Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Uysal, "Piyasa faizleri bu rapor döneminde tüm vadelerde düşüş kaydetti. Bu gelişmede sıkı parasal duruşa bağlı olarak gerileyen enflasyon beklentileri, ülke risk primindeki düşüş ve olumlu makroekonomik gelişmeler etkili oldu." dedi.
Uysal, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde gerçekleşen "Enflasyon Raporu 2019-III Bilgilendirme Toplantısı"nda enflasyon tahminlerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Küresel iktisadi faaliyetlere ilişkin bilgiler veren Uysal, gelişmiş ülke para politikalarındaki gevşemenin belirginleşmesini, gelecek dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımlarını artırabilecek bir unsur olarak değerlendirdiklerini söyledi.
Uysal, yılın ilk yarısında belirsizlikler ve jeopolitik gelişmelerin etkisiyle Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerden olumsuz ayrıştığına işaret ederek, ülkenin risk priminin haziran ortalarından sonra gerilediğini kaydetti.
Bu kapsamda, nisan ve mayısta Türkiye'den portföy çıkışı gözlemlendiğini belirten Uysal, "Haziran ayı ve sonrasında ise ağırlıklı olarak hisse senedi piyasasında olmak üzere yeniden portföy girişleri olduğunu gördük. Mevcut rapor döneminde ülkemizin risk primindeki gerilemeye ve olumlu makroekonomik gelişmelere bağlı olarak piyasa faizleri tüm vadelerde geriledi." diye konuştu.
Uysal, arz ve talep koşullarının etkisiyle kredi büyümesinin 2. çeyrekte zayıf bir görünüm izlediğini ifade ederek, tüketici enflasyonunun yılın 2. çeyreğinde yaklaşık 4 puan düşerek yüzde 15,7’ye gerilediğini hatırlattı.
Sıkı para politikası duruşuna bağlı olarak gerileyen enflasyon beklentileri, işlenmemiş gıda enflasyonunda ürün arzına bağlı olarak meydana gelen yavaşlama, iç talep koşullarındaki zayıf seyir ve ılımlı seyreden emtia fiyatlarının bu çeyrekte enflasyondaki iyileşmeyi destekleyen unsurlar olduğunu anlatan Uysal, şöyle devam etti:
"İktisadi faaliyet yılın ilk çeyreğinde Nisan Enflasyon Raporu'nda ortaya koyduğumuz görünümle uyumlu olarak kısmi bir toparlanma kaydetti. 2. çeyrekte de iktisadi faaliyetteki bu eğilimin ılımlı bir şekilde devam ettiğini görüyoruz. Yılın ilk yarısında, toplam talep koşullarının enflasyona düşüş yönlü katkı vermeye devam ettiğini ifade edebiliriz."
Uysal, yılın ilk yarısında fiyat istikrarına yönelik riskler doğrultusunda sıkı para politikası duruşunu koruduklarını vurgulayarak, parasal sıkılaştırmanın etkileri ve iç talep gelişmelerinin 2. çeyrekte enflasyondaki düşüşü desteklediğini bildirdi.
Geçen haftaki Para Politikası Kurulu Toplantısı'nda enflasyonun ana eğilimine dair göstergelerin, arz yönlü faktörlerin ve ithalat fiyatlarının enflasyon görünümünü olumlu etkilediğini değerlendirerek parasal duruşlarının sıkılığını azalttıklarını ve bir hafta vadeli repo faiz oranını yüzde 19,75’e indirdiklerini anımsatan Uysal, şunları kaydetti:
"Piyasa faizleri bu rapor döneminde tüm vadelerde düşüş kaydetti. Bu gelişmede sıkı parasal duruşa bağlı olarak gerileyen enflasyon beklentileri, ülke risk primindeki düşüş ve olumlu makroekonomik gelişmeler etkili oldu. Döviz kuru gelişmelerine paralel olarak Türk lirasının ima edilen kur oynaklığı da mevcut rapor döneminde azaldı. 2. çeyrekte kredi faiz oranlarındaki artışa ilaveten genel ekonomik görünümün de etkisiyle kredi büyüme hızları tüketici kredilerinde daha belirgin olmak üzere geriledi. Tüketici enflasyonu 2. çeyrekte yüzde 15,7'ye gerileyerek Nisan Enflasyon Raporu'nda verilen tahminlerin altında kaldı. Çekirdek göstergelerden B endeksinin yıllık enflasyonu da öngörülerimize kıyasla daha düşük gerçekleşti Bu dönemde özellikle işlenmemiş gıda enflasyonu beklenenden olumlu bir seyir izledi. İkinci çeyrekte, Türk lirasındaki değer kaybına karşın, geçen yıldan gelen yüksek baz etkisi, iç talep koşullarındaki zayıf seyir ve emtia fiyatlarındaki gerileme sayesinde hem tüketici enflasyonu hem de çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonunda yavaşlama görüldü."
Uysal, enflasyondaki düşüşü bu dönemde işlenmemiş gıda, temel mal ve enerji gruplarının sürüklediğine dikkati çekerek, temel mal grubu yıllık enflasyonu iç talepteki zayıf seyrin yanında enflasyon üzerindeki birikimli döviz kuru etkisinin azalmasıyla birlikte düşüş eğilimini bu çeyrekte de sürdürdüğünü söyledi.
Enerji fiyatları yıllık enflasyonunun, döviz kurundaki yükselişe karşın, petrol fiyatlarındaki gerileme ve şebeke suyu gibi kalemlerdeki fiyat düşüşlerine bağlı olarak gerilediğini anlatan Uysal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hizmet enflasyonu ise bu dönemde sınırlı bir düşüş kaydetmekle birlikte yüksek seviyesini korudu. Bu gerçekleşmede, iç talepteki zayıf seyre karşın, geçmiş enflasyona endeksleme, canlı turizm talebi ile döviz kuru ve reel birim iş gücü maliyetlerinin seyri belirleyici oldu. Türk lirasındaki değer kaybı, başta işlenmiş gıda kalemleri olmak üzere belirli ürünlerdeki ertelenmiş fiyat ayarlamaları ve hizmet grubundaki görünüme bağlı olarak fiyatlama davranışına dair göstergeler ikinci çeyrekte bir miktar yukarı yönlü seyir izledi. Ancak arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları yıl sonu enflasyon görünümünü bir önceki rapor dönemine kıyasla olumlu etkiledi. Enflasyon beklentilerinin bulunduğu seviyeler enflasyon görünümü üzerindeki başlıca yukarı yönlü risk unsuru olarak öne çıkarken, iktisadi faaliyetin seyrine bağlı olarak enflasyon üzerinde talep koşulları kaynaklı aşağı yönlü riskler de mevcut."
(Sürecek)