MHP Elazığ Milletvekili Enver ERDEM’in mecliste yaptığı konuşmada şunları söyledi; Şüphesiz terörün ve terörizmin ne anlama geldiğini dünyada en iyi bilen ülkelerden ve milletlerden birisiyiz. Son otuz yılda terörden çok büyük acılar çekmiş, 40 bin insanını teröre kurban vermiş, yüzlerce milyar lira terörizmle mücadele için harcamış bir ülkeyiz.
Biz Milliyetçi Hareket Partisi olarak ülkemizin güvenliğini ilgilendiren her konuda olduğu gibi bu konuda da milletimizin menfaatleri doğrultusunda bu düzenlemeye destek veriyoruz. Terörle mücadeleye destek verdiğimiz gibi teröristle müzakereye de karşı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Teröristle müzakere etmekle sorunun çözülemeyeceğini, teröristle yapılan müzakere ve açılım politikalarıyla terörün azalamayacağını, yapılan bu kadar düzenlemelere rağmen teröristlerin taleplerinde gün geçtikçe artışlar olduğunu görüyoruz.
Elinde silah olan terörist örgütle görüşme yapılması, ömür boyu hapis almış terörist başıyla istişareler yapılması terörle mücadelenin normal safahatı değildir, Terörle mücadele ciddi bir iştir, elinde silah olan bir örgütle gizli gizli görüşerek terör örgütünün vermiş olduğu listedeki yasal düzenlemeleri Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirerek talepleri gecikti diye eylem yapmalarına, askerlerimizi, polislerimizi şehit etmelerine seyirci kalarak terörle mücadele olmaz.
PKK terör örgütü kanlı eylemlerini gerçekleştirmek ve militanlarının ihtiyaçlarını karşılamak üzere yıllık en az 150 milyon dolar gibi bir paraya ihtiyaç duymaktadır. Aslında PKK terör örgütünün bugün için kontrol ettiği mali büyüklüğün milyarlarca dolarla ifade edildiğini de bilmekteyiz. Örgütçe ihtiyaç duyulan bu 150 milyon doların büyük kısmı organize suç faaliyetleri olan uyuşturucu madde kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, insan kaçakçılığı, çay ve sigara kaçakçılığı gibi alanlardan karşılanmaktadır. Uyuşturucu madde kaçakçılığını kolay ve bol kazançlı finansman kaynağı olarak gören PKK terör örgütü uyuşturucu madde kaçakçılığının her alanında profesyonelce faaliyet göstermektedir. Uyuşturucu madde kaçakçılığının uyuşturucu üreticiliği ve kaçakçılığından komisyon alınması, uyuşturucu ekimi, uyuşturucu kaçakçılığı ve uyuşturucunun dağıtımı safhalarında aktif rol almaktadır. 1984-2012 yılları arasında gerçekleştirilen 370 operasyonda örgütün uyuşturucu kaçakçılığı olayına karıştığı tespit edilmiştir. Bölücü terör örgütü PKK'ya karşı yürütülen operasyonlarda bugüne kadar 4 bin 253 kilogram eroin, 33 bin 290 kilogram esrar, 5 milyon 972 bin 747 adet hint keneviri bitkisi, 4 milyon 305 bin kilogram baz morfin, 710 kilogram kokain, 317 bin 412 adet sentetik uyuşturucu hap, 26 bin 190 litre asetik anhidrit gibi uzunca bir liste uzayıp gitmektedir. Artık, PKK terör örgütü dünyada birinci derecede önemli uyuşturucu madde kaçakçısı örgüt olarak tanınmaya başlanmıştır.
1999 tarihli terörizmin finansmanının önlenmesine dair uluslararası sözleşmenin uygulanması ve sözleşme hükümlerine uyum sağlanması için terörizmin finansmanı suçunun düzenlenmesi ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyiyle yabancı devletler ve ülkemiz tarafında terörizmin finansmanının önlenmesi amacıyla mal varlıklarının dondurulmasını sağlamak üzere bu kanun hazırlanmıştır. Bu düzenlemenin tarih olarak Genel Kurula şimdi gelmesinin temelinde ülkemizin Mali Eylem Gücü adıyla anılan, kısa adı FATF olan uluslar arası kuruluşa üye 34 üyeden birisi olmasına rağmen terörizmin finansmanının ve kara paranın önlenmesine ilişkin yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle Mali Eylem Görev Gücü üyeliğinden çıkarılma durumuyla karşı karşıya kalmasıdır.
