Erdoğan: İmtiyazlı ortaklık ifadesi çok çirkin

Münih (AA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı AB üyesi ülkelerin yöneticilerinin, Türkiye için zaman zaman "İmtiyazlı ortaklık" gibi ifadeler kullandıklarını belirterek, "Bunu siyaseten bir çok çirkin buluyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, 44. Münih Güvenlik Politikası Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin her zaman terör olaylarına karşı küresel işbirliği süreçlerinin bir parçası olduğunu ve elinden gelen katkıyı sağladığını söyledi.

Afganistan, Bosna, Kosova ve Lübnan gibi ülkelerde Türk askerinin insani amaçla ve dayanışma anlayışının bir gereği olarak görev aldığını belirten Erdoğan, "Türkiye, dünya barışı için gösterdiği hassasiyetin, yardımlaşma duygusunun ve duyarlılığın bir benzerini dost ülkelerden de haklı olarak beklemektedir. Aksi halde terörle mücadele konusundaki inandırıcılık ve samimiyet ciddi şekilde zarar görür" dedi.

Reklam
Reklam

"NATO ittifakının, Türkiye'nin güvenlik politikasının belkemiğini oluşturmaya devam ettiğini" belirten Erdoğan, Birleşmiş Milletler bünyesindeki barışı koruma operasyonlarına Türkiye'nin verdiği desteğin süreceğini de ifade etti.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "AB'ye katılım sürecimiz bizim açımızdan istikrarlı bir temele oturmuştur. Zihnimizde bu sürecin amacı, hedefi, sonucu, bizi götüreceği yer gibi konularda herhangi bir soru işareti veya tereddüt yoktur.

Varılacak yer bellidir. O da diğer üyelerle eşit koşullarda tam üyeliktir. Zaman zaman sağolsun bazı Avrupalı dostlar Türkiye için 'İmtiyazlı ortaklık' gibi ifadeler kullanıyorlar. Bunu siyaseten biz çok çirkin buluyoruz. Zira oyun esnasında kural değişmez. Maça çıkıyoruz...

Penaltının kuralları belli. 90 dakikayı oynuyoruz, artı uzatmalar... Tam bu esnada bakıyorsunuz penaltının kuralları değişiyor. Böyle çirkinlik olmaz.

AB müktesebatı içerisinde Avrupa Birliği'ne nasıl girilebileceği belli. Bütün bunlar belliyken son zamanlarda 'İmtiyazlı ortaklık' gibi yakıştırmanın çıkmış olması ne adalet anlayışına, ne hakkaniyet anlayışına ne de AB'nin ahde vefa anlayışına sığmamaktadır, uymamaktadır."

Reklam
Reklam

Tayyip Erdoğan, "Her şeyden önce halkın kendi inancına, kendi dinini yaşaması gayretleri herhalde farklı dinlerden olan insanlar tarafından da anormal karşılanmamalı" dedi.

Erdoğan, "Farklı dinlerin mensuplarına bizler nasıl, 'siz niçin dininizi bu kadar iyi yaşıyorsunuz ya da bu kadar hassasiyetle yaşıyorsunuz' deme hakkına sahip değilsek, bir Müslümanın da dinini yaşamasına kimsenin kalkıp 'sen dinini bu kadar iyi yaşıyorsun, başarılı yaşıyorsun' deme hakkına sahip değildir" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, İslamiyet ile AB sürecini birbiriyle nasıl bağdaştırdığı şeklindeki bir soru üzerine, şunları söyledi:

"Partimizi kurduğumuzda programımıza yerleştirdiğimiz ilke şudur. Bizim partimiz din eksenli bir parti değildir. Bizim partimiz muhafazakar, demokrat bir partidir ve süreci bu şekilde çalıştırırken halkımızın da yaklaşık 99'u Müslüman'dır. Her şeyden önce halkın kendi inancına, kendi dinini yaşaması gayretleri herhalde farklı dinlerden olan insanlar tarafından da anormal karşılanmamalı. Farklı dinlerin mensuplarına bizler nasıl, 'siz niçin dininizi bu kadar iyi yaşıyorsunuz ya da bu kadar hassasiyetle yaşıyorsunuz' deme hakkına sahip değilsek, bir Müslüman'ın da dinini yaşamasına kimsenin 'kalkıp sen dinini bu kadar iyi yaşıyorsun, başarılı yaşıyorsun' deme hakkına sahip değildir. Bu özgürlüklerle de asla uyuşmaz. Bir taraftan din ve vicdan özgürlüğü diyeceksiniz, öbür taraftan kalkıp Müslüman için böyle bir defans uygulayacaksın. Bu defansı uygulamaya bir defa kimsenin hakkı yok. Bunu bir defa baştan belirleyelim, altını da çizelim"

Reklam
Reklam