"Enerji Üssü Değil, Termik Cehennem" Paneli

 Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, "1978'ten sonra başta Amerika olmak üzere daha önce kurulmuş 100 santral iptal

Marmara Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanay Sıtkı Uyar, "1978'ten sonra başta Amerika olmak üzere daha önce kurulmuş 100 santral iptal ediliyor ve tek bir nükleer santral siparişi olmuyor" dedi. Uyar, Zonguldak Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından Makina Mühendisleri Odası toplantı salonunda düzenlenen "Enerji üssü değil, termik cehennem" konulu panelde yaptığı konuşmada, 1990'dan itibaren fosil yakıtların atmosfer içinde yakılmasının küresel tehlike olduğunun ortaya çıktığını ve herkesin sıfır karbonlu kentlere gitmeye çalıştığını söyledi. Yaklaşık 110 yıl önce İngiltere, Almanya, Rusya, İtalya, Amerika ve Japonya'nın endüstrileşmenin içine girdiğini ifade eden Uyar, şöyle konuştu: "Bu kaynakları kullandıkları için de en çok kanserden ölümler buralarda oluyor. Mesela 1980'de Amerika'da termik santrallerden dolayı kanser olup ölenlerin sayısı 5 milyon kişiye ulaşıyor. Bu furya 1850'den itibaren başlıyor. 1950'ye gelindiğinde Londra'da bir gecede 4 bin 500 kişi ölüyor. Kentte inversiyon olduğu için soluk alamayıp boğuluyorlar. Almanya'da 1990'dan itibaren kaç kişinin kanserden öldüğü hesaplanıyor ve kömürü azaltmaya karar veriliyor. 1970 petrol krizi sonrası herkes enerjinin etkin kullanımına mecbur olarak gitmiş ama 1973'de nükleer silah malzemesi üretim tesislerinin atık ısısının enerji sorununu çözeceğine dair dünyada genel kabul ortaya çıkmış. 1973'den itibaren 1978'e kadar 5 yıl içinde dünyada 400 nükleer santral ortaya çıkıyor. 1978'ten sonra başta Amerika olmak üzere daha önce kurulmuş 100 santral iptal ediliyor ve tek bir nükleer santral siparişi olmuyor." Sorunun fosil yakıtların yaşam çevresini yok etmesi olduğuna ve buna nükleer silah malzemesi üretim tesislerinin de çözüm olmadığına dikkati çeken Uyar, "Çözüm için kaynak, teknoloji ve karar vericinin çözümden yana olması gerekiyor. Kaynak milyonlarca yıl önce vardı. Teknolojiye geldiğimizde sadece rüzgar üzerinden bakacak olursak bir rüzgar tribünü 100 bin kişinin elektriğini sağlıyor" diye konuştu. Bartın Üniversitesi Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Batı Karadeniz Çevre Platformu Üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış da kurulacak santrallerin bölge insanına iş ve istihdam sağlamadığını öne sürdü. Atmış, "Bölgede santral kuracak şirketlerin, Zonguldak ve Bartın'da çıkan kömürü kullanarak enerjide dışa bağımlılığa son vereceğiz" dediklerini iddia ederek şunları kaydetti: "Zonguldak'ı örnek alacak olursak buradan çıkan kömürü kullanmıyorlar. Bütün izinler alınıp bir de liman yapıldıktan sonra dışarıdan gelen kömür kullanılıyor. Böylelikle ithal kömür kanalları açılıyor. Bu şekilde buralarda üretilen kömürün hiçbir değeri kalmıyor. Ortaklar ve alınan krediler ve santral teknolojisi yurt dışından. Çoğunlukla da yurt dışında kullanılmayan eski, daha önce kullanılmış malzemeler ülkemizde tekrar kurulup çalıştırıyor. Amasra'da ucuz olduğu için 500'e yakın Çinli işçi çalışıyor. Termik santralde de öyle olacak. Yani işçiyi de dışarıdan ithal ediyorlar. Biz de soruyoruz. Bu şekilde enerji üretimiyle dışa bağımlılığa nasıl son vereceksiniz?"

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: