ANKARA (ANKA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, borsayı çökertme gayreti içine girenler olduğunu belirterek, "Biz spekülatörlere fırsat vermedik, yarın da vermeyeceğiz. Senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız. Kim olursan ol, ümüğünü sıkarız" dedi.
[
](https://www.mynet.com/basbakan-erdoganda-adanada-konustu-110100701495?utm_source=mynet_homepage_2)
[
](http://aktuel.mynet.com/galeri/haber/adanada-erdogana-buyuk-karsilama/11990/1677381)
[
](https://www.mynet.com/basbakan-erdogan-mersinde-konustu-110100701512)
Başbakan Erdoğan konuşmasında şunlara dikkat çekti:
Hiç şüphem yok, yola çıkarken ne dedik, biz kefenimizi giyerek bu yola çıktık.Bu can bu tende oldukça Allah’tan başka kimseye verilecek hesabımız yoktur. Bize bazı marjinal gruplar değil, bize millet hesap sorar. Milletin de hesap yeri sandıktır, sandıkta sorar. Ve bizi millet getirdi, millet götürür.
"ANKARA GAZİ MUSTAFA KEMAL'İN ŞEHRİ"
Kardeşlerim Ankara Cuma gecesi İstanbul’un, bugün Adana’nın Mersin’in coşkusuna farklı bir coşku katıyor. Ankara bugün çok farklı. Uçakta gelirken yol boyu şu anda bu süreci bekleyenleri gördüm. Ankara Hacı Bayram Veli’nin şehridir, Ankara Hüseyin Gazi Hazretleri’nin şehridir. Ankara Gazi Mustafa Kemal’in şehridir. Ankara merhum Menderes’in, merhum Özal’ın şehridir.
İşte bu Ankara bugün bir kez daha başbakanına sahip çıkıyor, başbakanını muhabbetle kucaklıyor. İşte şu Ankara’yı Türkiye görsün. Günlerdir Ankara’da terör estirenleri değil, Türkiye Ankara’nın bu gerçek fotoğrafını görsün.
"YAKAN, YIKAN, SALDIRANA ÇAPULCU DENİR"
Ben bu ifadeyi kullanınca rahatsız olmuşlar. Eğer çok rahatsız olduysalar lügate bir baksınlar çapulcu kime denir diye. Oraya baktıkları zaman Başbakan’ın ne kadar isabetli bir ifade kullandıklarını görecekler. Yakan, yıkan, saldıranlara çapulcu denir.
Dolayısıyla kusura bakmasınlar ama onlara destek verenler de aynı familyada yerini alır. Bu topluluk söyleyeceğini sokak aralarında yakarak yıkarak söylemedi. Karşımdaki topluluk söyleyeceklerini hep sandıkta söyledi.
Ben diyorum ki Gezi Parkı’na çıkacağınıza, Kuğulu’ya çıkacağınıza, yedi ay var sabredin. Yedi ay sonra sandıkta sizlerle görüşelim. Demokrasi diyorsanız özgürlükler diyorsanız hak hürriyet diyorsanız bu şiddetle elde edilmez. Hukuk içerisinde kalarak elde edilir.
"CAMİYE BİRA ŞİŞELERİYLE GİRDİLER"
Şu ana kadar böyle bir şey gördünüz mü? Yaptıkları iş sadece vurup kırma. Kamunun binalarına saldırma, yakıp yıkma.
Sivil vatandaşın halkın araçlarını yakıp yıkma. Bununla kalmadılar. Benim başörtülü kızlarıma saldırdılar. Bununla da kalmadılar. Dolmabahçe Camii’ne bira şişeleriyle girmek suretiyle, ayakkabıyla onu da yaptılar.
Bugün Mersin’de de söyledim. Benim başörtülü kızlarım parya muamelesi gördü. Üniversitelere sokulmadı. Ama hiçbir zaman bunların yaptıklarını yapmadılar. Sabrettiler, çünkü şuna inanıyorlardı. Sabrın sonu selamettir.
“AİHM BİLE SİYASALLAŞTI”
Bitmedi. Sevgili kardeşlerim, Avrupa’da AİHM bile siyasallaştı. O bile aynı şekilde kararlar verdi. Ama aksi olduğu zaman farklı kararlar çıktı. Şimdi bir başka olay daha var. Ben İspanya’da inancı sebebiyle başını örten kardeşlerime sahip çıkan bir ifade kullandım diye, partimle ilgili kapatma davası açıldı.
Ki bu maddelerden bir tanesiydi. Sevgili Ankaralılar o zamanki ana muhalefetin genel başkanı şu ifadeyi kullandı “Hamd olsun ki Ankara’da savcılar var” dedi. Bunların inancına saygı yok. Çünkü inancına güvenmeyenlerden. Düşünce hürriyetinden korkar bunlar. Niye? Kendi düşünceleri yok.
Biz düşünce hürriyetinden korkmuyoruz. Cumhuriyet tarihinde özgürlükler konusunda, düşünce inanç hürriyeti konusunda iktidarımızın getirdiğini hiçbir iktidar getirmemiştir.
"DARBE DÖNEMİ ARTIK BİTTİ"
Bir kere şunu herkes bilsin. Bakınız bugün 27 Mayıs 1960’ta değiliz. Bugün 12 Eylül 1980’de değiliz. 28 Şubat 1997’de değiliz. Bugün 27 Nisan 2007’de neredeysek işte oradayız. Darbe dönemi artık bitti.
