Bir zamanlar arkadaşlarınız arasında biricik ve en iyisiyle sorunlar yaşamaya, ilişkinizin dostluktan düşmanlığa evrilmeye başladığını hissettiğiniz oldu mu? Eğer bu soruya cevabınız evet ise ya sonunda en iyi arkadaşınızla ayrılık olan yola girdiniz ya da bu engebeli ve dikenli yolu geçip kendi yolunuza devam ettiniz. Bu iki durumda da halâ size söyleyecek sözlerimiz, ufkunuzu açacak bakış açılarımız olabilir.
Sevgilinizden ayrıldığınızda omzuna yaslanıp ağlayacağınız, işte kötü bir gün geçirdiğinizde patronlarınız hakkında atıp tutacağınız ya da sıkıcı bir akraba düğününe giderken size eşlik edecek kişinin yerine kimi koymayı çalışsanız eğreti durmayacak mı? Belki de bunları yapacak alternatif insanlar soktunuz hayatınıza ama yine de en iyi arkadaşınızın yerini tutmadı. Bu yüzden en iyi arkadaştan sadece ayrılık süreci değil, sonrası da gerçekten zorludur.
Peki neden sevgilinizden ayrıldığınızda bile bu kadar boşlukta ve ne yapacağınızı bilmez hissetmediğinizi merak ettiniz mi? Geçtiğimiz günlerde Cosmopolitan'da yayınlanan bir yazıda, New York'lu terapist Meredith Silversmith'in en iyi arkadaşımızdan ayrılınca neden dünyamızın altüst olduğunu anlatan açıklamalarına yer verilmiş. Ben de durur muyum, kendimce birkaç yorum yapıştırdım araya.
En romantik, en duygusal ilişkilerin bile biteceğini biliriz. Zaman zaman söz konusu kendi ilişkilerimiz olduğunda kendimizi rüyada sansak da bazen rüyada olduğumuzun ve eninde sonunda uyanacağımızın bilincinde oluruz. Meredith Silversmith de yeni bir ilişkiye başlarken, ne kadar muhteşem olduğunu düşünsek bile aklımızın uzak, ücra bir köşesinde o ilişkinin bir sonu olduğunun bilincinde olduğumuzu söylüyor. Ancak biri bir kez en iyi arkadaşımız oldu mu bu opsiyonu asla gündeme getirmiyoruz.
Hiç en iyi arkadaşınızın yanında yanlış anlaşılacağınızı düşündünüz mü? Düşünmezsiniz, tabii ki. En iyi arkadaşınızın yanındaki samimiyetiniz bazı sevgilileriniz için ayrılma sebebi bile olabilir. Hoş, o kadar da gereksiz hassasiyetleri olan biriyle de sevgili olmayıverin. Yine de siz bilirsiniz. Sonuçta en kırılgan ve zayıf anlarınızı çekinmeden paylaşabildiğiniz kaç sevgiliniz oldu?
Arkadaşlık ilişkilerinde yakınlaştıkça sınırlar ortadan kalkar. Sevgililik ilişkilerindeyse bu sınırlar biraz daha katıdır. Arkadaşlarınızı ailenizle daha çabuk tanıştırırsınız ve muhtemelen ailenizin arkadaşınızı ve arkadaşınızın da ailenizi sevmesi için çok daha fazla dua edersiniz. Sevgiliniz zaten bir süre ailenizden uzak dursa da olur.
Özellikle ortak vakit geçirdiğiniz arkadaşlarınızla o olmadan beraber olduğunuzda içinde bulunduğunuz ortamdan keyif almanızı en çok sağlayan kişinin en iyi arkadaşınız olduğunu fark edersiniz. Sadece bir arkadaştan fazlasını kaybettiğinizi en çok anladığınız anlardan biri bu olacak. Belki oldu bile.
İlişkinizi kestikten sonra sizin hakkınızda, sevgilinizle bile paylaşmadığınız şeyleri bilen bir insan olduğu gerçeği ister istemez ürkütücü. Tabii, biraz da aranızdaki ilişkinin nasıl bittiği önemli. Yine de insanın kafasını takmadan durması zor bir konu.
Gerek burukluk, gerek tedirginlik ve tekinsizlik nöbetleri olarak yaşadığınız, bir türlü atlatamadığınız şeylerin nedenleri aslında bunlar. Dostluklar da bitiyor maalesef. Yalnızlığın da kendince avantajları, güzellikleri yok mu ya... Vardır.