ANTALYA(ANKA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tampon bölge olayını bir defa literatürümüzden çıkaralım, tampon bölge diye bir şey söz konusu değil. Burada bizim uçuşa yasak bölge olayı vardır, bir terörden arındırılmış bölge olayı vardır. Bir de eğit-donat söz konusudur. Eğit-donat konusunda zaten çalışmalarımız baştan itibaren devam ediyor. Simdi ise terörden arındırılmış bölge konusunda dost ülkeler de artık bu noktaya gelmeye başladılar. Uçuşa yasak bölge konusunda, kara operasyonu konusunda vesaire onda da olumlu gelişmeler var. Bunu görüyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20 zirvesinin düzenleneceği oteller bölgesinde yaptığı incelemelerin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. G-20 Zirvesi kapsamında 14 Kasım'da yoğun olarak liderlerle ikili görüşmeler yapacağını belirten Erdoğan, aynı gün akşam liderlere eşleriyle yemek verileceğini anlattı.
15 Kasım'da ise programın başlayacağını aktaran Erdoğan, "Ogün zemin çalışmaları üzerinde yapacağımız ana başlıklar, bir de bunun yanında tabi çalışma yemekleri şeklinde çalışmamız var. Biz bu çalışmaları yaparken, tabi bütün liderlerin kendi aralarında bazı ikili görüşmeleri de olmuş olacak. Yine bizim de bazı boşluklarda, ben oturumları yöneteceğim için, oturumlardan ayrılmam mümkün değil. Ama oturumlar arasında bazı boşluklar olduğunda da planlanmış olan görüşmelerimiz var. bütün bu görüşmelerle birlikte ertesi gün 16'sında öğlen bir çalışma yemeğimiz olacak, bunun arkasından sonuç bildirgesiyle beraber, basın toplantısı yapacağız, bu basın toplantısıyla birlikte de sonuç bildirgesini dünyaya açıklamış olacağız" diye konuştu.
-"SİVİLLERİ, BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİNİ VURMASI HOŞ KARŞILANABİLECEK BİR ŞEY DEĞİL"-
Şuana kadar aldığı habere göre, Arjantin'deki seçimler nedeniyle sadece Arjantin Cumhurbaşkanının Zirveye katılmayacağını aktaran Erdoğan, bunun dışındaki cumhurbaşkanlarının, hükümet başkanları ve bakanlarının zirveye katılacağını belirtti. Toplamda 10 bini aşkın misafirin zirveye katılacağını belirtti.
Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, Suriye'ye kara operasyonu yapılacağı yönündeki tartışmaları değerlendirdi. Kendilerinin DEAŞ başta olmak üzere Türkiye için tehdit oluşturan tüm terör örgütlerine karşı Türkiye'nin kolektif olarak atacağı adımların olduğunu belirten Erdoğan, "Şuanda biliyorsunuz, İncirlik'te konuşlanmış olan birçok uçaklar var. Diğer yerlerde de gerekirse kullanabilme şansları olacak. Bu konuda kararlıyız, kararlılığımızı, çok açık net koyacağız. Dün akşam Obama'yla da yaklaşık 45 dakika süren salt bu konuyla ilgili görüşmemiz oldu. Orada da bunları ayrıca yine konuştuk. Çünkü DEAŞ terör örgütüne karşı oluşturacağımız ve oluşturduğumuz koalisyon güçlerinin tavrı çok çok önemli ama çevredeki ülkelerin de özellikle 'DEAŞ'ı vuruyoruz' diyerek, gidip oradaki sivilleri vurması, gidip oradaki Bayırbucak Türkmenlerini vurması hoş karşılanabilecek bir şey değildir. Bunu da kendilerine özellikle hatırlattık, söyledik, söylüyoruz. Ki burada da zaten uluslararası terör Suriye ağırlıklı olarak, mülteci sorunuyla ilgili olarak bir çalışma yemeğimizin başlığını teşkil ediyor" dedi.
-"FIRAT'IN BATISINA GEÇME KONUSUNDAKİ HASSASİYETİMİZ ÇOK FARKLI DEVAM EDECEK"-
"Tampon bölge kurulma aşamasına gelindiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna Erdoğan, "Tampon bölge olayını bir defa literatürümüzden çıkaralım, tampon bölge diye bir şey söz konusu değil. Burada bizim uçuşa yasak bölge olayı vardır, bir terörden arındırılmış bölge olayı vardır. Bir de eğit-donat söz konusudur. Eğit-donat konusunda zaten çalışmalarımız baştan itibaren devam ediyor. Simdi ise terörden arındırılmış bölge konusunda dost ülkeler de artık bu noktaya gelmeye başladılar. Uçuşa yasak bölge konusunda, kara operasyonu konusunda vesaire onda da olumlu gelişmeler var. Bunu görüyoruz. Bu da artık kabullenilmiş durumda. Olayı yaşayan biziz. Onalar olayın çok çok dışında, bizim yaşadığımız için birçok şeyi yerinde tespit edebiliyor, görebiliyoruz. Birçoklarıyla akrabalık bağlarımız noktasında... Halep'te ne oluyor, ne bitiyor bunu en iyi biz biliyoruz. Halep'te çok ciddi Türkiye ile akrabalık bağı olan insanlar yaşıyor. Halep nüfusu 2 milyonu bulan, Suriye'nin en büyük şehirlerinden bir tanesi. Fakat Cerablus olayı, Azez konusu bunlar çok stratejik konular. Nitekim, Fırat'ın batısına geçme konusunda kararlıyız. Fırat'ın batısına kimse geçemez bu konuda çok kararlıyız. Geçenlerde teşebbüs ettiler, gereği de yapıldı. Bu konudaki hassasiyetlerimiz, bundan sonra çok daha farklı bir şekilde devam edecektir. Bunu da gerek milletimin gerekse tüm dünyanın bilmesi lazım" diye konuştu.