"Yaprak Dökümü" üçüncü sezonunun ilk bölümüyle bu akşam izleyicilerle buluşacak. İşte başrol oyuncularının görüşleri. Finalinin de üçüncü sezonda yapılacağı dizinin oyuncuları Halil Ergün, Güven Hokna, Bennu Yıldırımlar, Gökçe Bahadır ve Fahriye Evcen ile yeni sezonu ve diziye olan ilgiyi değerlendirdi.
HALİL ERGÜN/ Ali Rıza
BU KADAR YOĞUN BİR İLGİYİ BEKLEMİYORDUM
Bu sene dizinin 3. sezonuna başlayacaksınız. Her şey ilk günkü gibi mi devam ediyor?
- Her sene sanki yeni başlıyormuşuz gibi oluyor ve ilk günkü heyecanımız devam ediyor. Ben bu durumu da seyircinin ilgisine ve hikayenin hala diri kalmasına bağlıyorum.
Peki bu dizi gereksiz yere uzatılsaydı siz hálá bu projenin içinde olur muydunuz?
- Ben 10 senedir hep iyi projelerde yer alıyorum. Bu dizi teklifi gelmeden önce ara vermeyi düşünüyordum. Ama böyle bir yapımda yer almak istediğim için teklifi kabul ettim. Biz o zaman bir seneliğine sözleşme yapmıştık. Dizi giderek daha fazla izlendiği için bu sezona kadar geldik. Ama bu sene son olsun diyoruz artık.
Siz bu dizi sayesinde daha fazla popüler oldunuz...
- Ben tanınan bir oyuncu olmama rağmen "Yaprak Dökümü" sayesinde daha farklı bir durum oluştu. Ben bu dizinin tutacağına inanıyordum ama açıkçası bu kadar yoğun ilgi beklemiyordum. Öyle ki insanlar "Bizi bırakmayın" diye haykırıyorlar.
Sanırım bu durum biraz da dizide bir aile hikayesinin anlatılmasıyla ilgili...
- Evet aile hikayesi olması seyirciyi bu kadar etkilemiş olabilir. Biz kadro olarak da çok güzel buluştuk. Çok uyumlu bir kadro olduk. Bir de insanlar bu diziyle birlikte kendilerinin dışında başka insanların dramlarına da kafa yormaya başladılar.
Ali Rıza Bey'de nasıl bir değişiklik olacak bu sezon?
- Ali Rıza Bey'in değişmemesi mümkün değil aslında. Çok bilgili okumuş bir adam ve bilgili olduğu için de çocukları için endişelenen bir adam. Mutlaka değişecektir, hayata daha geniş bakacaktır ancak yine de ilkelerinden ödün vermez.
Sizin bu karakterle benzeyen noktalarınız var mesela siyasetle ilgilenmek gibi...
- Tabii ki ben kendim dışında insanlarla da ilgileniyorum. Ülkeyle ve doğayla çok duyarlı bir ilişkim var.
Çok fazla popüler olma durumu sizi rahatsız ediyor mu?
- Rahatsız etmiyor. Aksine çok mutlu oluyorum.
FAHRİYE EVCEN/Necla
MONİCA BELLUCCİ'YE BENZETİLMEK HOŞUMA GİTMİYOR
Üçüncü sezona başlıyorsunuz. Nasıl gidiyor çekimler? Yılgınlık yarattı mı sizde?
- Çok iyi gidiyor, çok keyifli başladık. İki sezondur çok güzel şeyler çektik, inşallah bu sezon da aynısı olacak. İster istemez bazı şeyler artık rutinleşiyor. Dizi hayatımın bir parçası oldu artık bitseydi belkide boşlukta hissedecektim kendimi.
Dizi bitiyor sonra hemen bir film çekiyorsunuz. Bu yorgunlukla nasıl baş edeceksiniz?
- İnan hiç yorulmuyorum. Çalışmayı çok seven bir insanım aksine boş kaldığım zaman sıkılıyorum. Bana film dışında kalan iki veya üç hafta tatil yetiyor. Ama tabii son iki sene çok yoğundu işler arka arkaya geldi. İnşallah bu yoğunlukta devam eder, ben mutluyum.
Monica Bellucci'ye de benzetiliyorsunuz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Hiçbir rahatsızlık yaratmıyor bu bende ama hoşuma giden yönü de yok. Bu bana ne eksi ne de artı olarak bir şey ifade etmiyor.
Oyunculuk konusunda kendinizi nelerle besliyorsunuz?
- Gözlemleyerek, hem kendi ülkemizde hem dış ülkelerde ne olup bitiyor takip ederek kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Ayrıca bir oyuncunun genel yaşantısında da sürekli bütün algılarının açık olması gerekli. Mutlaka teknik bilgi sahibi olması gerekmiyor ama bence en önemlisi bütün algıların gün boyunca açık olması. Benim biraz da sosyolojik bilgim var. Ben sosyoloji bölümünü bitirmedim dondurdum ama çocukluğumdan beri sosyoloji ve psikolojiyle iç içe olduğum için o anlamda biraz birikimim var. Onun da çok faydası oluyor bana.
Necla bu sezon biraz huzura erecek mi?
- Fırtınalar bizde bitmez ama artık ailede herkes yavaş yavaş problemlerle yüzleştiği için biraz yüzsüzleşiyoruz. Bu yüzsüzlükten dolayı herkes birbirine biraz yaklaşıyor. Başta hepimiz çok kibirliydik. Üçüncü sezonda o kibirler azalıyor, birbirimize iyi taraflarımızla da kötü taraflarımızla da daha yakın olacağız.
Sette ortam nasıl?
- Çok güzel gidiyor. Üçüncü sezon olduğu için aile gibi olduk. Hep beraberiz. Baştan beri keyifliydi set üçüncü sezonda da nasıl başladıysak öyle devam ediyoruz.
Dizinin ilerleyen bölümleri için sizin karakterinizle ilgili verebileceğiniz ipuçları var mı?
- Detayları biz de bilmiyoruz. Ama genel olarak konuşacak olursam Necla üçüncü sezonda biraz daha büyüyor, biraz daha olgunlaşıyor.
Necla'nın aşk hayatındaki fırtınalar devam mı ediyor?
- Eder tabii canım, Necla genç bir kız sonuçta, aşk devam etsin zaten.
GÜVEN HOKNA/ Hayriye hanım
YETENEK SONRADAN KAZANILMAZ
Tatilden sonra çekimler nasıl gidiyor?
- Bu üçüncü sezonumuz olduğu için adapte olmak konusunda bir sıkıntımız yok. Sadece tatilden çıkmış olmanın rehaveti var üstümüzde. Bir de havalar çok sıcak, bu bizi biraz rahatsız ediyor. Ama bunun dışında her şey yolunda.
Dizilerde önemli rollerde oynuyorsunuz. Bu karakterler size uğurlu geliyor diyebilir miyiz?
Aslında pek uğur sayılmaz. Ben bu durumu doğuştan varolan ekran sempatisine ve doğru oyuncu olmama bağlıyorum. Ayrıca yıllardır tiyatro yapmak bana çok şey kazandırdı. Yeteneğin sonradan kazanıldığına inanmıyorum. Doğuştan varolan bir şeyi eğitimle birleştirdiğiniz zaman ortaya çok güzel bir şey çıkıyor. Benimle çalışmak yapımlar için büyük bir şans olduğu gibi benim için de doğru giden projelerde yer almak büyük bir şans.
Hep doğru kararlar veriyorsunuz galiba...
- Ben çok seçici davranıyorum. Seçici davrandığım için de bu kararlar beni çoğunlukla doğruya götürüyor. Ama tabii her doğru dediğimiz iş bizim istediğimiz gibi yürümüyor. Çünkü sektörde çok bozulmalar olduğunu düşünüyorum. Bir dizi filmin süresi 90 dakikalara kadar çıkıyor. Bu duruma da kimse çare bulmuyor. Çünkü kanallar da biz de bu şekilde para kazanıyoruz.
Bu şartlar altında nasıl çalışmaya devam ediyorsunuz peki?
- Bu durumdan bütün sanatçılar sıkıntı duyuyor. Ama bir sendikamız olmadığı için kişisel çıkışlar yapamıyoruz. Ben uzun yıllardır bu sektörün içinde olduğum için çekimlerin zorluğunu ve keyfini çok iyi biliyorum. Ama tabii çekimlerin saatlerini kendileri belirleyen oyuncular da var. Buna da karşıyım. Sanatçı gözüyle baktığınız zaman zaten bu işin dakikası saniyesi olmaz.
Bu son sezonunuz mu olacak?
- Öyle olacağını düşünüyorum. Ben açıkçası artık uzun soluklu projelerde yer almayı düşünmüyorum. Bu sektörün zedelendiğine inanıyorum. Çok güzel, kaliteli dediğimiz bir iş bakıyorsunuz beş bölümde bitebiliyor. Bir de yaptığımız çok sorumluluk isteyen bir iş.
Bu sezon neler yaşayacak Hayriye Hanım?
- Biz de bilmiyoruz. Artık ne yazılırsa onu oynayacağız. Yine entrikalar devam edecek. Çünkü günlük yaşamda bunlar o kadar çok ki bu yüzden seyirciyi de ekrana bağlıyor.
BENNU YILDIRIMLAR/ Fikret
BAŞARIMIZ UYUM İÇİNDE ÇALIŞMAMIZIN SONUCU
Üçüncü sezonunuz, çekimler nasıl gidiyor?
- Dizinin belirli bir ritmi var, o ritme iki senedir alışmış durumdayız. Şimdi üçüncü sezonda da aynı ritimle devam ediyoruz.
Bu sezon olmasaydı sizin için boşluk olur muydu?
- Benim hiçbir boşluğum yok ben zaten şehir tiyatrolarında çalışıyorum.
Hem tiyatroda oynuyorsunuz hem sinemada oynuyorsunuz, televizyon dizisine nasıl devam edebiliyorsunuz?
- Televizyon dizisi senelerdir yaptığımız bir şey ama sinemayı 10 yıldır elime düzgün bir proje gelmediği için yapmadım. Ama 10 yıl sonra da bir film yapayım artık. Tiyatroda her sene rol alıyorum, benim birinci dereceden yaptığım meslek zaten.
"Yaprak Dökümü"nde yer almanızdan sonra sanki insanlar sizi yeniden keşfetti...
- Dizi ne kadar seviliyorsa ve bütünleşmişse insanlarla, o kadar ortaya çıkıyor insan. Bunlar çok normal süreçler. Ama çok güzel bir ekip içindeyiz, iki sene çok güzel sonuçlarla devam ettik. Şimdi üçüncü sezonumuzdayız bunun da iyi bir şekilde geçeceğine inanıyorum.
Rating anlamında sürekli liste başı olan bir dizide yer almak nasıl bir duygu?
- "Süper Baba"da tatmışlığım var aynı durum. Ama her ikisinde de diyebilirim ki birbiriyle uyum içinde çalışan bir ekibin çalışması var. Uyum da zaten seyirciye yansır.
Tiyatrodaki Fikret'le dizideki Fikret özde aynı olsa da farklı karakterler. İzleyiciler bundan rahatsız oluyorlar mı?
- "Yaprak Dökümü"nü tiyatroda 4 yıl boyunca 400'den fazla oynadık ve her zaman salonlar doluydu. Biz toplum olarak bu hikayeyi çok seviyoruz. Diziye herkes okuduğu romanın etkisiyle başlıyor ama sonra anlaşılıyor ki romanın omurgasıyla ilerleyen hikayeler var. İki sezon tepede kalmak müthiş bir şey bunlar hem yazarların, hem yönetmenin hem de oyuncuların eseri.
Dizide dünyanın bütün yükü üzerinizde. Bu sezon hafifleyecek mi bu yük biraz?
- Fikret nasıl sıyrılabilir ki bu yükten? İki ev arasında mekik dokuyacak doğal olarak.
GÖKÇE BAHADIR/Leyla
AĞLAMAKTAN BIKMADIM ROLÜMÜ SEVİYORUM
Üçüncü sezonda da hep bir dram, hep bir gözyaşı... Sıkılmadınız mı ağlamaktan?
- Bilmem ben bıkmadım henüz. Bir de her sezon farklı bir şeyler oluyor, olaylar çok ağır ilerler hep aynı şeyi yaparsın ya işte bizde o durum yok. Rolümü de çok seviyorum. Leyla çok değişik dönemler geçiren bir rol olduğu için bıkmak kolay değil.
Tatilinizde dizide neler olacak diye yanınıza gelenler oldu mu?
- Tatilimin çoğunu yurtdışında yaptım onun için böyle şeylerle çok karşılaşmadım. Ama İstanbul'da yaptığım tatilde oldu tabii. Yakalayıp "Ne olacak, ne bitecek" diye soranlar, fotoğraf çektirenler, imza isteyenler... Aslında buradayken çok iyi anlamıyorum ama bu konaktan çıktığım andan itibaren anlıyorum ki ben popülerim.
Bu durum size gelen teklifleri etkiliyor mu?
- Evet çok etkiledi.
Ufukta sinema filmi var mı?
- Olabilir neden olmasın. Çok güzel bir şey iş olmasını istiyorum onun için bekliyorum.
Set ortamınız nasıl?
- Biz bence çok güzel başladık ve her sene daha da güzelleşiyor ortamımız.
Üçüncü sezonda Leyla'da ne gibi değişiklikler göze çarpıcak?
- Gelgitleri olan, farklı bir karakter Leyla ve bazı hırslarına kapılıyor. Belki diyorum biraz daha sakin biraz daha olgun olacak. Her an her şeyi yapabilir.