Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Andımız uygulamasının soğuk savaş dönemlerinde kalmış, demir perde ülkelerinde modası çoktan geçmiş bir uygulama olduğunu söyledi. Erdoğan, "Geç de olsa bu uygulamayı kaldırdık ve Türkiye'deki bir geri kalmış ülke manzarasını böylece değiştirdik." dedi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'deki AK Parti grup toplantısındaki konuşmasında Andımız uygulamasının Demokratikleşme Paketi ile birlikte kaldırılışına da değindi. Konuşmasında ant uygulamasının kaynağı hakkında bilgi vererek, ilk ve ortaokullarda ant uygulamasanın 1933 yılında başladığını belirten Erdoğan, "Andımız" olarak bilinen metnin yazarının, son derece tartışmalı bir isim olan Reşit Galip olduğunu kaydetti. Andımız'ın yazarı olan Reşit Galip'in, Türkçe ezan zulmünün mimarlarından, Türkçe ezan metninin yazarlarından olduğunu kaydeden Erdoğan, "Aynı Reşit Galip, insan kafataslarını ölçen, insanları kafataslarına göre sınıflandıran anlayışı destekleyen sözümona bir bilim insanıdır." diye ekledi."BAL BAL DEMEKLE AĞIZ TATLANMAZ"Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Ant uygulamasının Cumhuriyetimiz ile Cumhuriyetin temelleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. CHP ve MHP, bu uygulamanın tarihini bilmedikleri, bu uygulamanın tarihi gelişimini okuma zahmetine girişmedikleri için kestirmeden bir istismar kampanyası başlatıp, milleti yanıltma yoluna gidiyor. Ant uygulaması içeriğindeki sorunlar bir yana, en başta şekil olarak bugüne, bugünün Türkiyesi'ne, bugünün dünyasına denk düşmeyen bir uygulamaydı. Bu nereye dönüyor biliyor musunuz? 1930'lardan ve 40'lardaki Hitler ve Stalin gibi diktatörler zamanında toplumu formatlamak için bu tür uygulamalar yapılıyordu. Bunun başarısız olduğu, anlamsız olduğu görüldüğü ve dünyanın hemen hiçbir ülkesinde böyle bir uygulama artık kalmamıştır. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde sabah çocukların okul önünde içtimaya dizildiği, hazırolda bekletildiği, içeriği sorunlu, ayrımcı, ırkçı sloganlar dizisinin okutulduğunu göremezsiniz. Baskıcı, diktatoryal rejimler dahil, bu uygulamanın faydasız olduğunu görmüş, toplumu formatlayamadıklarını görmüş ve bundan vazgeçmişlerdir. Bal, bal demekle ağız tatlanmaz. Balı yersen ağız tatlanır. Her sabah 'Türküm' demekle Türk olunmaz. Her sabah 'doğruyum, çalışkanım' demekle doğru ve çalışkan olunmaz. Çocuklara her gün aynı şeyleri söyleterek ancak ve ancak lafzı hafızalara kazırsınız ama anlamla ilgili hiçbir yansıma göremezsiniz. İnsan sabah okul bahçesinde slogan tekrarlayarak değil, ailesinden, öğretmenlerinden, çevresinden aldığı eğitimle, terbiyeyle bir takım değerlere sahip olur. Eğer ilkokullarda okutulan andımız lafzın ötesine geçebilseydi en başta CHP, en başta MHP Türkiye'ye bu kadar ağır bedeller ödetmezlerdi." "ANDIMIZ'IN CUMHURİYETİN KURULUŞ FELSEFESİ İLE BAĞI YOK"Bu uygulamaın Soğuk Savaş dönemlerinde kalmış, demir perde ülkelerinde yaşatılmış, modası çoktan geçmiş bir uygulama olduğunu söyleyen Erdoğan, “Türkiye bu uygulamayı kaldırmakta geç bile kalmıştır. Nazi Almanyası, faşizm İtalyası, sosyalist blok, uzun yıllar önce bu uygulamalardan vazgeçmişken Türkiye'de bu geri kalmışlık manzarası maalesef hala devam ediyordu. Geçte olsa bu uygulamayı kaldırdık ve Türkiye'deki bir geri kalmış ülke manzarasını böylece değiştirdik. Milletimden, gençlerimizden, çocuklarımızdan rica ediyorum; gitsinler, okusunlar bu anlattıklarımın daha da detayını görecekler. Bu uygulamanın tarihini öğrensinler. Eğer okurlarsa, öğrenirlerse bu uygulamanın Cumhuriyetimizle özellikle de Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesiyle hiçbir bağının olmadığını görecek, işte o zaman istismar siyasetçilerini daha iyi anlayacaklardır.” diye kaydetti."KURBAN DERİSİNİ BİR DERNEĞE VERDİĞİ İÇİN TUTUKLANANLAR OLDU"Erdoğan konuşmasında demokratikleşme paketinde yer alan bi diğer konu olan, kurban derilerinin Türk Hava Kurumu'na verilmesi zorunluluğununun kaldırılmasına da değindi. Bir Müslüman'ın kurban keserek inancı gereği bir farzı yerine getirdiğinin alını çizen Erdoğan, ancak devletin buna bile el attığını kaydetti. Erdoğan, "Devlet ne yaptı? Dedi ki 'bunun derisini bana vereceksin' veya 'ben sana nereyi gösteriyorsam, oraya vereceksin.' Bu kurban benim, bunun herşeyi benim, derisi de benim, barsakları da benim. Her şeyi benim. Niçin buna müdahale ediyorsun? Ne oldu bu? Suça dönüştü. Eğer biri deriyi kalkar da 'kaçırayım, ben bunu gideyim herhangi bir vakfa, derneğe vereyim' derse ve bu esnada da yakalanırsa yandı keten helva. Bunu da yaptılar. Bundan dolayı tutuklananlar oldu. Şimdi bu da ortadan kaldı. Kurbanı kesen hak sahibidir. Bunu istediği gibi tasarruf eder. Kurban ibadetimizi eda ederken artık bu tür engellerle de milletim karşılaşmayacak." ifadelerini kullandı.HALK TV'YE: ZATEN DANİSKASINI YAPIYORSUNUZKonuşmasında Suriye'ye de değinen Erdoğan, 110 bini aşkın insanın zalim, terörist ve diktatör Esed tarafından öldürüldüğünü, Suriye'de artık bir devlet terörü estirildiğini söyledi. Beşşar Esed ile röpotaj yapan Halk TV'yi de eleştiren Erdoğan, "Türkiye'den gidip orada Esed ile röportaj yapan bazı sözde medya burada gelip bakıyorsunuz kendi ülkesinin Başbakanı'nı onun malum sözleriyle burada değerlendirmek, yargılamak istiyor. Ona ihtiyacın var mı ya? Sen zaten bunları daha fazlasıyla söylüyorsun, ne gerek var. Siz burada zaten ne yapıyorsanız, hakaretinizin daniskasını yapıyorsunuz. Oradan aldığınız destek size çok daha fazla güç mü katar? Böyle bir şey söz konusu değil. Çünkü bu millet sizin ne olduğunuzu biliyor, bizim de ne olduğumuzu biliyor. Adeta malum ana muhalefetin yayın organı durumunda olan medyada bunu görüyorsunuz, televizyonunda bunu görüyorsunuz. Tablolaları bu." dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz