Enerji içeceklerine dikkat

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 4 Şubat 2005'te Resmi Gazete'de yayımladığı son tebliğle, enerji içeceklerinin kafein miktarına göre "Düşük kafeinli enerji içecekleri (en fazla 150 miligram/L)", ve "Yüksek kafeinli enerji içecekleri (150-320 miligram/L)" şeklinde iki grupta değerlendirilmesi, enerji içeceklerinin yeniden sorgulanmasına neden oldu.

Enerji içecekleri ilaç değil, gıda kapsamında satışa sunuldukları için marketlerde, bakkallarda, benzin istasyonlarında kontrolsüz olarak satılıyor. "Enerji içeceği" olarak adlandırıldıkları için de, sağlık için yararlı olduklarına inanılıyor. Çekici tanımlamalar bu içeceklerin özellikle öğrenciler, sporcular ve aktivitesi yüksek kişiler arasında popülaritesini artırıyor. Genellikle yoğun aktivite öncesinde ya da sonrasında kullanılıyor, gece kulüpleri, barlar ve öğrencilerin katılımının yüksek olduğu yerlerde çoğunlukla votka ya da viskiyle birlikte alınıyorlar. Enerji içeceğini alkolle karıştırarak alan öğrenciler, bu şekilde kullanmanın 'uçma' olarak tanımladıkları duruma neden olduğunu ifade ediyorlar.

Reklam
Reklam

Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasotik Toksikoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ferzan Lermioğlu, konuyla ilgili olarak şu bilgileri verdi:

"Enerji içeceklerinin içeriğinde enerji sağlayan temel bileşikler kafein ve şekerlerdir. Kafein fiziksel ve zihinsel etkinliği nedeniyle popüler bir keyif maddesidir. Öğrenciler sınavlar sırasında uyanık kalmak ve zihinlerini açmak amacıyla kahve, çay gibi kafeinli içeceklerin yanı sıra enerji içeceklerini kullanmaktadırlar. Enerji içeceklerindeki kafein miktarı bir büyük fincan kahvedekine eş değerdir. Ancak kahve sıcaktır ve yavaş içilir. Enerji içecekleri hızla içildiği için kanda kafein düzeyi hızla artmaktadır. Aslında kafein uyanık kalmayı sağlar; ancak uykuya ihtiyaç olduğunda kafein alarak uyanık kalmak performansı azaltır. Performansı artırmak için, yine kafein alınır. Bu kısır döngü kırılmadıkça, fiziksel ve mental performans olumsuz etkilenecektir."

"GÜNLÜK KAFEİN KULLANIMI 300 MİLİGRAMI AŞMAMALI"

"Avrupa Gıda Bilim Komitesi, günlük total kafein kullanımının 300 miligramı aşmamasını önermiştir. Kafein 300 miligramın üzerinde tansiyonu artırmakta, kalp bozuklukları, uykusuzluk, mide rahatsızlıkları ve anksiyete gibi davranış değişikliklerine neden olmaktadır. Bazı kişilerde ise 250 miligram dozlarda gerginliği, endişeyi; hatta panik atakları tetiklemektedir. Kafein alanlarda böbrek ve mesane kanseri, pankreas kanseri, kemik erimesi gibi hastalıkların görülme oranı da daha yüksek bulunmuştur. Üretici firmalar bu içeceklerde bulunan bazı bileşiklerin kafeinle birlikte alınmasının fiziksel ve zihinsel performansı daha çok artırdığını ileri sürmektedirler. Vücutta doğal olarak bulunan ve önemli işlevleri olan bu bileşiklerin, güvenli ya da zararlı olabilecekleri dozlar ve kafeinle birlikte alımlarının vücutta oluşturabilecekleri etkiler konusunda yapılmış uzun süreli bilimsel çalışmalar yoktur. Ayrıca enerji içeceklerindeki düzeyleri gıdalarla alınan miktarların çok üzerindedir.

Reklam
Reklam

Norveç, Fransa, Danimarka gibi ülkeler kafein içeriğinin yüksek oluşu ve diğer bileşiklerin zararlı etkilerine ilişkin bilimsel veri olmaması nedeniyle, enerji içeceklerinin satışını yasaklamışlardır. Avrupa Birliği'ndeki diğer ülkeler, Kanada ve Türkiye' de ise kutuların üzerine yüksek kafein içerdiklerinin belirtilmesi ve sağlık açısından gerekli uyarıların konması şartıyla satışları serbest bırakılmıştır. Yani sağlık açısından güvenliliğin sağlanması bireylerin sorumluluğuna bırakılmıştır. Bu nedenle enerji içeceklerinin kutusunda yazılan uyarılar mutlaka okunmalı ve dikkate alınmalıdır. Ancak kafein alışkanlık yaptığı ve zamanla kişi daha fazla kafeine gereksinim duyacağı için, bu enerji içeceklerinin suiistimali yaygındır. Enerji içeceklerinin kullanımıyla ilgili en büyük tehlike yoğun egzersiz sırasında ya da sonrasında alınmaları ya da alkolle birlikte içilmeleridir.

Yoğun aktivite sırasında terle sıvı kaybı olduğundan, sıvının yerine konması gerekir. Kafein dehidratasyon yapıcı, yani sıvı kaybını artıran bir bileşik olduğu için enerji içecekleri sıvı kaybını daha da artırırlar. Kafeinle birlikte aşırı şeker, ağızdan alınan sıvıların kana geçişini yavaşlattığından sıvı eksiğinin kapatılması önlenmiş olur. Aşırı sıvı kaybı kalp kasını etkiler, kalbin zorlanmasına neden olur; aritmi, kalp yetmezliği; hatta ölüm görülebilir. Alkol de sıvı kaybını artırır; enerji içeceklerinin alkolle alınması kalple ilgili aynı sorunlara neden olacaktır. Ayrıca kafein alkolün uyutucu etkisini azalttığı için alkol alımı artar; kişi kendini olduğundan daha az içmiş gibi hissettiği için araba kullanma gibi riskli aktivitelere yönelir. Enerji içecekleri çocuklar için de tehlike oluşturmaktadır. Bir ya da iki kutu enerji içeceği alınmasıyla maruz kalınan kafein düzeyi, çocuklarda anksiyeteyi arttıran dozun çok üzerindedir. Daha fazla içilirse kalp hızı ve kan basıncında artış, stres ve uyku bozuklukları görülmektedir. Enerji içeceklerinin satışı ve kullanımında yaş sınırlamasına ciddi olarak uyulması toplum sağlığı açısından çok önemlidir."

Reklam
Reklam

İHA

Anahtar Kelimeler: