Erdoğan Hamas eleştrilerini cevapladı

ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Hamas'ın Türkiye ziyaretiyle ilgili eleştirilere sert bir üslupla cevap vererek, kimseden icazet alma dertlerinin olmadığını söyledi.

Erdoğan, "Şunu bilmeliyiz ki bu adımın hedefi sadece Ortadoğu barışını gerçekleştirmektir. Ortadoğu'yu bir kan gölü haline çevirme niyetinde olanlardan arındırıp, Ortadoğu'yu bir barış havzası haline getirmektir. Bu havzanın içinde olan biziz, diğerleri değil" dedi.

AK Parti TBMM Grubu bugün toplandı. Toplantıda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, sözlerinin başında Filistin'de seçimi kazanan Hamas heyetinin geçen hafta Türkiye'ye yaptığı ziyaretle ilgili değerlendirmelerde bulundu ve eleştirilere cevap verdi. İlk AK Parti Grup Toplantısı'nda Türkiye'nin, içeride gücünü topladıkça dışarıda itibarını artıracağını söylediklerini hatırlatan Erdoğan, o günkü iddialarının ispatının bugünkü Türkiye olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin özgül ağırlığının bütün dünyada her geçen gün daha çok hissedildiğine işaret eden Erdoğan, buna karşın içeride Türkiye'ye güven sorunu yaşayanlar olduğunu da gördüklerini belirtti. Türkiye'nin gücünün artık arttığını vurgulayan Erdoğan, bugünkü Türkiye'nin savunmacı, dış politikasında tedirgin, inisiyatif almaktan çekinen, pasif bir ülke olmaktan çıktığını söyledi. Erdoğan, ihracat ve turizm rekorlarının, Türkiye'nin AK Parti ile kazandığı özgüvenin eseri olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin dünyadaki temsilini layık olduğu düzeye taşıyabilmek için gecelerini gündüzlerine kattıklarını anlatan Erdoğan, bunun sonucunda Türkiye'yi onurlandıracak büyük mesafeler katettiklerini bildirdi. Türkiye'de istikrar oturdukça, ekonomi büyüdükçe, Türkiye'nin gücünün de itibarının da hissedilir şekilde arttığına dikkat çeken Erdoğan, "Bu artan itibarımıza kuşkuyla bakanların haleti ruhiyelerine fazla zaman ayırmak niyetinde değilim. Bizim ufuk çizgimiz milletimizin ali menfaatleridir. Bugüne kadar Türkiye'nin başını öne eğdirecek hiçbir adım atmadık, bundan sonra da atmayız. AK Partiye zaaf isnat ederek Türkiye'nin iradesini gölgeleme gayreti içinde olanlar boşa kürek çekiyor. Fazla yorulmasınlar. 3 yıl boyunca nasıl bir dış politika izlediğimize millet olarak bakalım. Türkiye AK Parti iktidarıyla birlikle hem bölgesel hem küresel bir misyon üstlenmiş midir, üstlenmemiş midir bu soruyu kendimize soralım" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

GENİŞLETİLMİŞ ORTADOĞU VE GÜNEY AFRİKA PROJESİ

Küreselleşen bir dünyada yaşadıklarını belirten Erdoğan, eski cevapların yeni sorular karşısında yetersiz kaldığını gördüklerini ifade etti. Bütün milletlerin karşısında iki seçenek bulunduğunu kaydeden Erdoğan, "Ya değişime direnmeyi seçeceğiz ki o zaman tekamül merdiveninde varabileceğimiz en son merhalenin mevcut durum olduğunu da kabullenmiş oluruz. En iyi ihtimalle ayakta kalabilsek bile içinde bulunduğumuz duruma razı oluruz. Ya da soğuk savaş döneminden kalma ezberimiz vardı ya, bu ezberimizi bozmayı tercih edeceğiz ki ancak o zaman kendimizi yenileyerek içinde sürüklenmekte olduğumuz derin açmazlardan kurtuluruz" dedi.

