ER-VAK Başkanı Güzel: Sınırlarımız yolgeçen hanına döndü (2)

AFGAN mültecilerin 'Büyük Baba' diye seslendiği Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Başkanı Erdal Güzel, "Bir evin bacası, kapısı, penceresi açık herkes gelip geçiyor.

Turgay İPEK - Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, (DHA)- AFGAN mültecilerin 'Büyük Baba' diye seslendiği Erzurum Kalkınma Vakfı (ER-VAK) Başkanı Erdal Güzel, "Bir evin bacası, kapısı, penceresi açık herkes gelip geçiyor. Yani sınırımız yolgeçen hanına dönmüş vaziyette. Bir an önce sınırımızda güvenlik tedbirlerinin arttırılması lazım" dedi. Iğdır'da dün yaşanan trafik kazasında 17 kişinin ölümü 36 kişinin ise yaralanması üzerine gözler bir kez daha mültecilerin üzerine çevrildi. Her gün 500 ila 600 kaçak sınırdan geçip yürüyerek ya da insan tacirleri tarafından Erzurum'a getiriliyor. Göç nedeni ile Erzurum'daki polis, jandarma ve Göç İdaresi'nin büyük zorluk çektiği belirtildi. Erzurum'da göçmenleri 'Büyük Babası' olarak bilinen eczacı ve Erzurum Kalkınma Vakfı Başkanı Erdal Güzel bunlarla ilk tanışmasının 7 yıl önce olduğunu belirterek, şunları anlattı: "2011 yılında Erzurum'da soğuk bir kış günüydü, aracımla yolda giderken ayakları çıplak, üzerlerinde kış şartlarına uygun giysileri olmayan bir grubu gördüm. Ürkek ürkek gidiyorlardı, dikkatimi çektiler. Yanlarına yanaştım içlerinde az da olsa Türkçe bilenler vardı. Bunların Afgan sığınmacı olduğunu anladım. İlk işim bunları sahiplenmek oldu. İlk önce ayakkabı aldım ve tüm ihtiyaçlarını giderdim. Sonradan bunlar aramızda duygusal bir bağ oldu. Yedi sene boyunca bunlarla içli dışlı oldum. Her türlü düşüncelerine, maceralarına, dramlarına, trajedilerine ortak oldum. Ancak son yılarda sayıları bir hayli artmaya başladı. Öyle bir hal oldu ki artık Türkiye'nin bir ilinde bir iline gitmek ne kadar kolaysa bunlarında Türkiye'ye gelip tekrar Afganistan'a illegal yollardan geri dönmeleri o kadar kolay oldu, yolları öğrendiler. Erzurum'a 400 civarında aile yerleşti. Bunların bir kısmı okuttuk, bir kısmına iş bulduk. Son bir yıl içerisinde Afganistan'dan müthiş bir göçmen, sığınmacı akını oluyor. Kendi anlattıklarına göre ilk önce gece yolculuğuyla otobüslerle İran'a geliyorlar. Urumiye şehrine getiriliyorlar. Daha sonra Türkiye ile Urumiye sınırına yakın bir köye götürülüyorlarmış. O köyde bunlar bekletiyorlar. Yani ortam uygun olduğu zaman, bazı aileler 15-20 gün aç susuz bekletiliyormuş. Dağ yürüyüşüne çıktıklarını ifade ediyorlar. Hepsinin hikâyesi aynı. Dağdan 4-5 gün yürüdüklerini söyleyenler oldu. Hatta bunlara şöyle ifade etmişler yanınızda biri uçuruma düşse bile sesinizi çıkarmayacaksınız. Böyle sıkı denetim içerisinde getiriliyorlar. Yolculukta doğumu yaklaşan hamileler, amalar da var. Son zamanlarda göç trafiği acayip şekilde arttı. Artık ne Ağrı'nın ne de Erzurum Göç İdaresinin altından kalkacak gücü yok. Binlerce insan yollara dizilmiş geliyorlar. Vatandaşlar bunlara yardım amaçlı araçlarına aldığı zaman insan kaçakçısı muamelesi görüyor, otobüslere almıyor. İnsan kaçakçıları bunları koyunların taşındığı 3 katlı kamyonlara dolduruyorlar. Perişan haldeler umuda doğru koşuyorlar. İşin garip tarafı canları pahasına gidiyorlar. Sınırdan Türkiye'ye girip buradan Yunanistan, Sırbistan Macaristan üzerinden Almanya'ya ulaşmak istiyorlar. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir misali can siper hane gidiyorlar." 21'inci yüz yılda tam bir insanlık trajedisi yaşandığını sözlerine ekleyen Güzel şunları söyledi: "Erzurum-Ağrı karayolu üzerine çıktığınız zaman yüzlerce Afgan'ın perişan halde zor şartlarda geliyorlar. Kıyafetleri yok, günlerce yıkanmıyorlar. Son derece rahatsız ediyor, üzülüyoruz ama elimizden de bir şey gelmiyor. Bir evin bacası, kapısı, penceresi açık herkes gelip geçiyor. Yani bizim sınırımız yolgeçen hanına dönmüş vaziyette. Bir an önce sınırımızda güvenlik tedbirlerinin arttırılması lazım. Erzurum sığınmacılara sahip çıkan bir şehir. Afganistan'da bizi iyi tanıyorlar. Beni arayıp 'büyük baba akrabamız geliyor, haberin olsun' diyorlar. Erzurum tercih edilen bir şehir. Bir de pilot il olması nedeniyle buraya gelip, gidiyorlar. Burada yardımlaşma, bakış açıları pozitif olması münasebetiyle tercih ediyorlar. Burası bir basamak burada da kalmıyor. Avrupa'ya gidiyorlar. Buna bir dur denilmesi lazım. Trajik olaylar oluyor. Geri gönderme yerinde bir kişilik yer yok. Kontenjan dolmuş, nerede yatacaklar o da belli değil. Dünyanın buna değinmesi lazım. İran'dan Türkiye'ye giriş yapmak için 1.5 milyon kişinin beklediğini duyduk." Öte yandan Erzurum’daki 1500 kişilik geri gönderme merkezinin kapasitesinin çok üzerinde hizmet verdiği belirtildi. Son 3 ay içerisinde Erzurum'a giriş yapan kaçak sayısının 11 bini bulduğunu belirten yetkililer, kaçakları uygun görülen illere seyahat belgelerini vererek gönderdiklerini söyledi.

Reklam
Reklam