Erdoğan geçmişte de Saidi Nursi örneği vermiş

Erdoğan’ın, AKP kongresinde “Onsuz Türkiye’nin maneviyatı eksik kalır” dediği Said Nursî’den Belediye Başkanlığı dönemindeki bir konuşmasında da bahsettiği daha önce basına yansımıştı.

ANKARA (ANKA)- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP kongresinden önce, İstanbul Belediye Başkanıyken de Said Nursî hakkında övücü sözler söylediği basına yansımıştı. Başbakan Erdoğan’ın "Bediüzzaman Said Nursî Sempozyumu"nda Said Nursî için "Asla boyun eğmedi, bu yönüyle de Said Nursî Hazretlerinin herkese örnek olduğunda hiç şüphe yok" dediği geçmişte basına yansımıştı.

24-26 Eylül 1995 tarihlerinde İstanbul Atatürk Kültür Merkezi ve Akgün Hotel'de düzenlenen "Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu (20'nci Asırda İslam Düşüncesinin Yeniden Yapılanması ve Bediüzzaman Said Nursî)" adlı etkinlikte Tayyip Erdoğan da kısa bir konuşma yapmış "Bediüzzaman Said Nursî’nin bu topraklarda yetişip eserler vermiş olmasına rağmen, ne yazık ki bu ülkenin insanları bu seçkin insandan gerektiği kadar istifade edemiyorlar" demişti. Başbakan Erdoğan, Osmanlı'nın son dönemi konusunda şu görüşü savunmuştu:

Reklam
Reklam

"Bu dönem İslam dünyasının fikri hayatına baktığımızda aydınların hemen hemen tamamının, Batının çekim alanı içine girmiş olduğunu görüyoruz. Aydınlar, siyasi seçkinler, kendi tarihlerine, dinlerine, onları geçmişte

yücelten asli değerlere karşı, özgüvenlerini kaybetmiş durumdaydılar. Sosyal önderlik ulemanın elinden çıkıp, Batıcı seçkinlerin eline geçmiş durumdaydı."

-"HER DÖNEMİ YAŞADI"-

Said Nursî’nin meşrutiyeti, tek parti dönemi cumhuriyetini ve çok partili hayatı görmüş ve yaşamış olduğunu belirten Recep Tayyip Erdoğan, "Bütün bu acılı, ama zengin tecrübeler Said Nursî Hazretlerini pişiriyor, olgunlaştırıyor ve daima yeni ve farklı arayışlara sürüklüyordu" görüşünü savunmuştu. Tayyip Erdoğan konuşmasında şunları belirtmişti:

"Bediüzzaman Hazretleri şu gerçeğin çok iyi farkındadır: Osmanlı aydınları ve seçkin tabaka, inancını kaybetmiş, kendisini mağlup eden güçlerin hayranlığına kapılarak onları taklid etmenin uygun bir çıkış yolu olduğuna inanmıştır."

Tayyip Erdoğan Said Nursî’nin son nefesine kadar hayatı ile düşünceleri arasındaki tutarlılığı korumasının üzerinde durulması gerektiğini belirtirken, "Gerçekten o, nasıl düşündüyse ve neye inandıysa öyle yaşadı. Hiçbir zaman boyun eğmedi, taviz vermedi ve korkmadı. Hayatı hapis ve sürgünlerle geçti. Defalarca ölümün eşiğinden döndü, ama asla boyun eğmedi, bu yönüyle de Said Nursî Hazretlerinin herkese örnek olduğunda hiç şüphe yok."

Reklam
Reklam

-Y. DOÇENT HÜSEYİN ÇELİK NE DEMİŞTİ?-

Şimdi Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Van Milletvekili olan Hüseyin Çelik de Y. Doçent Doktor ünvanıyla sempozyumda bir bildiri sunmuş ve "Cumhuriyetin başında Bediüzzaman dinlenseydi ülkenin durumu böyle olmazdı" görüşünü savunmuştu. Bugün AB tam üyeliği için çaba gösteren Hükümetin bir bakanı olan Çelik o dönemde batı ülkeleri için "küfr" tanımlamasını kullanmıştı. Çelik'in bazı görüşleri o dönemde şöyleydi:

"-Kanaatimizce Batı, Batılı olmanın gereğini yapıyor. İslam alemi onlara kendini sömürtecek, böldürecek fırsatlar vermekle sorumlu değil midir. Koyunlarını sahipsiz bırakan birinin kurtların onları yemesinden şikayet etmeye hakkı var mıdır?

-Cumhuriyet kurulduktan sonra yeni devlete şekil verenlerin Türkçülüğü o günden beri söylenegelmektedir. En tehlikelisi İslamiyet hayatın neredeyse tamamen dışına itilmiştir. Henüz Cumhuriyet kurulmamışken ve Milli Mücadele devam ederken Bediüzzaman Atatürk'ün daveti üzerine Ankara'ya gelir. Kuva-yı Milliye'yi destekleyen Bediüzzaman Ankara'daki havayı teneffüs etmiş ve milletvekillerinin bir kısmının dine karşı aldırışsız olmasını tehlikeli bulmuştur.

Reklam
Reklam

-Bediüzzaman, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra, milli mücadelenin birçok manevi veya maddi mimarı gibi yeni rejimle barışık olmamıştır. O artık Van'da inzivaya çekilmiştir. Şeyh Said isyanına katılmadığı gibi kardeş kanının akmasına yolaçan bu harekete birçok nüfuz sahibi kimsenin de katılmamasını sağlamıştır. Buna rağmen Van'dan alınarak Burdur'a sürülmüştür. O artık hayatının sonuna kadar devam edecek iman ve Kur'an mücadelesine kendisini adamıştır."

-HÜSEYİN ÇELİK: OSMANLI, CENGİZ VE HULAGU HAYRANLARINI AFFETMEZ...!-

Hüseyin Çelik, bildirisinde, "Bediüzzaman, Cumhuriyetten sonra resmi devlet ideolojisi haline gelmiş, dinden neredeyse tamamen soyutlanmış Türkçülüğün başta Türk milletine haksızlık olduğuna inanır" iddiasında bulunmuştu.

"Bütün bir Osmanlı, Selçuklu ve diğer Müslüman Türk devletleri ve bunların meydana getirdiği medeniyeti adeta elinin tersiyle kenara iten Türk Milletinin kökünü Anadolu'daki antik medeniyetlerde veya İslamiyet öncesindeki Türklüğünde arayanları, Cengiz ve Hülagu hayranlarını asla affetmez" iddiasında bulunan Çelik, "Doğu meselesinin çözümü de İslam kardeşliğindedir. Ne yazık ki bu işte de geç kalınmıştır. Eğer Cumhuriyetin başında Bediüzzaman resmi

Reklam
Reklam

makamlarca dinlenseydi bugün ülkenin durumu şüphe yok ki böyle olmazdı. Kavak eken sopa biçer, Rüzgar eken fırtına biçer' atasözleri ülkemizin durumunu çok iyi ortaya koymaktadır. Maneviyattan yoksun olarak yetiştirilen Doğuluların Kürtçü, Batılıların da Türkçü olmamalarını beklemek iyimserlik olur" iddiasını dile getirmişti.

-AKP KONGRESİNDE NE DEMİŞTİ-

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, söz konusu eski konuşmalarından sonra, Cumartesi günü AKP Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşmada sağcı-solcu-milliyetçi-islamcı birçok sanatçı, şarkıcı, türkücü, düşünürü sıralarken “Seversiniz sevmezsiniz ama Said-i Nursî’siz bir Türkiye’nin maneviyatı noksan kalır” demişti.