En İyi Gülüş Ve Diş İçin Pembe Estetik

Clinic Plus Uzmanlarından Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, en iyi gülüş ve diş için pembe estetik önerisinde bulundu.Güzel bir gülüşün sırrının beyaz dişlerden geçtiğini ifade eden Eralp, “Peki ama güzel dişler dediğimizde ne anlatmak istiyoruz ya da ne anlıyoruz? Güzel bir gülüş denildiğinde büyük ihtimalle, herkesin aklına zirkonyum dişler ya da lamina geliyor. Fakat şunu unutmamak gerekir ki, zirkonyum ya da lamina (yaprak porselen) uygulamaları ile herkes güzel bir gülüşe sahip olamayabilir. Atlanmaması gereken çok önemli detaylar vardır. Ve asıl güzellik detaylarda gizlidir. Nasıl bir binayı inşa etmeden önce proje çiziliyor ve bitmiş hali gösteriliyorsa, bir kişinin gülüş dizaynı yapılırken de bu şekilde ilerlenmelidir. Öncesinde geçici materyaller ile gülüş dizaynı taklidi yapılmalıdır. Bu şekil hastaya gösterilmeli ve onayı alınmalıdır. Aslında burada asıl amaç, hastaya yeni gülüş dizaynını göstermek ve onay almak gibi görünse de, asıl amaç daha çok yapılacak restorasyonun nasıl yapılması gerektiğini, alt yapısının hangi malzemeden ve hangi ölçülerde yapılması gerektiğinin hesaplanmasıdır. Aslında işinin ehli bir diş hekimi, hastayı görür görmez, gözünde bir canlandırma yapıp ortalama bir karar ile restorasyona başlayabilir ve güzel sonuçlar alabilir. Fakat gülüş dizaynı taklidi ile çalışıldığı takdirde, dişler üzerinde yapılacak olan preperasyon da minimum olacağı için, sağlık korunmuş olacaktır.” diye konuştu.Clinic Plus Uzmanlarından Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Dt. Sevgen Eralp, örnek vererek konuşmasını şöyle sürdürdü:“Bir örnek vermek gerekirse, ön bölgede implant ve üzerine yapılacak zirkonyum restorasyondan bahsedelim. İmplantlar yapılırken ortalama bir şekilde diş eti ve porselen uyumları estetik görünümü bozmayacak şekilde planlanabilir. Fakat, nihai durumda diş etinin fenotipi, kalınlığı inceliği, kısalığı uzunluğu gibi özelliklerinin farklı olması sebebiyle, restorasyonumuzun estetiğini bozmayacağından emin olunmalıdır. Sonuçta implant yapılacak bölgelerde kemik kalınlıkları ya da yükseklikleri dolayısıyla diş eti görünümleri farklılık gösterebilir. Bundan emin olmak için de mutlaka gülüş dizaynı taklitleri ile alt yapı ve üst yapı için ön çalışmalar yapılmalıdır. Proje onaylandıktan sonra ise sonuca ilerlemek çok kolay olacaktır. Güzel bir gülüş dizaynında bir detay daha vardır ki, işte bu ilk görüşte bir hastanın anlayabileceği bir detay olmayabilir. İmplant çapları, doğal dişlerin köklerinin çaplarından genelde daha dardır. Dolayısıyla dişetinin bu bölgelerde implantı ve yapılan zirkonyum alt yapılı porseleni estetik bir şekilde kavraması mümkün olmayabilir. Doğal dişler arasında bulunan ve çiğneme yüzeylerine doğru bir dantel edasında uzanan diş eti çıkıntıları, dişsiz bölgelerde kaybolur ve implant yapıldığında yeniden oluşmazlar. Bu gibi durumlarda mükemmel bir ustalıkla hazırlanmış estetik görünümlü zirkonyum alt yapılı porselenler, bir anda kabusunuz olabilir. Gülüş dizaynı taklitleri ile mükemmel görünen bir gülüş, zirkonyum alt yapılı porselenler takıldığında, dişetleri ile yeterli uyumu göstermeyebilir. Bu gibi durumlarda gülüş dizaynı taklitlerinin yanı sıra dişetini yeniden şekillendirmeye yarayan geçici protezlerden faydalanmak gerekir. Bu geçici protezler, dişetinin sanki doğal diş varmış gibi bir şekil almasını sağlayarak, yapılan porselenlerin de sanki dişetinden çıkıyormuş gibi, doğal gözükmesini sağlayacaktır. Demek istediğim o ki, zirkonyum, yaprak porselen ya da en eski yöntemlerden biri olan klasik metal alt yapılı porselenlerden hangisi olursa olsun, bir gülüş tasarlarken büyük resme bakmak gerekir. Bu durumda diş hekiminiz, dişlerinizin destek durumlarından dişetlerinizin fenotipine, yüz, kaş ve çene yapılarınızdan burun ucunuza kadar her detayı değerlendirmesi gerekir. Bu şekilde planlanan bir gülüş dizaynı, hem estetik açıdan tatmin edici olacaktır hem de uzun ömürlü olacaktır.”