Başbakan Erdoğan, Kayseri'de halka seslendi. Kayserililerin doldurduğu meydanı gören Erdoğan muhalefete yüklendi. Erdoğan'ın konuşması sloganlarla sık sık bölündü.
Erdoğan, partisince Kayseri Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti. Kurulduğu günden itibaren AK Parti'ye verdikleri destekten dolayı Kayserililere teşekkür eden Erdoğan, ''Yola çıktığımız andan itibaren bizi yalnız bırakmadınız. Sizlerle sadece yol arkadaşı değil, aynı zamanda kader arkadaşı olduk. Bu topraklar üzerinde aynı ekmeği bölüştük, acıyı bölüştük, sevinci bölüştük, bu ülkeyi hep birlikte sevdik, bu ülkeyi hep birlikte savunduk, hep birlikte bugünlere ulaştırdık'' dedi.
3 Kasım 2002'de AK Parti'yi iktidara taşıyan vatandaşın ''yeter söz de karar da milletindir'' dediğini dile getiren Erdoğan, milletin aynasında kendilerine baktıklarını, milletin huzurunda hesap ve muhasebe yaptıklarını, bunun hesabını vermek için Kayseri'ye geldiğini kaydetti.
_**Ne demek istediğini,
Kayseri'nin iyi anlayacağını ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:**_
''Kayseri, on yıllar boyunca mahrumiyeti, yoksulluğu, çaresizliği yaşadı. Devletten bir kuruş almadan ayakta kalma mücadelesi verdi ama Kayseri yılmadı, umudunu hiç kaybetmedi, direndi ve kazandı. Sırtını, Ankara'ya dayamadı, teşviklere, batık kredilere, karşılıksız çeklerle geçinenlere dayamadı, hortumla çekilen Hazine kaynaklarına dayamadı. Kayseri, kendisi üretti, sattı, kazandı ve bu yarışta 'ben de varım' dedi. Ah benim Kayserili kardeşim biz, ikinci sınıf vatandaş nedir biliriz; biz, ötelenmenin, iteklenmenin, hor görülmenin ne demek olduğunu biliriz; kendisini bu ülkenin yegane sahibi zanneden zihniyetin, kendisi dışındakilere nasıl böcek muamelesi yaptığını çok iyi biliriz.
O zihniyet, on yıllar boyunca 'siz üretemezsiniz, yerinizi bilin, haddinizi bilin geride durun' dedi, 'siyaset sizin neyinize', dediler, 'biz sizi idare ederiz' dediler, 'siz kapıcısınız, siz odacısınız' dediler, 'arada bir oy verin o yeter, sonrasına karışmayın' dediler, 'siz dış politikadan anlamazsınız, siz ekonomiden anlamazsınız, iktidar olamazsınız' dediler, 'siz muhtar bile olamazsınız' dediler. Hatta gün geldi 'kim oluyorsunuz da Cumhurbaşkanı seçiyorsunuz' dediler, biz ne dedik meydanlardan onlara: 'Muhtar da olacağız, Başbakan da olacağız' dedik, 'Cumhurbaşkanını, millet olarak seçeceğiz, hem de Kayseri'den seçeceğiz' dedik. Biz, onlara 'milletiz' dedik millet... 'Bu ülkenin sahibi biziz' dedik. Biz, bu ülkenin evlatlarıyız, bu ülkenin aşıklarıyız, bu ülkenin sevdalılarıyız.''
3 Kasım 2002'nin şahlanış tarihi olduğunu, Anadolu'nun haykırış tarihi ve milletin iktidara geliş tarihi olduğunu belirten Erdoğan, ''Biz, onların bize yaptıklarını yapmadık, dışlamadık, ötekileştirmedik, hiç kimseye hor bakmadık. Onların yaptığının tam tersine 74 milyona aynı nazarla baktık, 74 milyonu bir gördük, beraber gördük, kardeş gördük. Bizim farkımız bu, zenginliğimiz bu, AK Parti'yi farklı yapan bu'' diye konuştu.
**"İNANÇLARIMIZLA OYNANDI, DEĞERLERİMİZLE ALAY EDİLDİ AMA..."**
Konuşması sık sık ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' sloganlarıyla kesilen Erdoğan, şöyle devam etti: "Biz birilerine değil, Kayseri'ye değil, Türkiye'ye Cumhurbaşkanı seçtik. Elitlerin, zenginlerin, seçkinlerin, Galata bankerlerinin değil, Türkiye'nin iktidarı olduk. Biz, ne istediysek 74 milyon için istedik, ne yaptıysak belli illere, belli bölgelere değil, 81 vilayete 74 milyona yaptık. Ufuksa '74 milyon için ufuk' dedik. Demokrasiyse '74 milyon için demokrasi', refahsa '74 milyon için refah' dedik. 3 Kasım öncesinde ne yaşadıysak, hangi acıları çektiysek, nasıl bir muameleye maruz kaldıysak, onların tamamından büyük bir hassasiyetle kaçındık.
Bizim inançlarımızla oynandı, değerlerimizle alay edildi ama biz bunu asla yapmadık. Hiç kimsenin hayat tarzına karışmadık, 'başı açık, başı örtülü' demedik çünkü hepsi bizim kardeşimiz, hepsi bu ülkenin evlatları. Yola çıkarken, 'etnik milliyetçilik yapmayacağız, bölgesel milliyetçilik yapmayacağız, dinsel milliyetçilik yapmayacağız' dedik. Türküyle, Kürtüyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Abhazasıyla, Romanıyla, Boşnağıyla aklınıza ne geliyorsa 74 milyonu 'Yaradan'ı severiz yaratılandan ötürü' anlayışıyla sevdik, bağrımıza bastık. Alevi demedik, Sünni demedik, hangi dinden olursa olsun eşit mesafede durduk. Çünkü herkesin dini kendine ama güvencesi biziz. Biz, böyle bir medeniyetten geliyoruz. Bölgesel ayrım yapmadık. Batıda ne varsa doğuda o var, kuzeyde ne varsa güneyde o var. Bundan sonra da böyle devam edeceğiz. Biz, bu Türkiye'yi özgürlükle, demokrasiyle, kardeşlikle büyüttük.''
Erdoğan şunları söyledi: "Bugün Ortadoğu sokaklarında teşekkür Türkiye var. Bugün tüm dünya gibi Filistin'nin arkasına dayanan değil onlara yardım eden Türkiye var. Bugün İsrail zulmüne korsanlığa karşı susan tepkisiz bir Türkiye değil, haykıran hakkını isteyen, adalet isteyen korsanlara haddini bildiren bir Türkiye var.
Bunlar gittiler İsrail'e utanmadan, sıkılmadan bizi şikayet ettiler. Varsa şikayetin gel milletime yap. Ama bunlar iktidarın batı tarafından belirlendiği günlerin arta kalanları. Artık bu ülkede birileri iktidar belirlemiyor.
Partiyi kurduk benimle ilgili 58 dosya hazırladılar. Paran yoksa sana kırtasiyeciden dosya gönderelim. Bana bir mektup gönderiyor. Şuradan şu kadar para alınmış. İmzası nerede? Önüne bir kapak yazıp gönderiyor. Adam benim milletvekilime kirasını ödememiş. Bunu liste başı yapıyor. Aslında onu vekil yaparak karşılıksız çeklerden kurtaracak. Varsa elinde ciddi bir şey yargı ortada. Kayseri Belediye Başkanı eserleriyle konuşuyor. Senin vekilin kirasını ödemedi.
Kemal Kılıçdaroğlu diye biri yoktur. Kemal Kılıçdaroğlu sanaldır. Baykal kaset mağduru olduğunu söyledi, kapıdan çıktı Kılıçdaroğlu aday değilim dedi ertesi gün çıkarak kaset mamulü bir genel başkan olarak adayım dedi. Kemal Kılıçdaroğlu, siyaset mühendisleri tarafından üretilmiş bir vitrin süsünden ibarettir, CHP'nin yeni genel başkanı çeteler tarafından, statükocular tarafından yönlendirilen bir figürden ibarettir."