İSTANBUL (AA) - ELİF KÜÇÜK - Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği (TOFD) Sanat Atölyesi'nde sanatın engel tanımadığını "Rüya ve Maskeler" gösterisiyle sahneye taşıyan engelli dansçılar, projeden elde ettikleri geliri, kimsesiz omurilik felçlilerinin yararlandığı bakım merkezine bağışlıyor.
Engelli bireylerin yaşadıkları sorunlardan esinlenerek kaleme alınan "Rüya ve Maskeler" oyunu, engellenerek yaşamaya zorunlu bırakılmış amatör bir dansçının toplum baskısı olmaksızın, özgürce ve dışlanmadan dans edebilmek için verdiği mücadele sürecinde karşılaştığı güçlükleri anlatıyor.
Canlı müzik eşliğinde sahnelenen oyunun repertuvarını görme engelli ikiz kardeşler Kerim ve Selim Altınok hazırlarken, oyunda 4 ortopedik ve 1 işitme engelli ile 7 engelsiz birey birlikte dans gösterisi sergiliyor.
Gösteride izleyiciye empati yapıldığında birlikte aşılamayacak hiçbir engelin bulunmadığı mesajı veriliyor.
Projenin tüm geliri ise derneğin 18 yaşını doldurmuş, bakımını üstlenecek kimsesi olmayan, ekonomik ve sosyal yoksunluk içindeki omurilik felçlilerinin yararlandığı bakım merkezine bağışlanarak, engellilere umut ışığı oluyor.
\
- "Engelli dansçının mücadelesini anlatıyor"
Gösterinin koreografı Hakan Ceyhan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2013 yılında sahnelenmeye başlanan Rüya ve Maskeler'in ekibini bir araya getirmek için TOFD bünyesindeki dans etmek isteyen engelliler arasından seçmeler yaptıklarını söyledi.
İnsanlara kimsenin birbirinden farklı olmadığını aktarmaya çalıştıkları oyunun hikayesine değinen Ceyhan, "Rüya ve Maskeler, engelli ve amatör bir dansçının kendini topluma kabul ettirmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Dansçı başarılı olamayınca hayal kırıklığına uğruyor. Daha sonra uyuyor ve rüya görüyor. Rüyasında da güçlüklerle karşılaşıyor, ancak onlarla başa çıkabiliyor. Tekrar uyanıp gerçek hayat döndüğünde ise 'Rüyamda bununla baş edebilmiştim, tekrar yapabilirim, topluma bunu kabullendirebilirim' diye düşünüyor." ifadelerini kullandı.
Sanat aracılığıyla insanlara ulaşma imkanı bulan engellilerin yüzlerindeki mutluluğa her seferinde şahit olduğunu dile getiren Ceyhan, bugüne dek Türkiye'nin birçok şehrine belediyelerin de desteğiyle turne düzenlediklerini, davet gelirse farklı şehirlerdeki insanlara umut olmak için turnelere devam etmek istediklerini söyledi.
\
- "Ne kadar çok kişi bilet alırsa, o kadar çok bağış olur"
Rüya ve Maskeler'i 280. kez izleyiciyle buluşturduklarını belirten Ceyhan, insanların zihnindeki engelli algısını değiştirdiklerine ve empati duygularını geliştirdiklerine inandığını belirtti.
Ceyhan, oyunun tüm gelirinin TOFD'a bağlı bakım merkezine bağışlandığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Beylikdüzü Gürpınar'da Hüsnü Ayık Bakım Merkezi var. Burası tamamen sivil bir çatı. Hiçbir yerden desteği ve fonu yok. Rüya ve Maskeler'in gösterilerden elde ettiği tüm gelir, kimsesi olmayan 20 engellinin kaldığı bu bakım merkezine bağışlanıyor. Biz de burayı ayakta tutabilmek için performans sergiliyoruz. Yani, bu performansa ne kadar çok kişi bilet alırsa, o kadar çok bağış olur. İyilik yapmak güzeldir."
Ekibin gelecek planlarına da değinen Ceyhan, oyunun hazırlık sürecinde başlarından geçen trajikomik olayları sahneye taşıyacakları bir gösteri yapabileceklerini söyledi.
Ceyhan, "Bir de seyircilerin onlara hissettirdiğimiz duyguları oyun çıkışında yazmaları için bir anı defterimiz var. Sanırım 5 defter doldu. Onu bir kitapçık haline dönüştürmeyi planlıyorum, derneğe katkı olsun diye de satışa sunacağım. Biz sürekli üretmek istiyoruz, potansiyelimiz de var." şeklinde konuştu.
\
- "Dans etmek denizde yüzmek gibi, kendini özgür hissediyorsun"
Gösterinin baş dansçısı ortopedik engelli Yavuz Dikbıyık, hayatını spor, müzik ve dansla sürdürdüğünü belirtti.
Dikbıyık, projede yer almadan önce engelli bir bireyin dans edebileceğine inanmadığını ancak ekibe dahil olduktan sonra bu düşüncenin gerçeği yansıtmadığını anladığını söyledi.
Aslında her engellinin isterse dans edebileceğini vurgulayan Dikbıyık, "İyi ki ekibe dahil olmuşum. Kendimi önemli hissetmeye başladım, öz güvenim arttı, cesaretlendim. Dans etmek denizde yüzmek gibi, kendini özgür hissediyorsun. Engellilere bunu denemelerini, cesaretlerini toplamalarını öneriyorum. Emin olsunlar ki ortaya güzel sonuçlar çıkacak." dedi.
Gösteride, engellilerin günlük hayatlarındaki sıkıntıları izleyicilere yansıttıklarına da değinen Dikbıyık, empati konusunda güzel mesajlar verdiklerini kaydetti.
\
- "Düşmekten korkmayın, bakışlardan korkmayın"
Engelli dansçı Ahmet Güzel ise engellilerin içlerine ve evlerine kapanmaması gerektiğinin altını çizdi.
Güzel, "Düşmekten korkmayın, bakışlardan korkmayın. 'Burada, bu yolda ben ve benim önceliklerim var' deyin. Kesinlikle, 'Ben bir şey yapamam' demeyin. İşitme, görme ya da yürüme engelli olmak dezavantaj değil, aslında büyük bir avantaj. Allah'ın bize bir nimeti." ifadelerini kullandı.
Gösteride hem dansçı hem de piyanist olarak rol üstlenen Spina-Bifida hastası Esra Kılıç ise engellilerin duyuramadıkları, gösteremedikleri sorunları oyun sayesinde birçok kişiye ilettiklerini, bu nedenle kendisini mutlu hissettiğini söyledi.
\
- "Aslında engel biziz, engelsiz olan onlar"
Rüya ve Maskeler'in engelsiz dansçılarından Taliha Nihan Durmazel ise ekibe katıldığında "Bir engelliyle nasıl dans ederim?" sorusu üzerine çok düşündüğünü belirtti.
Zaman ilerledikçe aslında aralarına engel ören kişinin yine kendisi olduğunu fark ettiğini aktaran Durmazel, sözlerini, "Aslında engel biziz, engelsiz olan onlar. Çünkü önlerinde bir engel olmadan, hiçbir şeye üşenmeden, bizden daha performanslı bir şekilde hayatlarını sürdürüyorlar. Biz bir şeylere daha fazla üşeniyoruz. İşte o yüzden asıl engelli olan biziz, önümüze engeller koyuyoruz." diye tamamladı.