Beklentilerin üstünde gelen enflasyon BIST'in teknik olarak yapmasını beklediğim düzeltmeyi hızlandırmış oldu. Böylece ilk etapta kapatmasını beklediğim 75.405 gap seviyesi de hızla kapanmış oldu. Açıkçası Moody's cuma günü bir not indirimi kararı almayacaksa (ki, ben Moody's'in Türkiye raporunu dediği gibi 1 ile 3 aylık bir süre sonrasında açıklamasını ve bu nedenle cuma günü incelememiz sürüyor demesini bekliyorum.), BIST'in yakın zaman için 73.758 ve hemen altındaki 73.208 seviyelerini güçlü destek seviyeleri olarak görüyorum. Hatta belki bu seviyelere bile inmeden alımların gelebileceğini düşünüyorum
Eğer bu düşüncem doğru ise bugün banka hisseleri başta olmak üzere, BIST'in alımlarla yükseliş yaşayarak kapandığını da görebiliriz. Ancak yine de herkesi uyarıyorum! Moody's kararı çok önemli bir risktir. Eğer benim beklentimin tersine cuma günü raporunu açıklar ve bir de not kıracak olursa, notumuzun inmesi halinde çok ciddi bir düşüş yaşama riskimizi devamlı yazdığımı unutmayın. Böyle bir durumda sert düşüşler yaşanır. Hatta bazı hisselerde düşüş paniği ile alıcı gelmeyeceği için, çok düşük adetlerle yapılacak satışlar halinde bile düşüş oranları çok yüksek olur. Bu riski bilin ve kararlarınızı ona göre veriniz.
Ben azından şimdilik Moody's'in kendi sözüne istinaden Türkiye raporunu 1-3 ay sonrasında açıklamasını bekliyorum. Ama 19 Ağustos'da kendi raporunu açıklaması beklenen Fitch ne yapar bilemem. Umarım siyasi kararlar öne çıkmaz ve Türkiye hak etmediği bir not indirimi yaşamaz.
Kısacası bugün 74.000 altında endeks seviyesi görecek olursak yeni öngörüler yapabilirim diye düşünüyorum.
Zorunlu BES Önemli!
Türkiye'nin en büyük sorunu tasarruf oranlarmızın çok düşük olması. Bu nedenle 45 yaş altındaki tüm çalışanlar için zorunlu BES kararını doğru buluyorum. Bir çok alt yapı projelerini ve önemli katma değerli üretim yatırımı finansmanlarını desteklemek amacı ile oluşturulması kararlaştırılan Türkiye Varlık Fonu'nu da doğru ve önemli buluyorum. BES birikimlerinin bir kısmının bu fona aktarılması ve bu fona yeni yatırımların gelir ortaklığı senetlerinin (GOS)alınması ile, BES getirilerinin 5 yıl sonrasında çok ciddi yüksek olabileceğini düşünüyorum. Bu tip kararlar alınması gereken doğru kararlardır.
Demokrasi İçin Safları Sıklaştırmalıyız!
Darbe girişimi sonrasında bir strateji yazısı ile bu konudaki görüşümü yazacağımı bir kaç kez söylemiştim. Aslında en başında görüşlerimi yazmıştım. Ama daha detaylı bir yazıyı da bir süredir yazıyorum ama bir türlü bitiremedim. İçeriğine çok kısa değinmek istiyorum!
Yaşanan Darbe Değil Ülkeyi Parçalama Girişimidir!
15 Temmuz'da yaşanan hain olayların bir darbe girişimi olduğu düşüncesinde değilim! Çünkü, Türkiye'de öncesinde yapılan darbelerde genelde yönetimler değişmiş ve başa ya darbeciler geçmiş, ya da darbecilerin istedikleri kişiler getirilip, demokrasinin korunduğu söylenerek mevcut siyasi yapı sürdürülmüştür.
Ancak bana göre 15 Temmuz'da yapılmak istenen, Türkiye'nin topyekün iç savaşa sürüklenerek parçalanmasıdır. Bu sayede, aynı Suriye ve Irak'ta olduğu gibi çeşitli nedenlerle silahlı kuvvetleri ile bu iç savaş ortamına müdahil olacak olan batının şekillendirmesi ile güneydoğumuz Türkiye'den kopartılarak bölgede büyük bir Kürdistan kurulması planı ile bu girişimin yapıldığı görüşündeyim.
Anlayacağınız Türkiye üzerine oynanan oyunun bu sefer eskiden yaşadığımız ve demokrasiyi devam ettirmek için yapıldığı söylenen darbelerle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bu sefer amaç ülkede rejimi de değiştirmek, İslam rejimine geçiş yapmaktır. Bu değişim yaşanırken, sonrasında İran'ın da içine dahil edileceği bir Kürdistan kurulması amacı ile ülkemiz parçalanmak istenmiştir.
Bu Hayal Tümden Bitti!
Çünkü batı ve hain uşaklarının tahmin edemediği Türk halkının reaksiyonu olmuştur. Halk iç savaşın tam tersine, olası bir çatışmaya bile izin vermeden bu kalkışmayı bastırmıştır. Türkiye'nin güneydoğusundaki şehirlerde bile, meydanlarda geceleri sabahlayan demokrasi nöbetçileri görüyoruz. Demek ki, ülkenin eşit vatandaşları ve temel taşlarından olan Kürt vatandaşlarımız da bu oyunu görmüş ve destek vermemiştir. Seçimlerden hemen sonra bölgede başlayan PKK şehir terörünün de bu organizasyonun bir parçası olduğu görüşündeyim.
Herneyse, yazımı tamamlayacak olursam, bu konudaki diğer bir çok tespitimi de okursunuz. Ancak şu an için diyorum ki, batının bunu anlaması ve olası yeni bir çok provakasyonu ve karışıklık çıkartma denemelerini engellemek için,demokrasi adına safları sıklaştırmalıyız! Din, inanç, ırk, mezhep, laik, muhafazakar ve parti ayrımı yapmadan hepimiz yaşadığımız tehlikeyi görerek, esas olanın Atatürk'ün kurduğu laik Türkiye Cumhuriyeti olduğunu bilmeliyiz. Kavgaları bırakıp, Türkiye için birleşmeli ve bu oyunu bozmalıyız.
Kimler mi bu oyunun içinde var diyorsunuz? ABD ve Büyük Biritanya'sız bu işler olmaz. Onların yancıları diğer önemli Avrupa ülkelerinin de farklı niyetlerle destek verdiğini en azından sessiz kaldığını düşünüyorum. Ancak, uzun yılları alan bu paralel hain yapılanmanın bu boyuta gelmesinde yapılan hatalar görülmeli ve bir daha tekrarlanmamalıdır. Umarım tüm siyasiler alınması gereken dersleri artık alırlar.
NOT; Yazı, 4 Ağustos Perşembe 09:00'da 'da yayınlanmıştır!
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
Twitter: @_Stratejist_