Kılıçdaroğlu’nun, daha önce perşembe günkü görüşmede "Baykal’a komployu kimin kurduğunu tespit ettiniz mi, soruşturmadan ne çıkacak diye soracağım" açıklamasının hatırlatıldığı Başbakan Erdoğan, cevabı peşinen verdi.
[**
**](https://www.mynet.com/kilicdaroglu-ve-baykalin-yanitlamadigi-soru-110100521847)
Hürriyet'ten Metehan Demir'in haberine göre Başbakan Tayyip Erdoğan, Srebrenitsa katliamının 15’inci yıl anma töreni başta olmak üzere çıktığı Balkan gezisinde kendisine özel uçağında eşlik eden az sayıda gazeteciye Türkiye gündemine dair önemli mesajlar verdi.
Referandumda halkın ‘evet’ oyu vereceğini söyleyen Erdoğan, eski CHP lideri Deniz Baykal’ın kaset olayıyla ilgili sorulara da, “Bunları bize soranlar, faillerine sorsunlar, bize niye soruyorlar. Failler birbirleriyle tokalaşmıyor” diye tepki gösterdi. Saraybosna’dan geçtiği Belgrad’da kaldığı otelde gazetecilere gündemi değerlendiren Başbakan Erdoğan’ın kritik açıklamaları şöyle:
**Buyrun Başsavcılığa işin sorumluları belli**
(Görüşmeden ümidiniz var mı sorusuna) Peşinen söylersem yakışmaz, yanlış olur. Görüşmemizi yaparız. Bize tavsiyeleri olacaksa, onu ben kamuoyuyla ondan sonra paylaşırım. Ama şimdi, beklemiyorum dersem, niye gidiyoruz?
(Kılıçdaroğlu’nun, daha önce ‘Baykal’a komployu kimin kurduğunu tespit ettiniz mi, soruşturmadan ne çıkacak diye soracağım’ açıklamasının hatırlatılması üzerine)
Böyle bir soruyu bana yönelttiği zaman benim kendisine ilk söyleyeceğim; Buyrun, Ankara Başsavcılığına müracaat edin, bu işlerin sorumluları bellidir. Gideceği yere gitmiştir. Bunları bize soranlar, faillerine sorsunlar, bize niye soruyorlar?
(Faillerini tanıdıklarını mı düşünüyorsunuz sorusuna) Hayır, failler birbirleriyle tokalaşmıyor da onun için söylüyorum.
**Kılıçdaroğlu’na ‘Katkın ne’ diyeceğim**
CHP ile en önemli gündem maddemiz terör olacak. Katkın ne olacak? Önerilerimiz var, biz şunları şunları iktidardan bekliyoruz diyorlar. Eyvallah. Ama biz de bugüne dek ne yaptık terörle ilgili A’dan Z’ye göstereceğiz. Gelin arkadaşlar, olayı samimi olarak ortaya koyalım. Ta 84’ten bu güne her yıl teröre ne kadar şehit vermişiz. Bunları sene sene çıkaralım. Orada zaten yıllık tablolar çıkacak. Ama bakın, biz bunların birini bile hiçbir zaman siyaset malzemesi yapmadık, yapamayız. Şu gün azaldıydı, şu gün çoğaldıydı filan bunu konuşamayız.
**Hani diyorlar ya: ‘Biz enayimiyiz niye söyleyelim’**
Ama bunu rakam olarak getirirsen de, biz sizin önünüze koyarız. Koyduğumuz da da bizim dönemimizde sıfırdı diye halka yutturmaya kimse kalkmasın. Aynı dönemdeki, terörist başının yakalandığı ve kendilerine teslim edildiği dönemde bir düşüş söz konusu olmuştur. Kalkıp sıfırlanmıştır diye yutturma gayretine girmeye gerek yok. Biz hiçbir şeye kapalı değiliz, yeter ki bu işi başaralım. Yani CHP’den teklif gelmiş yapmayalım, haşa. Gerekli olanı seve seve yaparız. Biz zaten emanetçiyiz. Ama, muhalefet, ben söyleyemem iktidara gelince söyleyeceğim derse, terör gibi bir mesele de herhalde bunun izahı olmaz. Hani diyorlar ya, ‘biz enayimiyiz niye söyleyelim?’
