Enflasyon düşüşe geçecek

**Merkez Bankası Para Politikası Kurulu özeti yayımlandı

**

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, öncü göstergelerin, Eylül ayında yıllık enflasyonunu belirgin bir yükseliş gösterebileceğine işaret ettiğini belirterek, ancak bu durumun geçici olacağını ve Ekim ayından itibaren yıllık enflasyonunu tekrar düşüş eğilimine gireceği bildirdi.

Merkez Bankası, Para Politikası Kurulu 16 Eylül tarihinde yapılan toplantısına ilişkin olarak, "Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti"ni yayımladı.

Reklam
Reklam

Enflasyon gelişmelerine değinilen toplantı özetinde, Ağustos ayında tüketici fiyatları yüzde 0,40 oranında artmış ve yıllık enflasyon 0,75 puan yükselerek yüzde 8,33 olduğu hatırlatıldı.

Yıllık enflasyondaki bu artışta işlenmemiş gıda fiyatlarındaki belirgin artış önemli rol oynadığına dikkati çekilen özette, bu dönemde hizmet grubunda yıllık enflasyonun azalış eğilimi devam ederken, temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini koruduğu ifade edildi.

Ağustos ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubu yıllık enflasyonunun 4,85 puan artarak yüzde 10,37 olduğuna işaret edilen özette, işlenmemiş gıda fiyatları, son üç aydaki azalışların ardından, Ağustos ayında yüksek bir oranda arttığı ve bu grupta yıllık enflasyon 10,78 puan yükselerek yüzde 18,66'ya ulaştığı kaydedildi.

Özette, bu artışta taze meyve ve sebze fiyatlarındaki belirgin yükseliş etkili olurken, işlenmemiş et fiyatlarındaki artış eğiliminin devam ettiği belirtilirken, işlenmiş gıda ürünleri fiyatlarındaki ılımlı görünümün bu dönemde de sürdüğü ifade edildi.

Reklam
Reklam

Kurul üyelerinin, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki aşırı oynaklığın kısa vadede yıllık enflasyon üzerinde belirleyici olmaya devam edeceğine dikkati çektiği belirtilen özette, "Nitekim öncü göstergeler işlenmemiş gıda fiyatlarındaki temelde sebze fiyatları kaynaklı yüksek artışlar nedeniyle Eylül ayında yıllık enflasyonun belirgin bir yükseliş gösterebileceğine işaret etmektedir. Kurul, bu durumun geçici olacağını ve Ekim ayından itibaren yıllık enflasyonun tekrar düşüş eğilimine gireceğini vurgulamıştır" denildi. Özette, ayrıca şu görüşlere yer verildi:

"Ağustos ayında temel mal ve hizmet gruplarının yıllık enflasyonundaki istikrarlı azalış devam etmiştir. Talep koşullarına göreli olarak daha duyarlı olan yemek ve ulaştırma hariç hizmet fiyatlarının yıllık artış oranı yüzde 2,83 ile endeks tarihindeki en düşük seviyeye gerilemiştir. Benzer şekilde temel mal (gıda, enerji, alkollü içecekler, tütün ve altın dışında kalan mallar) fiyatlarının yıllık artış oranı da gerilemeye devam etmiştir. Kurul, vergi etkisinden arındırılmış temel mal grubunda yıllık enflasyonun yüzde 2,2'ye gerilediğine dikkat çekmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış verilerin yakın dönem seyri de enflasyonun ana eğiliminin orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrettiğini göstermiştir.

Reklam
Reklam

Bu değerlendirmeler doğrultusunda Kurul, enflasyonun kısa vadede geçici bir artış gösterdikten sonra yılın son çeyreğinden itibaren tekrar düşüş eğilimine gireceği öngörüsünü yinelemiştir."
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, piyasaya ihtiyacından fazla yapılmakta olan fonlamayı azaltmak ve bu suretle gün sonunda piyasada daha az atıl likidite kalmasını sağlamak üzere önümüzdeki dönemde borçlanma faizlerinde yeni bir indirim söz konusu olabileceğini bildirdi.

Merkez Bankası, 16 Eylül'de yapılan Para Politikası Kurulu toplantısına ilişkin olarak, "Toplantı Özeti"ni yayımladı.

