Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP milletvekili Birgül Ayman Güler'in açıklamalarıyla başlayan "ırkçılık" tartışmalarını, ilginç bir benzetmeyle eleştirdi. CHP'nin kendini tanımlamakta zorluk çektiğini ve ontolojik sorunlar yaşadığını söyleyen Erdoğan, Mevlana'nın Mesnevi adlı eserinde anlattığı fil hikayesine göndermede bulundu. Erdoğan, "Karanlık bir odada file dokunan insanlara fili anlatmaları isteniyor. Biri hortuma dokunmuş, 'fil hortum gibidir'. Biri kulağına dokunmuş, 'fil kulak gibidir', biri kuyruğuna dokunmuş, 'fil yılan gibidir'. Herkesin farklı fil tarifi var. CHP'de fil tarifi gibi herkesin kafasına göre tanımladığı ciddi zihin tutulması yaşayan parti haline geldi." dedi.
Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı'nda konuşmasında CHP'nin yaşadığı tartışmalarla ilgili "demokrasimiz bağlamında CHP'nin değişmeyen genetik kodları bağlamında değerlendirmeler yapmak istediğini" aktararak, CHP'yi eleştirdi. Daha önce CHP'nin "artık ne olduğu, hangi ideoloji ve ilkeler ve hangi sınırlar içerisinde karar vermesi gerektiği yönünde çağrıda bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti: "CHP faşist bir parti midir, milliyetçi midir, ulusalcı mıdır, sosyalist midir, sosyal demokrat mıdır, solda mıdır, sağda mıdır, liberal midir, ilkeleri sınırları belli olmayan bir koalisyon mudur? Milletimizin bunu bilmeye hakkı var."
Ardından Mevlana'nın anlattığı fil hikayesini anlatan Erdoğan, "Karanlık bir odada file dokunan insanlara fili anlatmaları isteniyor. Biri hortuma dokunmuş, 'fil hortum gibidir'. Biri kulağına dokunmuş, 'fil kulak gibidir', biri kuyruğuna dokunmuş, 'fil yılan gibidir'. Herkesin farklı fil tarifi var. CHP de fil tarifi gibi herkesin kafasına göre tanımladığı ciddi zihin tutulması yaşayan parti haline geldi." diye ekledi.
CHP'nin kendini tanımlamakta zorluk çektiğini, ciddi ontolojik sorunlar yaşadığını söyleyen Erdoğan, "Sosyalist Entarnasyonel'e katılıyor, ama bunlar Esed rejimini gayri meşru görürken CHP, Esed'le sarmaş dolaş Baas Partisi ile tam bir uyum içinde hareket edebiliyor. Bir milletvekili 'Türklerle Kürtler eşit değildir' diyor. Bir yandan 'demokratız' deyip diğer yandan Ergenekon'a avukatlık yapıyor. 'Ulusalcıyız' deyip yurt dışında kendi ülkesini karalayabiliyor. Baş döndürücü bir hızla çark eden, ideoloji değiştiren bir partiye dönüştü." diye kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Çin'de, PKK'lı teröristlerin taziyesine giden milletvekili Hüseyin Aygün'ü eleştirirken, Türkiye'ye geldiğinde ise "en kanlı terör örgütlerinden biri ile ilgili hukuki süreci eleştirdiğini" belirten Erdoğan, bu durumu da bir başka benzetmeyle anlattı: "Kasımpaşa da da çok vardı; mahallenin en yaramaz çocuğunu annesine şikayet ettiğimizde 'benim çocuğum öyle yapmaz' derdi. Sormadan soruşturmadan incelemeden yargısını verirdi. İşte CHP son dönemde hukuki her tasarrufta 'benim çocuğum yapmaz' ebeveyn tavrı içinde yaklaşıyor. Eğer yargılananlar CHPye yakınsa, Genel Başkana göre masumdur, mahkemeye gerek yoktur. Belgelere doğrulara gerek yoktur. Böyle bir hukuku anlayışı olur mu? Maalesef Türkiye'de böyle bir anlayış oldu. CHP işte o eski günlere dönme arzusunda olduğu için hukukun tasarruflarına saygı göstermiyor, bir yandan kendi milletvekilini azarlıyor bir yandan da terör örgütüne yapılan operasyonu gözaltıları HSYK'ya çok ağır ifadeler kullanan bir üslupla eleştirebiliyor."