Dini ya da kültürel farklılıkların kin ve nefret ürettiği, medeniyetler çatışmasının sahnelenmek istendiği günlerden geçildiğine dikkat çeken Erdoğan, herkesin güvende olmadığı bir dünyada hiç kimsenin tek başına kendisini güvende hissedemeyeceğini vurguladı. Bunun en acı tecrübelerini yakın zamanda yaşadıklarını anlatan Erdoğan, bu durumun sebepleri ve sonuçları üzerinde ciddiyetle düşünmek mecburiyetinde olduklarını ifade etti. Hem Türk milletinin selayeti hem de insanlığın ortak yararı adına bölge ve dünyada barış ve istikrara katkıda bulunmaları gerektiğini dile getiren Erdoğan, çeşitlilik içinde birlikte yaşama ilkesini tüm dünyada küreselleştirmelerinin önemine değindi. Geleceğin felaket senaryolarına teslim edilmemesi gerektiğini kaydeden Erdoğan, hükümetin AB perspektifinin altında bu misyonun olduğunu söyledi. Erdoğan şunları söyledi:

Reklam
Reklam

"Irak ve Suriye meselelerine bakışımız da bunu esas almaktadır. Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika inisiyatifindeki rolümüz buna dayanmaktadır. Burada bizim bir eşbaşkanlık görevimiz var. Medeniyetler İttifakı projesinin temelinde de bu vizyonumuz yer almaktadır. Genişletilmiş Ortadoğu ve Güney Afrika Projesi'ndeki rolümüz bize özellikle Ortadoğu'da önemli görevler yüklemektedir. Bu görevi bir kenara koyamayız. Eğer projenin hedefi demokrasi ise insan haklarıysa, hukukun üstünlüğü ise bu bölgede yaşayan insanların, refahı, mutluluğu, yaşam standardının yükseltilmesiyse Türkiye bu görevde tribünde kalan bir seyirci olamaz. Muhakkak burada rolünü üstlenecektir. Bizim dış politikada temel parametremiz düşman üretmek değil dost kazanmaktır. Başlattığımız bütün dış politika hamleleri bu politika üzerine kurulmuştur.

Kan ve gözyaşı ile özdeşleşen Ortadoğu'da barış ve adalet için sözün ve umudun bitmediğini göstermek için yeni yol haritaları üzerinde düşünce üretiyor, öneriler getiriyoruz. Barış yürek ister, irade ister, aklı selim ister. Bu yüzden bizi doğrudan ilgilendiren bu coğrafyanın huzuru ve selameti için attığımız bütün adımları hesap ederek, her barış ihtimalini bir imkana dönüştürmenin yollarını arıyoruz. Fakat bunu kavrayamayanlar olabilir. İçerde de dışarıda olabilir. Biz, onlar kavrayamamış diye bekleyecek değiliz. Kimseden de bu noktada icazet alma derdimiz yok.

Reklam
Reklam

Burada bizler de bir inisiyatifi kullanmanın hesabı içindeyiz. Şüphesiz ki aklı selim her zaman için önde olmalı. Bunun için de en geniş manada istişarelerimizi yapar ve bu çerçevede adımımızı atarız. Şunu bilmeliyiz ki bu adımın hedefi sadece Ortadoğu barışını gerçekleştirmektir. Ortadoğu'yu bir kan gölü haline çevirme niyetinde olanlardan arındırıp, bir barış havzası haline getirmektir. Bu havzanın içinde olan biziz, diğerleri değil. Burada hala seyirci olalım. Bunu izleyelim diyemeyiz".

HAMAS'IN TÜRKİYE ZİYARETİ

Hamas'ın Türkiye ziyaretinin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğini söyleyen Erdoğan, bugüne kadar hiçbir çabalarının karşılıksız kalmadığını, bundan sonra da kalmayacağını vurguladı. Doğru bir zamanlama ile doğru mesajları vererek insani, tarihi ve ahlaki sorumluluklarının gereğini yerine getirdiklerini ifade eden Erdoğan, aynı mesajları bundan sonra da, açık kanallar başta olmak üzere her fırsatı değerlendirerek vermeyi sürdüreceklerini söyledi. Şiddet ve gerilimin bedelinin, barış adımları için ödenen bedelden daha az olmadığını söyleyen Erdoğan, çabalarının, sadece bölgeye uzun bir aradan sonra barışın geri dönmesi için değil aynı zamanda Türkiye'nin kendi güvenliği için de gerekli olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

Filistin-İsrail ihtilafının kalıcı, kapsamlı ve adil bir barışla çözüme kavuşmasının, sadece iki taraf için değil bütün insanlığın hayrına olacağını vurgulayan Erdoğan, gerek doğrudan tarafları, gerek bütün uluslararası camiayı seçim sonuçlarını doğru okumaya, bu tabloyu barış için bir fırsata dönüştürmeye davet etti. Erdoğan, "Henüz seçimlerden çıkılan Filistin'de bazı mesajlar beğenilmemiş, kabullenilmemiş olabilir. Artık bir demokratik süreç orada devam ediyor ve yeni bir değişim Filistin halkı tarafından gerekli görülmüştür. Sandık neticesi ortaya yeni bir yapı getirmektedir. Bu yeni yapıyı biz ekonomik bir yöntemle terbiye etme yolunu seçecek olursak bunun adı demokrasi olmaz. Bu güdümlü demokrasi olur. Bu Filistin halkına saygısızlık olur. Bundan sonraki süreci iyi değerlendirmemiz, iyi okumamız gerekiyor. Zaman zaman siyasetin içinde tribünlere verilen mesajlar olur.

Halka farklı mesajlar verilmiş olur ama zaman birçok şeyi demokrasi içinde halleder. Burada da sabırlı olmak lazım. Türkiye'ye yapılan ziyarette gerek AK Parti Genel Başkan vekilim, gerekse Başbakan vekilim, tüm insanlığın beklentisi olan mesajları Filistin heyetine vermişlerdir. Verilmesi gereken neyse vermişlerdir. Türkiye dışında başka ülkelerin veremeyeceği mesajları vermişlerdir. Bu mesajlar samimiyetle verilmiştir. Bu mesajlar içinde şiddetin terkedilmesi, yol haritasının kabulü, İsrail'le masaya oturulması, bir dayanışma ruhunun Ortadoğu'ya egemen kılınması, barışın hedef alınması vardır. Tüm bunlar konuşulurken, demokratik sürecin barışa endeksli olması vardır. Ortaya konulan telkinler bölgede neyi amaçladığımızın da en açık ifadesidir.

Reklam
Reklam

Türkiye gerek İsrail, gerekse Filistin'le bugüne kadarki siyasi, ekonomik, askeri görüşmelerini bundan sonra da yürütecektir. İç politikada oynayanlar 'efendim biz de bunu istiyoruz ama' diyor. Aması ne. Türkiye ne çektiyse bu amadan çekti. Biz iş yapmanın, netice almanın gayreti içindeyiz. Ondan sonra atı alan Üsküdar'ı geçiyor. Buradaki zamanlamayı da Türkiye'de siyasetin içindeki gerek anamuhalefet, gerek diğerleri, ne zaman yapalım diye sorarak, bunu onlarla mı kararlaştıracaktık. Ne zaman gelecekler, bunun ta önceden onlara tarihini mi bildirecektik. Müsaade etsinler de ne zaman, kimlerle nasıl yapacağımızın kararını biz verelim" açıklamasında bulundu.

Başbakan Erdoğan, Dış Politika Başdanışmanı Ahmet Davutoğlu'nun, Hamas ziyaretinin baş mimarı olduğu yönündeki haberlere de tepki gösterdi. Erdoğan, "Bazı medya gruplarının kalkıp bizim adımıza bu görüşmeleri örgütleyenin, planlayanın bizim müşavirlerimiz olduğuna yönelik attıkları başlıklar, gösterdikleri hedefler çok çirkindir, ahlaki değildir. Bunun kararını biz veririz. Dışişlerinin haberi yokmuş. CHP buna her zaman dayanır. Herhalde bazı haber kaynakları var. Bunlar doğru değildir. Dürüst davranmıyorlar. Bizim gerek Dışişleri Bakanımızın, gerek parti yöneticilerimiz görüşmelerinden önce, Dışişleri yetkilileri gelen heyetle görüştü. Bunlar kendi alışkanlıklarını bizde görmek istiyorlar. Biz adımlarımızı samimiyetle atıyoruz. Bundan sonra da samimiyetle atacağız" değerlendirmesini yaptı.

Reklam
Reklam