ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD ile ilişkilerin hükümetin dış politikasının temel eksenlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, "Zaman zaman arızi olaylar karşısında izlenecek yönteme ilişkin farklılıklar yaşasak da, bunların nihai hedefe ilişkin ortak anlayışı ve işbirliği gerekliliğini ortadan kaldırmadığı açıkça görülmektedir. Ermeni sorunu, PKK terörüyle mücadele ve Kıbrıs konusunda da birlikte hareket edersek ilişkilerimiz daha da güçlenecek" dedi.
AK Parti TBMM Grubu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında toplandı. Erdoğan konuşmasında ağırlıklı olarak Avrupa Birliği (AB) ve ABD ilişkileri değerlendirdi. Türkiye ile ABD ilişkileri konusunda son dönemde basında yer alan haberlerin büyük bir kısmının gerçeğini yansıtmadığını veya abartılı olduğuna işaret eden Erdoğan, ABD ile ilişkilerin hükümetin dış politikasının temel eksenlerinden biri olduğunu kaydetti. 50 yıllık ittifak ilişkilerinin sağladığı zeminin bugünkü çıkar ilişkisini ve işbirliğini devam ettirdiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Zaman zaman arızi olaylar karşısında izlenecek yönteme ilişkin farklılıklar yaşasak da, bunların nihai hedefe ilişkin ortak anlayışı ve işbirliği gerekliliğini ortadan kaldırmadığı açıkça görülmektedir. Mesela bugün Irak'ta toprak bütünlüğü içinde demokratik bir sistem oluşturulması yönündeki ortak hedef, iki ülkenin birbiriyle yakın eşgüdüm ve işbirliği içinde olmasını zorunlu kılmaktadır. Bu ihtiyaç iki ülkeyi de yakından ilgilendiren bir çok konu için geçerlidir" diye konuştu. Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin ortak çıkar ve karşılıklı yarar doğrultusunda geliştirilmesinin hükümetin başlıca önceliklerinden biri olduğunu dile getiren Erdoğan, bunun için öncelikle sağlıklı bir diyaloğu mümkün kılacak şekilde her düzeyde etkin şekilde işleyen iletişim kanallarının açık olmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Bu görüşün iki ülke yetkilileri tarafından aynen paylaşıldığını açıklayan Erdoğan, iki ülke arasındaki üst düzey temas ve ziyaretlerin önümüzdeki dönemde devam edeceğinin mesajını verdi. Erdoğan, ABD yönetiminin son dönemde müttefikleriyle her konuda karşılıklı diyaloğa ağırlık veren bir tutum izlemesinin ve etkin çok-taraflılık siyaseti doğrultusunda somut adımlar atmasını da transatlantik ilişkiler ve Türk-Amerikan ilişkileri açısından memnuniyet verici bir gelişme olarak değerlendirdiklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, Irak'tan Arap-İsrail ihtilafının çözümüne, Kafkasya ve Orta Asya'nın istikrarından, Orta Doğu'daki reform çabalarına, Afganistan'ın yeniden imarı ve terörle mücadeleden enerji güvenliğine kadar ileriye dönük pozitif bir gündem çerçevesinde işbirliğini geliştirerek sürdürmek gerektiğini vurguladı. Kıbrıs'ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılması, PKK terörüyle mücadele ve Ermeni iddiaları gibi hususların da ikili gündemin en önemli unsurlarını teşkil ettiğine dikkat çeken Erdoğan, "Bu konularda da birlikte hareket etmemiz halinde ilgili tüm tarafların yararına önemli ilerlemeler kaydedilebileceği ve Türk-Amerikan ilişkilerinin daha da güçleneceği açıktır" açıklamasında bulundu.