Özette, son dönemde açıklanan verilerin Temmuz Enflasyon Raporunda ortaya koyulan görünümle uyumlu bir seyir izlediği belirtilirken, Gayri Safi Yurt İçi Hasılanın (GSYH) ikinci çeyrekte yıllık yüzde 10,3 oranında artarken, mevsimsellikten arındırılmış verilerle bir önceki döneme göre yüzde 3,7 oranında artış kaydettiği hatırlatıldı.

Kurulun, GSYH dönemlik büyüme hızının artmasında kamu inşaat bileşeninin önemli katkısına dikkati çektiği ifade edilen özette, bununla birlikte, kamu harcamaları hariç tutulduğunda dahi iktisadi faaliyetteki toparlanmanın ilk çeyreğe kıyasla daha güçlü bir seyir izlediği kaydedildi.

Reklam
Reklam

İktisadi faaliyet yılın ikinci çeyreğindeki güçlü büyümenin ardından daha ılımlı bir toparlanma eğilimine girdiğine işaret edilen özette, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Temmuz ve Ağustos ayı verileri yılın üçüncü çeyreğinde iktisadi faaliyetin ikinci çeyreğe kıyasla belirgin bir yavaşlama gösterdiğine işaret etmektedir. Temmuz ayında sanayi üretim düzeyi ikinci çeyrek ortalamasının altında seyrederken Ağustos ayına ilişkin kapasite kullanım verileri üretimin artış hızındaki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmiştir. Bununla birlikte Kurul, Ağustos ayının, Ramazan ayına denk gelmesinin yanı sıra referandum öncesi siyasi belirsizlik içeren bir dönem olması nedeniyle iktisadi faaliyetin ana eğilimine ilişkin sağlıklı bilgi içermeyebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Nitekim, sanayi üretimine 2-3 ay gecikmeyle yansıyan sipariş göstergelerinde Ağustos ayında kısmi bir iyileşme gözlenmiştir.

İç talep göreli olarak istikrarlı bir görünüm sergilemektedir. Tüketim mallarının Temmuz ayına ilişkin üretim ve ithalat verileri bir önceki çeyrek ortalamalarının üzerinde gerçekleşmiştir. Temmuz-Ağustos dönemi anket göstergeleri ve tüketici güven endeksleri üçüncü çeyrekte tüketimde ek bir ivmelenme olmadan istikrarlı toparlanmanın sürdüğüne işaret etmektedir. Yatırım talebi toparlanmaya devam etmekte, ancak kriz öncesi döneme kıyasla düşük düzeylerde seyretmektedir. Taşıt hariç sermaye malları üretimi ile sermaye malları ithalatındaki artış eğilimi Temmuz ayında da sürmüştür. Firmaların yatırım beklentisinin istikrarlı bir seyir izlemesi yatırımlardaki toparlanmanın önümüzdeki dönemde de devam edeceğine işaret etmektedir. Buna karşılık Kurul, dış talepteki toparlanmanın gücüne ilişkin belirsizliklerin özellikle imalat sanayinde yeni yatırımları sınırlamaya devam edebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur"

Reklam
Reklam

Dış talebe ilişkin belirsizliklerin önemini koruduğu ifade edilen özette, altın hariç ihracat miktar endeksinin Haziran ayından sonra Temmuz ayında da gerilemeye devam ettiği, güncel dış ticaret verilerinin, ihracatın Ağustos ve Eylül aylarında ılımlı bir toparlanma eğilimine girdiğine işaret ettiği kaydedildi.

İmalat sanayi anket göstergeleri de ihracatta belirgin bir ivmelenmeye işaret etmediği belirtilen özette, "Bu çerçevede, küresel ekonominin toparlanma hızındaki yavaşlama sinyallerini de dikkate alan Kurul, imalat sanayinde kapasite kullanımının kriz öncesi seviyelere ulaşmasının zaman alacağını tahmin etmektedir" denildi.

"İŞSİZLİK ORANLARI BİR MÜDDET DAHA YÜKSEK SEYREDECEK"
İstihdam koşullarındaki iyileşme devam etmekle birlikte, işsizlik oranları halen yüksek seviyelerde bulunduğuna işaret edilen özette, Haziran ayında sanayi istihdamı toparlanmaya devam ederken hizmetler istihdamının mevsimsellikten arındırılmış olarak bir miktar gerilediği kaydedildi.

Yılın üçüncü çeyreğine dair öncü göstergelerin, tarım dışı istihdamda ortaya çıkan duraksamanın geçici nitelik taşıdığına ve istihdamdaki kademeli artışların süreceğine işaret ettiği belirtilen özette, "Kurul, bir müddet daha işsizlik oranlarının kriz öncesine kıyasla yüksek seviyelerde seyredeceği ve birim iş gücü maliyetleri üzerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceği yönündeki öngörüsünü korumuştur" görüşüne yer verildi.

