Endonezya dilinde 'alıkoyulanlar' ya da 'alıkoyulma' anlamına gelen terim Pasung ve bu uygulama 1977 yılında yasaklanmış olsa da akıl hastalıklarının ülkede hala tabu olması nedeniyle yaygın olarak kullanılıyor. New York'lu fotoğrafçı Andrea Star Reese, "Bozukluk" (Disorder) isimli belgeseli için 2011-2012 yılları arasında Endonezya'nın sağlık kuruluşlarının koşullarını araştırdı.
"Koşulları korkunç olsa da kapıdan içeri girmesi kolaydı. Asıl zor ve rahatsız edici olan burada yaşaması. Belgeseli çekmeye devam ediyorum çünkü koşullar hala kritik ve ilerleme yavaş, Endonezya hükümeti uluslararası basına kulak veriyor. Uluslararası ve Ulusal Sivil Toplum Kuruluşları çabalarına katkı sağlaması için çektiğim fotoğrafları kullanıyorlar. Bu hikayeyi öylece bırakamam."
"Agus hücrede şarkı söylüyor. Bakıcıları onu kaçma ihtimaline karşı dışarı çıkarmıyor, bu yüzden burası onun daimi mekanı."
"Evi, halüsinasyon görmeye onbeş yaşındayken başladı. Ailesi ahşap yatak ve eğitiminde İslami yaklaşım uygulanması için para ödedi."
Jakarta'daki Galuh Vakfı, hükümet tarafından verilmiş ruhsata sahip. Kimse geri çevrilmiyor, ama hükümet sadece iki ay süresince yemeği karşılıyor, yatacak yer ise yok gibi bir şey, sadece kadınların ve erkeklerin telli duvar ile ayrıldığı kafes görünümlü bir alan var."
"Muhammed (soldaki) toplu tedavi işlemi uyguluyor. Hastalar gün boyunca otlu içecekler içecekler, dua edecekler, kusacaklar ve sonunda hipnotik transa geçecekler"
"Anna, on yıl boyunca penceresiz bir odada tutuldu ve babasının dediğine göre pek yemek yemedi. Koşmayı seviyordu ama şimdi ayakta bile duramıyor."
"Hastaları kafeslerde tutmak yaygın bir uygulama haline geldi."
"Yemek kıtlığı hastaların her gün yüzleşmek zorunda oldukları bir gerçek"
"Saumin beş yıldır ahşap ayak cenderesine bağlı olarak yaşıyor. Kırk yaşında ve yine kendisi gibi psikiyatrik rahatsızlığa sahip erkek kardeşiyle beraber yaşıyor. İki kardeş ve anneleri tamamen komşularının yardımına muhtaçlar."
"Yatılı okul görevlileri, öğrencilerde kaşılaşabilecekleri uç durumlarla baş edebilecek şekilde eğitiliyor (solda). Seapudin'in (sağda) bacakları 9 yıldır cenderede. Kasları kullanılmamaktan dolayı köreldi."
"Hastalar yemek, kıyafet, hareket ve sosyal etkileşim açısından kıtlık çekiyorlar"
"Yemek gibi temel şeyler için bile finansman yok, bu yüzden kuruluşun imkanlarına dair daha pahalı geliştirmeleri yapılması söz konusu bile değil."
"Hastaların yaşamları kısıtlandırılmış bir alanda geçiyor, aynı yerde yiyor, uyuyor ve banyo yapıyorlar."
"Bazı hastaların aileleri genelde manevi bir yaklaşımın uygulandığı özel tedavi seansı için para ödüyor."
"Bina Lestari Vakfı'nda genç bir kadın prangalarda (solda). Wediodining Lawang Psikiyatrik Hastanesi Endonezya'daki en iyisi olarak görülüyor. Burası, geriatri (yaşlılık bilimi) departmanına ihtiyaç olduğunu fark eden ilk hastane."
"Yatak bir hastanın edinebileceği en lüks şey."
"Sosyal etkileşimler az ve planlı olarak gerçekleştirilmiyor."
"Burası Endonezya'daki en iyi akıl hastalıkları hastanesi olarak adlandırılan Wediodining Lawang Psikiyatri Hastanesi"
"Yalnızlık içinde bir hayat"
Kaynak