"LOBİLERE KARŞI UYANIK OLALIM"
Erdoğan, iki ülke ilişkilerinin gelişmesinden rahatsızlık duyan çeşitli grup ve lobilerin gündemi saptırma çabalarına karşı uyanık olunmasını ve hiçbir surette izin verilmemesini isteyen Erdoğan, son dönemde gündeme getirilen Türkiye'de yaygın Amerikan karşıtlığı olduğu yönündeki iddianın da bu tür yanlış anlaşılmalara yol açtığını bildirdi. Erdoğan, "Türk halkı yarım asır boyunca dayanışma içinde olduğumuz ABD'nin daha sonra da AB üyeliğimizden, terörle mücadeleye ve enerji güzergahlarının belirlenmesine kadar birçok konuda bize verdiği desteği unutmadığı gibi bugün ve gelecekte de birbirimize ihtiyaç duyacağımızın bilinci içindedir. Bununla birlikte sadece ABD'nin değil tüm müttefiklerimizin ve ortaklarımızın haklı beklentilerimize olumlu tepki vermelerinin kamuoyumuzda zaman zaman oluşan düş kırıklıklarının giderilmesine büyük katkı sağlayacağını da açıkça ifade etmem gerekir" dedi.
Başbakan Erdoğan konuşmasında, Türkiye-AB ilişkilerine de değindi. 17 Aralık Zirvesi'nin ardından hükümetin AB istikametinde yavaşladığı yönündeki iddialara sert çıkan Erdoğan şunları söyledi:
"Açık söylüyorum, böyle bir şey yok. Hükümetimiz halkımıza en ileri siyasi, ekonomik ve sosyal standartları sunma hedefinden asla vazgeçmeyecektir. AB üyelik sürecimiz de esasen bu hedefimizle örtüşen ulusal bir mutabakatı ve Türk insanının haklı beklentilerini ve demokratik özlemlerini yansıtmaktadır. Biz nereye, niçin dahil olmak istediğimizi çok iyi biliyoruz. Halkımızın refahı ve mutluluğu için gerekenleri kararlılıkla yapacağız. Bunu yaparken ne kimliğimizi değiştirmemiz ne de milli çıkarlarımızı unutmamız gerekir. Bunu anlamakta güçlük çekenler bugünkü uluslararası ortamda Avrupa gerçeğini de Türkiye gerçeğini de kavrayamamışlardır."
Sürecin sürdürülebilir olmasının yanı sıra müzakere sürecinin karşılıklı olduğunu ve sürecin dikkatle yönetilmesi gerektiğini bildiklerinin altını çizen Başbakan Erdoğan, AB olsa da olmasa da eksikliklerin üzerine gitmeye devam edeceklerini söyledi. Hukuk devleti anlayışı içinde demokratik rejimi kuvvetlendirmeyi sürdüreceklerini belirten Erdoğan, bazı münferit olayların "yoldan çıkma" olarak göstermek isteyenleri isabetl a ağırlık veren bir tutumi gözlem yapmaya davet etti. "Avrupalı muhataplarımızın da artık bizi bir taraf değil bir ortak ve bir müstakbel üye olarak görmelerinin gereği ortadadır" diyen Erdoğan, Türkiye'nin birliğe kazandıracaklarının iyi tahlil edilmesini istedi. Türkiye'nin sorumluluklarını yerine getirmekte ortaya koyduğu iyi niyet, samimiyet ve tutarlılığı AB'den de beklediğini kaydeden Erdoğan, "Biz altına imza attığımız vaatlerin ne olduğunu biliyor ve yükümlülüklerimizi yerine getirmekten çekinmiyoruz" mesajını verdi. Erdoğan, üyelik sürecinde Türkiye'den nelerin talep edilip, edilmemesi gerektiğini bildiklerini de hatırlatarak, Kıbrıs örneğini verdi. Erdoğan, Kıbrıs konusunda kimin ne yapması gerektiği hakkında tartışmaya dahi girmenin gereksiz olduğunu belirterek, Avrupa'ya serzenişte bulundu. Erdoğan şöyle konuştu:
"Kıbrıs konusunda zaman zaman Avrupa'dan duyduğumuz 'Haksızlığın farkındayız ama gereğini yapamıyoruz' yönündeki izahların AB'nin inandırıcılığını zedelediği açıktır. Haksızlığın farkında olmak haksızlığı gidermeye katkıda bulunmayı gerektirir. Biz yıllarca bu duruma düşebilecekleri uyarısını dile getirdik ama maalesef muhataplarımız aynı ileri görüşlülüğü gösteremediler."
Erdoğan, Türkiye'nin taahhüt ettiği gibi uyum protokolünü imzalayacağını ancak AB'nin de KKTC için öngörülen mali yardım ve doğrudan ticaret tüzüklerini onaylamasını beklediklerini vurguladı.