Reklam
Reklam

"BORÇLANMA FAİZLERİNDE YENİ BİR İNDİRİM SÖZ KONUSU"
Kurul üyelerinin, yılın ikinci çeyreğinde GSYH'nin güçlü bir artış gösterdiğine dikkati çektiği, ancak güncel verilerin yılın ikinci yarısından itibaren daha ılımlı bir toparlanma eğilimine işaret ettiği değerlendirmesinde bulunduğu belirtilen özette, iç talepteki istikrarlı artışlara rağmen dış talebin zayıf seyrinin toplam talep artışını sınırladığı ifade edildi.

İstihdam ve kapasite kullanım göstergeleri bir arada değerlendirildiğinde kısa vadede enflasyon üzerinde belirgin bir baskı hissedilmeyeceği öngörüldüğü bildirilen açıklamada, bu çerçevede temel (çekirdek) enflasyon göstergelerinin orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdüreceğinin tahmin edildiği kaydedildi.. Bu gelişmeler doğrultusunda Kurul, politika faiz oranının bir süre daha mevcut düzeylerde tutulması ve uzun süre düşük düzeylerde seyretmesi gerektiği yönündeki görüşünü teyid ettiği vurgulanan Para Politikası Kurulu özetinde şöyle denildi:

"Kurul, toplam talepte belirgin bir ivmelenme beklememekle beraber, son dönemde iç ve dış talebin toparlanma hızlarının ayrışmaya devam ettiğine dikkat çekerek talebin kompozisyonunun cari denge ve finansal istikrara yönelik riskler açısından dikkatle değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Gerek gelişmiş ülkelerin faiz oranlarını uzun süre düşük düzeylerde tutacağı beklentisinin giderek güçlenmesi gerekse kriz sonrası süreçte ülkemizin göreli riskliliğinde gözlenen düşüş, gelişmekte olan ülkelere yönelik sermaye akımlarında gözlenen artış eğiliminin de katkısıyla iç ve dış talebin hızlarındaki ayrışmaya ilişkin riskleri beslemektedir. Kurul üyeleri, bu gelişmelerin henüz finansal istikrara ilişkin belirgin bir kaygı oluşturacak düzeye gelmediği, ancak 'çıkış stratejisi' kapsamındaki düzenlemelerin hayata geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturduğu değerlendirmesinde bulunmuştur. Bu doğrultuda Kurul, 2010 yılının sonuna kadar tamamlanması öngörülen çıkış stratejisi kapsamındaki diğer düzenlemelerin de yürürlüğe koyulmasının uygun olacağını ifade etmiştir.

Reklam
Reklam

Bu çerçevede, piyasadaki likidite koşullarının da öngörüldüğü şekilde geliştiğini belirten Kurul, 14 Nisan 2010 tarihinde açıklanan Para Politikası Çıkış Stratejisi metninde de belirtildiği gibi, teknik faiz ayarlaması sürecinin ikinci adımının atılarak bir hafta vadeli ihale faiz oranı ile gecelik işlemler için ilan edilen borçlanma faizi arasındaki farkın 25 baz puan artırılacak şekilde ayarlanmasına karar vermiştir. Ayrıca, çıkış stratejisi metninde de ifade edildiği gibi gerek gecelik borçlanma ve borç verme faizi arasındaki farkın gerekse söz konusu faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı arasındaki farkların para politikası operasyonel çerçevesinin bir unsuru olarak belirlenebileceği hatırlatılmıştır. Bu doğrultuda piyasaya ihtiyacından fazla yapılmakta olan fonlamayı azaltmak ve bu suretle gün sonunda piyasada daha az atıl likidite kalmasını sağlamak üzere önümüzdeki dönemde borçlanma faizlerinde yeni bir indirim söz konusu olabilecektir."

EMTİA FİYATLARINDAKİ OYNAKLIK
Kurul üyeleri, yaşanan küresel finans krizinin, merkez bankalarının fiyat istikrarının yanı sıra finansal istikrarı da destekleyici bir amaç olarak gözetmelerinin önemini ortaya koyduğunu ifade ettiği belirtilen özette, bu çerçevede son dönemde artan sermaye girişlerinin hızlı kredi genişlemesi ve cari dengedeki bozulma ile bir arada ortaya çıkarak finansal istikrara ilişkin kaygıları gündeme getirmesi halinde, para politikası oluşturulurken zorunlu karşılıklar ve likidite yönetimi gibi alternatif araçların daha etkin biçimde kullanılabileceği vurgulandı.

