken kan, bacaklarda birikerek yükü artırır. Ayrıca kan dolaşımı da olması gerektiği gibi değildir. Bu durumlar, yorgunluğun artış göstermesine sebep olur.
Varis şüphesinin söz konusu olmaya başladığı noktada; Kalp ve Damar Cerrahisi bölümüne başvurmak gerekir. Ancak son yıllarda Girişimsel Radyoloji Uzmanları da varis teşhisi ve tedavisi ile ilgilenmeye başlamışlardır.
Varis başlangıcı hastalığının ilk evresidir ve 1. derece varis olarak tanımlanır. Bu evrede hastalar varis ile ilgili şikayetleri yaşamaya başlarlar. Varisin en önemli belirtisi olan bacaklardaki ağrı, bu evrede belirli bir süre dinlenme sonucunda ortadan kaybolur. Varis oluşumlarının dışarıdan görülebilecek kadar belirginleşmesiyle birlikte tedavi büyük önem taşır.
Varisler çoğunlukla dışarıdan bakıldığında gözle görülür. Ancak bu teşhis varislerin durumu hakkında net bir bilgi vermez. Bunun için varislerin durumunu tam olarak anlamak amacıyla doppler ultrason yöntemi uygulanır.
Bu muayene sırasında hasta ayakta durur. Ayak bileğinden başlayarak kasığa kadar olan bölgede bulunan damarlar, renkli doppler ultrason ile incelenir. Hastanın ayakta durmasının nedeni, kirli kanın aşağıya kaçıp kaçmadığının bu şekilde tespit edilebilmesidir. Böylece gözle görülmeyen damarlar bile ortaya çıkar. Görüntülemenin ardından hastanın damar haritası çıkartılır. Varisli damarların ve bunlarla ilişikte olan damarların görüntülenmesi tamamlandıktan sonra hangi damara müdahale edileceği net olarak belirlenir.
Varis tedavisi, varisli damarların tespitinden sonra ve damarların durumuna göre planlanır. Tedavideki amaç, varisli damara bağlı şikayetlerin ortadan kaldırılmasıdır.
1. Varis ameliyatı
Lokal, epidural ya da genel anestezi altında yapılan varis ameliyatında, varisli damarın bulunduğu bölgeden çıkartılması ya da görevini yapamayan kapakçığın onarılması hedeflenir. Damar çıkartılması işlemi için kasık ya da ayak bileğinden kesiler açılır. Damar uçları bağlanır ve kesilir. Bu şekilde gerçekleştirilen varis ameliyatı sonrası hastaya bandaj uygulanır. İyileşme süreci diğer yöntemlere göre daha uzundur. Hastanın en az 15 gün boyunca dinlenmesi gerekir. Ameliyat estetik görünümü de düzeltir.
2. Lazerle varis tedavisi
Lazerle varis tedavisinde ayak bileğinden başlayarak lazer enerjisini damar duvarına verecek olan fiber ile varisli olan damara girilir. Fiber ile damarın iç yüzeyi yakılır. Fiber yavaş yavaş çekilerek başlangıç noktasından sonuna kadar kontrollü bir şekilde hastalıklı damarlar yakılırken sağlam damarlar korunur. Damarlar yandıkça kapanmaya başlar. Bu yöntem sayesinde varis ile birlikte ortaya çıkan diğer belirtiler de kaybolur. Hasta aynı gün içerisinde evine geri dönebilir.
3. Skleroterapi ile varis tedavisi
Ameliyatsız varis tedavilerinden bir tanesi olan skleroterapi ile varis tedavisinde damar içine ilaç verilerek varisli damarın ortadan kaldırılması amaçlanır. Öncelikle varisli damarların tespit edilmesi için varis haritası çıkartılır. İğne ile varisli damarlara ilaç verilir ve bu ilaç, damarların kapanmasını sağlar.
Köpükle varis tedavisi, skleroterapi tedavisinin bir çeşididir. Fark ise verilen ilacın hava ile köpük haline getirilmesidir. Derinlerde yer alan varislerin tedavisinde işlemler, ultrason ile birlikte yapılır.
4. Radyofrekansla varis tedavisi
Mantığı lazerle tedavi ile aynı olan bu tedavi yönteminde lazer fiberi yerine RF kateteri kullanılır. Damar içine yerleştirilen kateter, 120 derece ısıya ulaşır ve bu ısı ile varisli damarlar yakılır. Gerekli olduğu hallerde bu işlem ile birlikte küçük damarlarda köpük tedavisi uygulanarak tedavi tamamlanır.
Varis ağrıları genel olarak gün sonunda daha çok artar. Ağrının şiddetlendiği durumlarda hastanın dinlenmesi, gerekirse uzanması ve bacağını kalp seviyesinden yukarıda tutması önerilir. Ağrıya yol açan neden, damarlarda biriken kirli kandır. Bacaklar kalp hizasından yukarıda tutulduğunda kan da hareket edecektir. Ayrıca masaj yaptırmak da ağrının hafiflemesini sağlar.
Varis tedavisi bitkisel tedavi yöntemleri, varis hastalığının iyileşmesini değil ancak hastalığın belirtilerinin hafiflemesini sağlar.
1. Biberiye
Kan dolaşımını hızlandıran bitkilerden bir tanesi olan biberiye sayesinde varis şikayetleri azaltılabilir. Biberiye, çay şeklinde demlenip içilebilir ya da biberiye yağı ile varisli bölgeye masaj yapılabilir. Taze biberiye yapraklarını sıcak su içerisinde beş dakika kadar bekletip içmek, varise bağlı şikayetlerin hafiflemesini sağlar.
2. Sarı kantaron
Yaraların iyileşmesini sağlayan ve iltihap giderici özellikte bir bitki olduğu bilinen sarı kantaron, varis şikayetlerinin azaltılmasında da etkilidir. Kaynatılarak çay şeklinde içilebilen sarı kantaron otunun en yaygın kullanım biçimi yağ ile karıştırılması suretiyledir. Genellikle zeytinyağı ile karıştırılmasıyla elde edilen karışım ile bacaklara masaj yapmak, şikayetleri hafifletir.
3. Çoban püskülü
Çoban püskülünün içinde bulunan ruskogenin adlı madde, damar tıkanıklığının iyileşmesine yardımcı olur. Ayrıca damarların sağlığını da korur. Her gün bir avuç kadar tüketmek, varise bağlı şikayetleri hafifletir.
4. Flavonoid içeren gıdalar
Kan dolaşımını düzenleyen bu gıdalar, varis tedavisini destekler. İçeriğinde en çok flavonoid bulunan gıdalar ise soğan, sarımsak, ıspanak, brokoli, üzüm, yaban mersini, turunçgiller, kiraz, elma olarak listelenebilir.
5. Zencefil
İltihap sökücü özelliği olan zencefil, kan dolaşımını hızlandırır ve damarlarda kan birikmesinin önüne geçer. Kuru zencefilden çay yapılabilir, taze zencefil ise salatalara veya meyve pürelerine karıştırılarak tüketilebilir.
Varis hastalığına bağlı şikayetleri azaltmak için kullanılan özel bir ürün olan varis çorapları, bacakları sıkı bir şekilde sarar. Varis çorabı hastaya özgüdür ve doktor tarafından verilen çorabın kullanılması önemlidir. Çorap, varislerin durumuna göre verilir. Bu nedenle kulaktan dolma bilgiler ile varis çorabı kullanmanın bir faydası olmaz.
Varis çorapları bacağı sıkarak bir baskı oluşturur. Bu baskı bacağın alt kısmından yukarıya doğru çıktıkça azalır. Çorap bacağı sıktıkça kirli kanın aşağıya inmesini engeller. Varis çorabı kan dolaşımını sağlayarak hastalığa bağlı şikayetleri azaltır. Varis çoraplarının kullanımı tedavi edici bir yöntem değildir. Sadece hastanın varise bağlı şikayetlerini azaltır.
Varis çoraplarını giymek için en ideal zaman, uyandıktan hemen sonrasıdır. Bu zaman diliminde bacaklar yeterince dinlenmiş haldedir. Bununla birlikte şişlik düşük seviyede olduğu için de çorabın daha rahat giyilmesi mümkündür. Varis çorabı giyilirken ayaklar mutlaka kuru olmak zorundadır. Hatta giymeyi kolaylaştırmak için pudra gibi kurutucular kullanılabilir. Çorap, bacağı saracak şekilde giyilmelidir.
Varis çorabı, maksimum 40 derece sıcaklıkta yıkanmalıdır. Elde yıkanması gereken çorapların, ağartıcı ve aşındırıcı kimyasal ürünlerle temas ettikleri takdirde fonksiyonları bozulur. Yıkama işlemi için beyaz sabun kullanılabilir. Kurutma sırasında da doğrudan ısıya maruz kalan çorap deforme olabilir. Bu nedenle düz bir zeminde kendi kendine kurutulması gerekir.
Varis sorunu olan hastalarda, hastalık nedeniyle ortaya çıkan belirtilerin ortadan kalkması için tedavi şarttır. Bu belirtiler hastaların yaşam kalitesini ciddi oranda düşürür. İlerlemiş varislerde yürümeyi engelleyecek düzeyde ağrı çekilebilir. Varisin tehlikeleri ağrı ile sınırlı değildir. Kan dolaşımındaki bozukluk, pıhtı oluşumuna neden olabilir ve bu pıhtı, dolaşım yoluyla ilerleyerek akciğerleri tehdit eder hale gelebilir. Pıhtı atması denilen bu durum, son derece tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Ayrıca kirli kanın sürekli bir noktada birikmesi, varis ülserine yol açabilir. Varis ülseri, özellikle bacakların alt kısmında, ayak bileği çevresindeki deride oluşan koyulaşma ve kalınlaşmadır. Bu görünüme bir de yaralar eklenir. Yaralar tedaviye dirençli olgulardır. Tam iyileşmenin sağlanması için varislerin tedavi edilmesi şarttır.
Varis hastalığı denilince hastalığı tedavi ettiği iddia edilen kremler de gündeme gelir. Varis kremlerinin varisi tedavi ettiği yönündeki inanış yanlıştır. Varis damarlarda bulunan kapakların görevini yapamaması nedeniyle oluşan bir rahatsızlıktır ve kremler kapakların çalışmasını düzenleyemez. Sadece varise bağlı olarak gelişen birtakım rahatsızlıkların hafifletilmesinde işe yarayabilirler.
Varis riski olanlar ya da varis sorunu yaşamak istemeyenler belirli noktalara dikkat ederek varis başlangıcını önleyebilirler:
Spor yapmak, özellikle pedal çevirmek
Varsa fazla kilolardan kurtulmak
Bacak bacak üstüne atma alışkanlığını bırakmak
Çok fazla hareketsiz kalmamak
Sıkı ve dar giysilerden uzak durmak
Topuklu ayakkabı yerine daha düz tabanlı ayakkabıları tercih etmek
Uzun süre ayakta durmamak
Damar sağlığına dikkat etmek, sigara kullanmamak, sağlıklı beslenmek
Dinlenme zamanlarında bacakları kalpten daha yüksek bir hizada tutma alışkanlığı edinmek