İşte Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:
Cumhurbaşkanı’nın davetine icabetle Kazakistan’a hareket edeceğiz. Ziyaretimizde Dışişleri Bakanımız, Enerji Bakanımız, Gıda tarım ve hayvancılık bakanımız, kültür ve turizm bakanımız, milli savunma bakanımız, şu anda iş adamlarımızla diğer uçakta bulunan ekonomi bakanımız bulunacaklar. Malum Kazakistan Türkiye’nin sadece dostu kardeşi değil aynı zamanda stratejik bir ortağıdır. Bunun yanında bildiğiniz üzere, 2009’daki ziyarette tarihi bir adım atmış stratejik ortaklık anlaşmasını o zaman imzalamıştık. Tabi bununla kalmadık 2012’de de yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyini ihdas ettik. İlk toplantıyı da ülkemizde düzenlemiştik.
Konseyin ikinci toplantısını da yapacağız. Görüşmelerimizde Kazakistan ile ilişkilerimizin daha ileri götürülmesi, hedeflere süratle ulaşılması, işbirliği imkanlarımızın geliştirilmesi noktasında neler yapabiliriz bunları görüşme imkanımız olacak. Ayrıca gündemdeki meseleleri mütalaa edeceğiz. Kazakistan orta asya’da en önemli ortaklarımızdan biri. Nazarbayev ile son derece yakın bir dostluğumuz söz konusu.
Son yıllarda Kazakistan ile olan bağlarımız kuvvetleniyor, işbirliğimiz gelişiyor. İş adamlarımız kazakistan’da göğsümüzü kabartan işlere imza atıyorlar. Biz de onları her platformda desteklemenin, önlerindeki engelleri kaldırmanın gayreti içerisindeyiz. İnşallah bu ziyaretimiz kapsamında yine iş adamlarımızla bir araya gelecek, Türk kazak iş forumuna katılacağız.
Hoca Ahmet Yesevi’nin kabrini de ziyaret etme fırsatı bulacağız. Toplam 3 bin kişi kapasiteli caminin açılışını da gerçekleştireceğiz.
Erdoğan'a ilk olarak "soykırım" iddialarına yönelik tartışmalar soruldu:
"Ne tür bir karar verirler bilemiyoruz. Ama neden millet olarak savunmada duruyoruz anlamakta zorlanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak savunmada durma gibi bir derdim yok.
Üzerimizde soykırım diye bir gölge yok. Şu anda benim ülkemde 100 bine yakın Ermeni var. Acaba kendi ülkelerinde kaç Ermeni var? İstesek vatandaş olmayanları deport edebiliriz ama etmiyoruz.
Akdamar Kilisesi'nin her şeyini devletin kasasından yaptık. Bunları yapan bir ülkeye karşı böyle bir tavrın içerisine girmek ne kadar doğru bilemem. Avrupa Parlamentosu ne karar alırsa alsın bir kulağımızdan girer diğerinden çıkar. Türkiye'nin vebali yok. ABD ne der? Bunları her zaman konuşuyoruz."
AĞRI'DAKİ ÇATIŞMA
Erdoğan İmralı Heyeti'nin hazırladığı Ağrı raporu ile ilgili olarak da şunları söyledi:
Devletin kurumlarının bana verdiği raporlarla ilgileniyorum. Onların anlattığı gibi bir şey söz konusu değil. Alınan istihbaratlarla asker görevini yapmıştır. Tedbirlerini almıştır ama tedbir alan askerlerimize bölücü terör örgütü elemanı tarafından ateş açılmıştır. 4 askerimiz yaralanırken, ne yapacaklar sessiz mi kalacaklar?
Şimdi biz yaralılarımızı orada bırakmışız, yaralıları partilerinin mensupları almış. Böyle bir şey söz konusu değil. Yaralıları almaya giden helikopterlerimizi de taradılar. Bunların çözüm süreci diye bir derdi yok.
'YAHU SEN İŞİNE BAK'
Bunları 6-8 Ekim olaylarında yakından tanıdık. Seçimler yaklaşıyor, barajı nasıl garantiye alırız diye terör estirmeye başladılar. Eş başkan olarak meydanda dolaşan zat kalkıp şahsıma da meydan okumalar yapıyor, yahu sen işine bak. Siyasi parti başkanı olarak yapman gerekenleri yap. HDP'liler yaralıları kurtardı dediği zaman kendini ele verirsin.