Reklam
Reklam

"Kurul üyeleri, çıkış stratejisi metninde de belirtildiği gibi, ileride yaşanabilecek gelişmelere bağlı olarak, örneğin kredilerdeki genişleme hızının arzu edilen düzeylerin üzerine çıkması halinde, makroekonomik riskleri azaltıcı bir politika aracı olarak zorunlu karşılık oranlarının daha aktif bir şekilde kullanılabileceğini vurgulamıştır" denilen özette, bu doğrultuda, Türk parası zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi uygulamasına son verilmesinin, zorunlu karşılık oranlarının gerektiğinde makroekonomik ve finansal riskleri azaltıcı yönde daha etkili bir araç olarak kullanılabilmesini sağlayacağına dikkati çekildi.

Kurulun, son dönemde emtia fiyatlarındaki oynaklığın artmasının kısa vadeli enflasyon tahminleri açısından risk oluşturduğu belirtilirken, küresel ekonominin toparlanma sürecine ilişkin belirsizliklerin devam etmesi enerji ve endüstriyel metal fiyatlarındaki artışları sınırlasa da, iklim koşulları tarımsal emtia ürünlerini olumsuz etkilediği kaydedildi.

Özette, tüketici fiyatları içindeki temel mallara girdi teşkil eden buğday ve pamuk gibi ürünlerin fiyatlarındaki artışların devam etmesinin emtia fiyatlarının seyrinin yakından takip edilmesini gerektirdiği ifade edildi.

İŞLENMEMİŞ GIDA FİYATLARINDAKİ DALGALANMA
Kurul üyelerinin, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki belirgin dalgalanmanın enflasyonun oynaklığını artıran temel unsur olduğuna dikkat çektiği bildirilen özette, "Öncü veriler, Eylül ayında işlenmemiş gıda fiyatlarındaki hızlı artışlar nedeniyle yıllık enflasyonda geçici olarak belirgin bir sıçrama olacağına işaret etmektedir. Kurul, yılın son çeyreğinde sebze ve meyve fiyatlarında kısmi bir düzeltme gözlenebileceği, ayrıca et ithalatına yönelik yapılan düzenlemelerin işlenmemiş gıda fiyatlarındaki artışları sınırlayacağı öngörüsünde bulunmuştur. Bununla birlikte, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların kısa vadeli enflasyon tahminleri üzerinde risk oluşturmaya devam ettiği belirtilmiştir" denildi.

MALİ DİSİPLİN
Merkez Bankasının, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiği vurgulanan özette, kurul üyelerinin, mali kuralın yasalaşma sürecindeki gecikmenin, güncel maliye politikası uygulamalarının önemini artırdığını ifade ettiği kaydedildi.

Özette, 2010 yılının ilk sekiz ayına ilişkin bütçe gelişmeleri değerlendirildiğinde, iktisadi faaliyetin beklenenden güçlü bir şekilde toparlanmasının sağladığı ek gelir artışının büyük ölçüde kamu borcunun azaltılmasında kullanıldığının görüldüğüne de işaret edildi.

Merkez Bankasının dengeleyici politika izleme esnekliğinin korunması ve piyasa faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olması bakımından, mali disiplinin kurumsal ve yapısal iyileştirmeler yoluyla güçlendirilerek devam etmesi büyük önem taşıdığının altı çizilen özette, bu çerçevede Kurulun, kamu maliyesindeki gelişmeleri ve enflasyon görünümü üzerindeki etkilerini dikkatle izlemeye devam edeceği belirtildi.

Önümüzdeki dönemde para politikasının fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesine odaklanmaya devam edeceğine dikkati çekilen özette, orta vadede mali disiplinin sürdürüleceğine dair taahhütlerin yerine getirilmesi ve yapısal reform sürecinin güçlendirilmesi, Türkiye'nin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak makroekonomik istikrarı ve fiyat istikrarını destekleyeceği ifade edildi.

Özette, bu çerçevede, Orta Vadeli Programın ve Avrupa Birliği'ne uyum ve yakınsama sürecinin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımlar büyük önem taşıdığı vurgulandı.

AA