**Halk 'evet' diyecek**
Milletimiz bu referanduma inşallah evet diyecek. 14 gün parlamento da çalışma yaptık. Muhalefetin engellemek için başvurmadığı yöntem kalmadı. Bunu yaparken parlamento adabı içerisinde de yapmadı. Ana muhalefet partisinin kendi mensuplarına güvenmediğinin en güzel göstergesi kendi vekillerine oy kullandırmamasıdır. Bu demokratik parlamenter sistemde akla ziyan bir şeydir. Uygulanan baskı yöntemi çok manidardı.
**MHP tavanı ile tabanında korkunç bir kopma var**
TABİİ, muhalefet partilerinin diğerlerine bakıyorsun. Onların da çok ciddi sıkıntıları var. Örneğin MHP tavanı ile tabanı arasında korkunç bir kopma var. Oy oranındaki düşüş onu gösteriyor. Ben inanıyorum ki MHP tabanı bu tepkisini referandum da çok net ortaya koyacaktır. Diğer üçüncü partiye (BDP) bakıyorsunuz. Onlar sandıkları boykot kararı aldı. Şimdi bu da bir şeyi ortaya koyuyor; demokrasi veya demokratik parlamenter sistem anlayışı bu partinin de işi değil.
Bütün samimiyetimle söyleyeyim; ben bu partilerin hepsini de ziyaret etmeyi hep arzu ettim. MHP’den üç kez randevu talep ettik, hiç yanaşmadılar. Şmdi yine MHP’ye de giderim açıklamasını yaptığımda hemen koparılan vaveylayı, ahlaki olmayan ifadeler kullanmak suretiyle anlamak mümkün değil. Neymiş, pişmanlık duyduğumuzu ifade edecekmişiz, şuymuş, buymuş. İnsan kendi işine bakar ya. Bir defa tüm arkadaşlarımızla gerekli istişareleri yaparak karar veriyoruz. Bu iki parti (MHP ve BDP) terörden besleniyor. Birisi farklı yaklaşımla tersinden beslenmenin gayreti içinde bir diğeri de zaten direkt olarak bu işi yapıyor.
**2 kere 2 dört değil**
- Terörl mücadele kısa vadeli bir süreç değil. Sıfırlamak, tamamen kökünü kazımak falan gibi iddialı ifadeler içinde başbakan olarak olmadım. Çünkü bu 2 kere 2 dört değil. Bu sosyolojik bir vaka. Bu işin içinde bakıyorsunuz, İspanya, İngiltere sıfırlayamamış.
- AB üyesi, NATO üyesi ülkelerle, Kuzey Irak ve merkezi hükümet olsun bütün konuları çok açık görüştük. Mesela Irakta şimdi üçlü mekanizma devam ediyor. Beklentilerimiz var karşılandı mı? Hayır. Böyle bir şey henüz yok. Ama her geçen gün Irak’taki münasebetler her geçen gün daha iyi hale geliyor.
- Bu mücadelede yılmak yok. Netice alana, ülkemizde, güneydoğu ve doğu da huzur ortamı yakalayana kadar.(Ufukta kara harekatı var mı sorusuna) Bununla ilgili olarak var veya yok gibi ifadeyi kullanmamız uygun olmaz. Olması gereken zamanda bu konuda hemen bir talep olduğu zaman değerlendirmemizi yaparız.
**Sınırlarımızdaki kapıları artıracağız**
İran, Irak, Suriye sınır kapılarında sayıyı çoğaltma çalışmasındayız. Vizelerin kalkması sebebiyle de çok daha rahat giriş çıkışlar olsun diye bunun da çalışmalarını gerek gümrük gerek dış işleri hep birlikte yapıyoruz.
**Neden sahip çıkmadınız?**
MAVİ Marmara olayının peşini hiçbir zaman bırakmayacağız. Uluslarası hukuktan kaynaklanan haktır. 9 tane şehit 24 yaralı var. Bu 9 şehidin bir tanesi Türk orjinli ABD vatandaşıdır. Obama’ya sordum; ‘Furkan’a Türk orjinli olduğu için mi sahip çıkmıyorsunuz’ diye. O konuda bizim düşüncelerimizi paylaştığını, adeta oradaki şeyde haklı olduğumuza dair beyanları var Obama’nın. Burada tabii yaklaşım tarzı. 7’sinde Netenyahu ile görüşmesinde paylaşacağını söylemişti. Basına yansıyanların işin gerçeği olduğunu sanmıyorum. Bu dünya da biz siyasiler şunu bilmemiz lazım: Biz adaletle hükmetmeye mecburuz. Görev yaptığımzı ülkenin halkının haklarını sonuna kadar savunmaya mecburuz. Bu ABD Başkanı için de Türkiye Başbakanı için de geçerlidir.