Hükümetimizle partimizle en önemlisi de milletimizle demokrasinin hukukun özgürlüklerin en güçlü savunmasını biz yaptık, biz yapıyoruz.
Türkiye’de egemenlik artık milletin elindedir. Şimdi soruyorum, bazı mahfiller de buna dahil. İstanbul’da söyledim. Yine söylüyorum. Eğer kendinize inanıyorsanız, demokrasiye hukuka inanıyorsanız, bu ülkede egemenlik artık milletindir.
“MİLLET SADECE GEZİ PARKI’NIN İÇERİSİNDE OLANLAR MI?”
Eğer millete saygınız varsa, öyle diyorlar ya. Peki millet sadece Gezi Parkı’nın içerisinde olanlar mı? İstanbul Atatürk Havalimanı’nda bir anda iki saatte oraya toplananlar millet değil mi? Bugün Adana’da benim Mersin’e geçeceğimi öğrenenler millet değil mi? Mersin’de toplananlar millet değil mi? Şu anda Ankara’da toplananlar millet değil mi?
“TORUNUMA DA EZBERLETTİNİZ”
Bunu o kadar güzel söylüyorsunuz ki üç buçuk yaşındaki torunuma da ezberlettiniz. O da “dik dur eğilme bu millet seninle” diyor. İnşallah gün ola harman ola. Çünkü Türkiye’de karar da yetki de söz de milletindir.
Milletin ve Meclis’in dışında Türkiye’ye yön vermek için hiç kimsenin haddi yoktur. Şimdi önemli bir yere geliyorum. Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir. Bu ülkede mafya dönemi bitmiştir. Cunta dönemi geri gelmemek üzere bitmiştir.
“BEDELİNİ AĞIR ÖDEYECEKSİNİZ”
Şunu da söylemem lazım. Faiz lobisi kendine çeki düzen ver. Faiz lobisi yıllarca milletimin alın terini sömürdü. Bundan sonra sömüremeyeceksin. Çok sabrettik. Olay sadece bu lobi oluşturan bir banka iki banka üç banka kim varsa, hepsi için aynı şeyi söylüyorum. Siz ki bize karşı böyle bir mücadeleyi başlattınız, bunun bedelini ağır ödeyeceksiniz.
“ÜMÜĞÜNÜ SIKARIZ”
Utanmadan, borsayı çökertme çabasının içine girenler. Borsada Tayyip Erdoğan’ın parası yok, çökersen sen çökeceksin. Eğer senin spekülatörlüğünü yakaladığımız anda da ümüğünü sıkarız.
Geçmişte belki birileriyle anlaşıyordunuz. Bir gecede yüzde 7 bin 500 faizlerle bu ülkeyi sömürüyordunuz. Ama artık o geçmişte kaldı.
Ana muhalefetin haddini bilmez, kendini bilmez bir milletvekili çıkıyor, benim polisime hakaret ediyor. Bu polis Türk milletinin polisidir. Hatalar olabilir ama bu hatalar hakaret etmeyi gerektirmez. Polisimizi biz bunlara yedirtmeyiz. Onun da hakkını hukukunu korumak bizim görevimizdir. Bu noktada sokak sokak çatışmalarda atılan taşlarda polisimiz hep yaralandı. 600’ü aşkın polisimiz yaraladı bizim bu olaylarda. Dünyanın değişik yerlerinde bir çok olay yaşıyoruz. Onları sen görmüyor musun haddini bilmez?
“KEM SÖZ KÖTÜ SÖZ SAHİBİNİNDİR”
Bu ülkenin başbakanına küfredenlerin yanında yer alanlar var bu ülkede. Kem söz kötü söz sahibinindir dedik. Sabrettik yine sabredeceğiz. Ama sabrın da bir sonu var. Onun için de bakınız göstericilerin arkasına sığınmak suretiyle siyaset yapanlar, önce siyasetin ne demek olduğunu öğrensinler.
Sokaktaki kışkırtmalara biz gelmedik. Ama onlar geldi. Artık bugün belirleyici bir güç var. Millet. Milletin ötesinde belirleyici bir güç yok. Hiç kimse umutsuz olmasın. Hiç kimse endişe duymasın.
Nice badireyi aşan Türkiye bunu da aşacaktır. Bakınız sizlere bir şey söyleyeceğim. Biz Türkiye’de şu 10 senede iki milyar sekizyüz milyon ağaç diktik. Bunun iki milyarı sadece fidan. Sekiz milyonu üç yaş ve üstü. On yaş ve üstü ağaçlar var. Şimdi havaalanından çıkıyoruz, kuzey Ankara çıkışı, refüjler. Yeşil düzenlemeleri bu CHP mi yaptı?
İstanbul’a seslendim. Çöp dağlarını kim kaldırdı? Niye CHP’li belediye kaldıramadı? Hava kirliliğini kim giderdi? Niye CHP’li belediye kaldırmadı? Susuzluğu kim giderdi? Niye CHP’li belediye gideremedi?
Ben tabi Taksim Gezi Parkı’ndaki gençlere sesleniyorum. Ben İstanbul’un belediye başkanıyken siz henüz kucaktaydınız. Daha henüz büyüme dönemindeydiniz. O dönemleri hatırlamıyorsunuz, ama bilesiniz ki bak çevreciliğin içinde su var, yeşil var, temiz kent var. Çevreciliğin içinde tarih var. Kültür var. Bunları biz getirdiniz.