Ülkemiz, Mali Eylem Görev Gücü raporuna göre kara paranın aklanması ve terörizmin finansmanı mücadelesinde istenilen standartta değildir. Belirlenmiş olan 16 standarttan 10'unda sorun vardır. Bu sorunları gideriniz veya şubat ayı içerisinde görüştüğümüz bu yasayı Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçiriniz. Aksi takdirde Mali Eylem Görev Gücünden çıkarılmanız gündeme gelecektir ifadeleri üzerine bu düzenleme Genel Kurula getirilmiştir.
Bu yeni düzenlemeyle ne getiriliyor diye baktığımız zaman: Mal varlığının dondurulması komisyonu adı altında bir komisyon kurulması ve bu komisyonda terörle ilgili kendisine bildirilen kişilerin, firmaların mal varlıkları hâkim kararı olmadan idari bir kararla dondurulabilmesi ön görülmektedir. 1999 yılında kabul edilen, 2002 yılında bizim de kabul ettiğimiz Terörizmin Finansmanının Önlenmesine İlişkin Uluslararası Sözleşme'nin on bir yıl gecikmeli olarak iç hukukumuza uygun hâle getirilmesi bizim açımızdan anlaşılır bir durumdur çünkü bir taraftan ülkemizin başında PKK gibi bir terör belası var, bu terör örgütüne birçok Avrupa ülkesi destek veriyor ve terör örgütü listesine alıyorlar. Yapılacak bu düzenlemenin bizim işimize yaramaktan çok Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkelerinin işine yarayacağı düşünüldüğünde, diğer taraftan da yapılacak bu düzenleme sebebiyle kendi millî menfaatlerimizin zarara uğratılması ihtimalinin olabileceği öngörüldüğünde bu kanunun on bir yıl süreyle niye geciktirildiği anlaşılacaktır.
Bu düzenleme çerçevesinde sorulması gereken önemli soru şudur: PKK terör örgütünün finansmanını önlemek için Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri bu kanun veya sözleşme çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirecek midir? Terör örgütlerinin finansal kaynaklarının yüzde 80'i gibi önemli bir kısmının Avrupa ülkelerinden sağlandığı düşünüldüğünde terör örgütlerinin bu finansal kaynakları kesilecek midir? Yine terör örgütlerinin elindeki silah ve cephanelerin büyük çoğunluğu Avrupa menşeli olduğu düşünüldüğünde Avrupa devletleri PKK terör örgütüne para, silah, basın yayın ve her türlü medya desteğini kesecek midir, kesmeyecek midir? Bunların cevaplandırılması da oldukça önemlidir.
Bu düzenlemeyle ilk defa Türk hukukunda hâkim kararı olmadan bir tedbir kararı uygulanacaktır. Yine, bu düzenlemeyle PKK bölücü terör örgütünün yurt dışındaki mallarına, para ve kaynaklarına el koymak için bu düzenleme yeterli olmayacaktır. Bu kanun siyasi amaçlarla kullanılma riski olan bir kanundur. Bugün, iktidarın Genelkurmay Başkanını "örgüt lideri" olarak nitelendirdiği düşünüldüğünde iktidarın bu düzenlemeyi de kötüye kullanabileceği endişesi taşınmaktadır. "Dördüncü yargı paketinde düşünceyi şiddet içermediği sürece suç olmaktan çıkaracağız." diyorsunuz. Propaganda da olduğu gibi terörün finansmanını da suç olmaktan çıkarıp çıkarmayacağınızı bu kürsüden ifade etmenizde gerçekten büyük fayda görüyoruz.
Sonuç olarak, bu düzenlemenin gerekli olduğunu ancak Türkiye'nin esas problemi olan PKK terör örgütünün finansal kaynaklarının el konulması, bunların kontrol edilmesi anlamında çok önemli bir etkisinin olmayacağını değerlendiriyoruz. Bu düzenleme gerekli ama yeterli değil diyoruz.
Yine bu düzenlemenin terörizmin önlenmesine katkı sağlayacağını umduğumuz için de bu düzenlemeye destek veriyoruz
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz