KAYSERİ(ANKA) - Erdoğan, "Aynı zamanda Türkiye'deki gazeteci kılıklı sivil darbecileri de sevindirdiğini görüyoruz. Eskiden beri attığı manşetlerle, yaptığı tetikçilikle, darbecilerin sesi olmuş bir gazetenin internet sayfası dün bu haberi şahsımı da ima edecek şekilde sevinçle verdi. Ben bu mahfillere bugün açık ve net olarak söylüyorum bunların yularını elinde tutan ağababalarına sesleniyorum, biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz ölümü bir saat gibi kolumuzda taşıyoruz. Korkaklar zafer abidesi dikemezler" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Radisson Blu Otel'de STK temsilcileriyle yemekte bir araya geldi. Burada iş adamlarına ve kanaat önderlerine hitap eden Erdoğan, Kayseri'nin tarihinin aynı zamanda Anadolu'nun öz evlatlarının, yıllarca ötekileştirilmiş, dışlanmış, ikinci sınıf muameleye tabi tutulmuş vatandaşlarının tarihi olduğunu söyledi. İstanbul'daki bir avuç elitin köşe başlarını tutarken, Anadolu'nun fedakar ve vefakar müteşebbislerinin üvey evlat muamelesine maruz kaldığını belirten Erdoğan, bu dönemde dahi Kayseri'nin kendi yağında kavrulabildiğini belirtti.
"YILLAR YILI BU ÜLKEDE BEYAZ TÜRKLER, ZENCİ TÜRKLER BU AYRIM YAPILDI"
7 Haziran seçimlerinin ardından yeni Türkiye'nin inşası yolunda daha süratli ve daha verimli şekilde çalışmaya devam edeceklerini söyleyen Erdoğan, "Bu kutlu yola mayın döşeyenlerin, bizi engellemek isteyenlerin, bize çelme takmaya çalışanların, tüm umut ve beklentilerini boşa çıkaracağınıza inanıyorum" dedi.
Bu sabah bazı köşe yazarları ile kahvaltı yaptığını belirten Erdoğan, "Bu arkadaşlarımız şöyle bir noktaya özellikle vurgu yaptılar. Dediler ki, yıllar yılı bu ülkede beyaz Türkler, zenci Türkler bu ayrım yapıldı. Eğer Anadolu'nun bir esnafıysan, bir tüccarıysan sen zenci Türk'sün. Diğerleri beyaz Türk malum. Bu beyaz Türkler, Anadolu'dan bu zenci Türk diye baktıkları artık sanayileşemeye de başladı. Para pul sahibi olmaya başladı. Bu defa ne demeye başladılar? Dikkat edin burası çok önemlidir. Son 12 senede, 15 senede şu ifadeyi kullanmaya başladılar, bunun geliştirilmesi çok önemli bu kasta mahsustur. Dediler ki, şuan ki sıfatım ile konuşmuyorum. AK Parti genel Başkanıyım, başbakanım. 'AK Parti kendi zenginlerini yarattı' dediler. Bununla kalmadılar, 'AK Parti kendi aydınlarını yarattı' dediler. Şimdi, bir partinin bu tür bir çalışması varsa sen buna teşvik edersin, böyle de bir şey yok. Anadolu'nun bağrından çıkacak yiğit sesi, sermaye sahibi olmasına tahammülü yok. Bunlar kendi bağırlarına bakın, kendi bağırlarının içerisinde, Anadolu'nun sesini duyamazsınız" dedi.
Bu kesimin Anadolu'dan birisinin başarılı olmasına tahammülü olmadığını kaydeden Erdoğan, bu kesimin Anadolu'ya da yatırım yapmadığını anlattı.
"BEN SENİ TANIYORUM SEN DE BENİ TANI"
Kendisinin ülkenin geleceğinden umutlu olduğunu kaydeden Erdoğan, "İşte bu seçimlerin ne kadar önemli olduğunu, bizim gibi, eski Türkiye heveslileri de çok iyi biliyor. Onun için ellerindeki tüm imkanlarla, araçlarla hiçbir sınır ve ilke tanımadan üzerimize geliyorlar. İşte bugün meydan da söyledim. Gizlemeye gerek yok. Hangi medya grupları, nasıl saldırıyor, bilsin ya, gizlemeye gerek yok. Ben seni tanıyorum sen de beni tanı. Ben seni tanıdım arık, sen de beni tanı. Senin hakkında ne düşündüğümü de bil. Sen ne kadar manevralarla, şunlarla bunlarla yapıyorsan. Zaten bunlar bizim ailelerimize varıncaya kadar her türlü saygısızlığı, her türlü hakareti yaptılar. Ama biz bunlara hakareti yapmadık. Biz dedik ki, 'Haysiyetli ol, onurlu olun. Bizim haysiyetimizle, onurumuzla oynamayın. Bulunduğumuz makamın haysiyetiyle, onuruyla oynamayın. Oynarsanız bunun da bir bedeli olur' dedik. Söylediğimiz bu. ama bunlar tabi şuanda ellerindeki imkanların, beyaz Türkler ya büyüklüğüne bakıyorlar. Bugün var, yarın olmaz ne yapacaksın?" ifadelerini kullandı.
"NE DEMEK BU? NE DEMEK İSTİYORSUN?"
Kapalı kapıların ardından ittifaklar yapıldığını kaydeden Erdoğan, "Çünkü bunlar biliyorsunuz gezicidir. Gezide de bunlar boyunlarına filan taktılar ya şeyleri onlarla yürüdüler filan. İşte dün Mısır'da cunta rejimi halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanı Mursi'yi idama mahkum etti. Tevefuk ya o da yüzde 52'yle seçilmişti. Biz de yüzde 52 ile seçildik. Şimdi o Doğan Medyası balık atıyor, 'şok karar yüzde 52 halkın oylarıyla seçilmiş Mursi idama mahkum oldu.' Ne demek bu? Ne demek istiyorsun? İtiraz sesleri yükselince. Sosyal medyadan saldırılar başlayınca bu sefer hemen kaldırıyorsun. Kaldırıp, biz onu demek istemedik. Şunu demek, istedik, bunu demek istedik. Köşe yazarlarında da bunu yazıyorlar. Niye, çünkü bunlar dürüst değiller. Ama bizim bir ilkemiz var. Bu ilke rabbanidir. 'Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.' Biz böyle yürüyeceğiz" diye konuştu.
"BİZ ÖLÜMÜ BİR SAAT GİBİ KOLUMUZDA TAŞIYORUZ"
Mursi'ye verilen idam cezasının muhatabının sadece Mursi olmadığını söyleyen Erdoğan, "Umutlarını, taleplerini, beklentilerini meşru siyasete bağlamış tüm Mısır halkıdır. Bu karar Mısır demokrasisinin idam kararıdır aslında. Dün verilen kararla, Mısır'daki demokrasi umutlarına, adalete, barış ve huzur beklentisine bir kez daha kurşun sıkılmıştır. Ancak bu kararın sadece Mısır'ın cuntasını değil, aynı zamanda Türkiye'deki gazeteci kılıklı sivil darbecileri de sevindirdiğini de görüyoruz. Eskiden beri attığı manşetlerle, yaptığı tetikçilikle, darbecilerin sesi olmuş bir gazetenin internet sayfası dün bu haberi şahsımı da ima edecek şekilde sevinçle verdi. Bundan birkaç gün önce de biliyorsunuz paralel örgütün militanı olan, geçmişi hukuk katliamları ile dolu bir savcı bizi rahmetli Adnan Menderes'in akıbeti ile tehdit etmişti. Biri açıklar, diğeri de güya imalı şekilde bizi beyaz gömlek, yağlı urganla tehdit ediyor. Ya bu yağlı urganı siyasilerin içinden yapanlar da oldu. İşte geçen yıl Erzurum'da vatandaşın üzerinde o yağlı urganı atıyor. Peki neticesi ne oldu? Milletin feraseti başkadır. Nereye mahkum ettiği belli. Ben bu mahfillere bugün açık ve net olarak söylüyorum bunların yularını elinde tutan ağababalarına sesleniyorum, biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz ölümü bir saat gibi kolumuzda taşıyoruz. Korkaklar zafer abidesi dikemezler. Evvelalah bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok. Biz ölümü öldürmüşüz. Sizin tehditleriniz vız gelir tırıs gider. Şayet bu tehditlerin, bu imaların, aba altından sopa göstermelerin bizi yeni Türkiye'yi inşa yolunda vazgeçireceğini düşünüyorlarsa boşuna uğraşıyorlar" dedi.