AVUKATLARA BAL GİBİ MÜDAHALE EDİLİR
Ardından bazı avukatların, DHKP-C bağlantılarından dolayı tutuklanmaları konusuna değinen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: "Bir apartman dairesinde gecenin yarısında avukatlar toplanıp 11 çelik kapı arkasında…Orada ne işleri var? Çelik kapılar ardında acaba neler yapılıyor? Ve bu çelik kapılar açılamıyor. Bir taraftan açılmaya çalışılıyor, açılmayınca itfaiye yardımıyla merdivenlerle camdan giriliyor. İçerde ne isterseniz var; yakılmak istenen kimlikler, evraklar, sahte kimlikler. Dışarıda da bakıyorsunuz bazı avukatlar onlarla ilgili 'avukatlara müdahale edilemez' diyor. Hadi canım sen de! Nasıl edilemez? Eğer bunlar terör örgütüne yataklık yandaşlık yapıyorsa bal gibi edilir. Avukat hakkı hukuku savunacak. Terörü değil. Terörü savunursa gereği yapılır. Avukat masum değildir. Yok öyle. Bunu kararlılıkla sürdüreceğiz. kim ne derse desin, yok Avrupa şöyle demiş böyle demiş. Biz ne dersek o önemli."
Kılıçdaroğlu'nun örgütle ilgili tutuklamaları eleştirip örgüte moral verecek kadar hakimleri kıyasıya eleştirebildiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, "Nerede şu Ergenekon gidip üye olacağım' diyordu. Şimdi de kısa bir sürede çıkar 'nerede bu DHKP-C, üye olacağım der mi der. Yani sen bu terör örgütüne sahip çıkıyorsan, teröristin evine taziyeye giden milletvekilinin kusuru ne? Niye azarlıyorsun? Üzüm üzüme baka baka kararır, tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş." dedi.
CHP'li milletvekili Güler'in, ırkçılıkla suçlandığı açıklamalarına da değinen Erdoğan, "TBMM'de bir milletvekili çıktı, aşırı sağı bile kendine hayran bırakacak şekilde bir söylem kullandı. Güya profesör. Şimdi de çıktı insanları kafatasına göre ayrımcılığa tabi tutmaya başladı. CHP'nin geçmişini gündeme getirdiğinizde de 'bugüne gel' diyor. Siz dün neydiyseniz bugün de osunuz. Bugün neyseniz dün de oydunuz." diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasında ayrıca kendisini Hitler'e benzeten CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na, geçmişteki bazı gazete manşetleriyle cevap verdi. "21 Haziran 1941, Cumhuriyet gazetesi menşeti: 'Milli Şefimiz ile Führer arasında samimi tebrikler' Halep oradaysa arşın TBMM AK Parti grup salonunda. Bir başka belge, yine Cumhuriyet gazetesi: 25 Mayıs 1932; 'Kemalist Türkiye'den faşist İtalya'ya selam' İşte bugün CHP ile 60 yıl önceki CHP arasında hiçbir fark yok, göremezsiniz." Erdoğan ayrıca CHP'li eski vekillerden Mahmud Esad Bozkurt'un şu ifadelerini paylaştı: "Benim fikrim şudur ki; dost da düşman da bilsin ki bu milletin efendisi Türktür. Öztürk olmayanları Türk vatanında bir hakkı vardır o da hizmetçi olmak köle olmaktır."
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buyurun. Milli Şefin kendisini ziyaret edenlere 27 Mayıs 1925'te şu ifadeleri kullanıyor: 'Vazifemiz Türk vatanı içinde olanları behemehal Türk yapmaktır' Yani asimile. 'Türklüğe muhalefet eden unsurları yırtıp atacağız' Vatana hizmette arayacağımız vasıf o adamın Türk olması' Aynı şeyi bugün Bahçeli de söylüyor. Birbirlerine çok benziyorlar. Bunlar yumurta ikizidir. Allah aşkına Türk'ün, Türkiye'nin tarihinde bizim böyle bir anlayışımız var mı? Böyle bir ırkçı zihniyet Selçuklu'da Osmanlı'da asla tezahür etmemiş, cumhuriyette kabul görmemiştir. Bu millet böyle bir anlayışa geçit vermez, vermeyecektir. Bu yaklaşım bu toprakların ruhuna aykırıdır. Bu topraklar Yunus Emre'nin 'Yaratılanı severim Yaratan'dan ötürü' anlayışını genlerine işlemiştir."
CHP'nin sosyal demokrat görünüp ırkçılığı içinde barındırırken, BDP'nin de solcu görünüp etnik kökenler üzerinden siyaset güttüğünü savunan Başbakan Erdoğan, "CHP'nin bu milete yaşattığı acıyı, BDP onun izinden giderek yaşatmaya çalışıyor. Bu topraklar ırkçılığa asla müsaade etmeyecek, bu topraklarda ırkçılık ve faşizm asla kendisine yer bulamayacak. Kaynaklarımız bellidir: 'Arab'ın Acem'e, Acem'in de Arab'a üstünlüğü yoktur'. Hz. Peygamber'i anlamayanlar, Yunus Emre'yi, Mevlana'yı anlamayanlar, hiç olmazsa şehitliklere baksınlar belki mezar taşları onlara birşeyler anlatır." dedi.
Erdoğan ayrıca "10 yıllardır tartışılan kavram kargaşası içinde kayıkçı tartışmasına dönüşen be meselede kavramları izah edecek çalışmalar yapılmalıdır" diyerek sosyal bilimcilere "kavram kargaşasını giderecek çalışmalar" yapmaları çağrısında bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz