Endokrinoloji Uzmanı Dr. Göksu:

KAYSERİ (AA) - Memorial Kayseri Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Uğur Alp Göksu, her trioid nodülünün kanser olmadığını söyledi.

Memorial Kayseri Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Dr. Uğur Alp Göksu, her trioid nodülünün kanser olmadığını söyledi. Göksu, yaptığı açıklamada, tiroid bezi içinde saptanan ve "nodül" olarak adlandırılan kitlelerin, doktor tarafından yapılan muayene ya da boyun bölgesine uygulanan görüntüleme tetkikleri sırasında belirlendiğini belirtti. Tiroid nodülerine karşı kadınların daha çok dikkatli olmasını tavsiye eden Göksü, "Tiroid nodülleri özellikle kadınlarda sık görülmektedir. Her 3 kadından birini etkileyen nodüller yaşlılarda, iyot eksikliği olan bölgelerde ve radyasyona maruz kalanlarda da sıklıkla ortaya çıkmaktadır. Tiroid nodülü tek veya çok sayıda yani multi nodüler guatr olarak görülebilir" diye konuştu. Nodüllerin kanser olup olmadığının araştırılması gerektiğini vurgulayan Göksu, şöyle devam etti: "Tiroid nodülleri toplumda sık görülmesine karşın elle muayenede nodül saptanması yüzde 3-7 iken, ultrasonografi ile bu oran yüzde 20-76’ya çıkmaktadır. Nodüller genellikle sağlık açısından zararsızdır. Ancak belirlendiğinde bunların aşırı hormon üretimi yapıp yapmadığı ve en önemlisi de kanser olup olmadığı araştırılmalıdır. Her tiroid nodülü kanser değildir. Nodüllerin çaptan bağımsız olarak yüzde 5‘i kanserdir. Tek veya çok sayıda nodül olması kanser olasılığını genelde değiştirmemektedir." Göksu, büyük nodüllerin nefes darlığa yol açabildiğini ifade ederek, şunları kaydetti: "Hastalarının önemli bir kısmında nodüllere bağlı semptom yoktur. Bir kısmında boyun bölgesinde şişlik ele gelebilir veya görülebilir. Bazen nodüller çok büyüdüğünde nefes darlığı ve yutkunmada zorluğa neden olabilir. Nodül içine kanama olursa ağrı hissedilebilir. Nodüllerin lokal semptomlara neden olmasının dışında aşırı tiroid hormonu üretimine yani hipertiroide yol açabilir. Bu durum hastalarda yorgunluk, kilo kaybı, çarpıntı, sinirlilik ve terleme gibi belirtilerle kendini gösterir." Şüpheli nodüllerin biyopsiyle incelenmesi gerektiğini belirten Göksu, sözlerini şöyle tammaladı: "Tiroid ultrasonografisi, nodül saptanan veya şüphelenilen her durumda yapılmalıdır. Nodülün çapının değerlendirilmesi, kistik ya da solid özellikleri, kalsifikasyon ve şeklinin düzenli olup olmadığı hakkında detaylı bilgi vermektedir. Tedavi sonrasında nodül çapının küçülüp küçülmediğinin takip edilmesini sağlar. Ultrasonografide 1 santimetreden büyük nodüllere biyopsi yapılmaktadır. 1 santimetreden küçük ancak ultrasonografide kanser açısından şüpheli bulgular varsa iğne aspirasyon biyopsi önerilmektedir. Ultrasonelastografi yöntemi nodülün değerlendirilmesinde kullanılmaktadır. Bu görüntüleme yönteminde nodülün sertliği hakkında bilgi vermektedir. Tiroid sintigrafisi radyoaktif madde verilerek yapılmaktadır. Sintigrafide nodüller soğuk şekilde görülebilmektedir. Sıcak nodüllerin kanser olasılığı çok düşük kabul edilmektedir. Soğuk nodüllerde ise kanser oranı yüzde 5 ile 8 oranında değişmektedir. Günümüzde tiroid sintigrafisi tiroid hormon fazlalığı olan durumlarda tercih edilmektedir."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: